Mardin’in Nusaybin ilçesinde sokağa çıkma yasağının devam ettiği 26 Mayıs 2016’da kentten tahliye edilen 17’si çocuk 70 kişi hakkında açılan ve ardından tefrik edilen dava duruşmaları bugün de devam edildi. Osmaniye T-2 Nolu Kapalı Cezaevi’ndeki Mehmet Faruk Engin ve Başer Baver ile beraber tedavilerinin yapılması talebiyle açlık grevinde olan İbrahim Halil Karataş’ın duruşması bugün görüldü. Açık grevinin 9’uncu gününde olan Karataş, Mardin 4’üncü Ağır Ceza Mahkemesi’nde görülen duruşmada hazır edildi. Karataş'ın avukatı da duruşmada hazır bulundu.

‘SAĞLIK HAKKIMIZ GASP EDİLMİŞTİR’

Kimlik tespitinin ardından Karataş savunma yaptı. Açlık grevi eyleminde olduğu için hazırladığı savunmanın bir kısmını okuyacağını belirten Karataş, "Cezaevindeki uygulamalar, 1980 askeri darbesinde yaşananları aşmış durumdadır. Sağlık hakkımız elimizden alınmıştır. Akar İkbal ve Mehmet Faruk Engin arkadaşlarımız ayaklarından yaralıdır. 4 yıldır tedavi edilmemektedir. Arkadaşlarımız tedavi edilmemeleri durumunda sakat kalacaktır. Arkadaşlarımızın tedavilerinin yapılmaması kabul edilemez. Yaşam hakları hiçe sayılmaktadır. Şu an cezaevinde koğuşun üstü tellerle kapatılmıştır. Sosyal aktivite haklarımız elimizden alınmıştır. Cezaevindeki bu sorunlarla birlikte öncelikli talebimiz sağlık hakkımızdır” dedi.

TUTUKLU KAYA’YI ANIMSATTI

Osmaniye Cezaevi’nde iken defalarca hastaneye kaldırılan, ancak buna rağmen tedavisi yapılmayan Sabri Kaya’nın hayatını kaybetmesinden bir gün önce tahliye edildiğini hatırlatan Karataş, “Sabri Kaya arkadaşımız bu uygulamalar nedeniyle şehit düşmüştür. Cezaevi idaresi Sabri Kaya arkadaşımızın oyun yaptığını söyleyerek, sağlık durumunu göz ardı etmiştir. Cezaevi idaresi sağlık hakkımızı gasp etmiştir. Biz 3 arkadaşımız ile birlikte açlık grevindeyiz. Sağlık hakkımız verilene kadar açlık grevi eylemimiz devam edecektir” diye konuştu.  

‘SUÇ DUYURUSUDUR’

Ardından savunma yapan Karataş'ın avukatı Erdal Kuzu ise, Osmaniye Cezaevi’nde ciddi hak ihlallerinin yaşandığına dikkati çekerek, müvekkili ile birlikte arkadaşlarının tedavi haklarının karşılanmaması nedeniyle açlık grevinde olduklarına değindi. Müvekkilinin tutumunun cezaevi yetkilileri hakkında suç duyurusu olduğunu söyleyen Kuzu, “Suç duyurusunun mahkeme tarafından kararla beraber gereğinin yapılmasını talep ediyoruz" dedi.

‘KARAR ŞEKİLSEL OLACAK’

Müvekkilinin Mardin E Tipi Kapalı Cezaevinde kalmasının sağlanmamasından kaynaklı yargılamanın “adil” olmayacağını belirten Kuzu, mahkemenin bahsedilen delilleri toplamayarak, savcılık tarafından hazırlanan iddianameye göre karar vermek istediğini kaydetti. Kuzu, kararın “şekilsel” olacağını ve yargısal olmayacağını vurguladı. Müvekkili hakkında beyanı olmayan bir tanığın da dosyada tanık olarak eklendiğine dikkati çeken Kuzu, tanığın mahkeme huzurunda dinlemesi durumunda gerçeğin açığa çıkacağını söyledi. İstanbul ile Mardin'de hukukun farklı işlediğini söyleyen Kuzu, yaşanan sorunun temelinde toplumsal sorunların olduğunu belirtti.

‘DELİLLER YOK HÜKMÜNDEDİR’

Kuzu, adil kararın vicdani kanaate dayanılarak oluşturulan karar olduğunu söyledi. Mahkemenin günübirlik kararlar veremeyeceğini ifade eden Kuzu, ceza yargılamaları ile Nusaybin'de yaşananlardan sorumlu olan yetkililerin aklanmaya çalışılacağını dile getirdi.  Kuzu, "O tarihteki Nusaybin TEM Şube Amiri Ünal Uyar'ın işkence ve yağma suçlarından ceza almasını da göz önüne aldığınızda bu şube amirinin toplamış olduğu deliller de yok hükmündedir. Müvekkil ve diğer isimlerin defalarca işkenceye ve kötü muameleye maruz kaldıklarını belirtmeleri üzerine bir soruşturma yürütüldüğü açıktır. İşkence ve kötü muameleye ilişkin soruşturma neticelendirilmeden bu dosyada karar verilmesi doğru olmayacaktır. Adil bir karar talep ediyoruz" dedi.

Son sözü sorulan Karataş, "Son sözüm bijî serok Apo'dur (Yaşasın Başkan Apo)" dedi.

MÜEBBET VE 21 YIL HAPİS VERİLDİ

Mahkeme, Karataş hakkında “Devletin birliğini ve ülke bütünlüğünü bozma” iddiası ile ağırlaştırılmış müebbet, “Öldürmeye teşebbüs” iddiası ile 18 yıl, “Kamu malına zarar verme” iddiası ile 3 yıl hapis cezası verdi.

CEZA VERİLENLERİN SAYISI 49’A YÜKSELDİ

Karataş’a verilen ceza ile birlikte Nusaybin Davası’nda ceza verilenlerin sayısı 49’a yükseldi. Daha önce görülen duruşmalarda tutuklu Şeyhmus Koç ağırlaştırılmış müebbet ve 28 yıl 6 ay, Recep Yel ağırlaştırılmış müebbet ve 17 yıl, Yasemin Erkol 10 yıl, Özgür Sevim ağırlaştırılmış müebbet ve 25 yıl, İlyas Doğan, Ömer Karataş, Osman Bozkurt, Hamit Acur ve Akar İkbal ağırlaştırılmış müebbet ve 15 yıl hapis verildi. Sadık Tan, İsmail Yılmaz, Bayram Sevgin, Fırat Dari, Mazlum Yaşa, Nubahar Özdemir ve Hatip Oyman ağırlaştırılmış müebbet ve 18 yıl, Ercan Dolaşır ağırlaştırılmış müebbet ve 10 yıl, Melis Teksan ağırlaştırılmış müebbet, Erkan Benli ağırlaştırılmış müebbet ve 20 yıl 3 ay, Baver Başar ağırlaştırılmış müebbet ve 19 yıl, Mehmet Ziriğ ağırlaştırılmış müebbet ve 17 yıl, Süleyman Göksel Yerdut ağırlaştırılmış müebbet ve 15 yıl, Dilber Tanrıkulu ağırlaştırılmış müebbet ve 26 yıl, Tufan İlbaş ağırlaştırılmış müebbet ve 27 yıl 6 ay, Ramazan Eroğlu 2 ağırlaştırılmış müebbet ve 3 yıl, Ömer Güner ile Faruk Engin’e ağırlaştırılmış müebbet ve 31 yıl, Resul Ergün’e 3 kez ağırlaştırılmış müebbet ve 27 yıl, Fırat Çiftçi’ye ise ağırlaştırılmış müebbet ve 29 yıl, Oktay Gül ağırlaştırılmış müebbet ve 25 yıl 6 ay, Ferhat Doğan 18 yıl, Nurullah Akyüz’e ağırlaştırılmış müebbet ve 26 yıl 6 ay, İbrahim Halil Ildız’a müebbet hapis ve 53 yıl, Enes Taşkın’a da müebbet hapis ve 18 yıl hapis cezası verildi. İbrahim Toktaş’a ise, Mardin 2’nci Ağır Ceza Mahkemesi tarafından ağırlaştırılmış müebbet ve Mardin 4’üncü Ağır Ceza Mahkemesi tarafından 15 yıl hapis verildi. Abdulkadir Baybars’a ise, ağırlaştırılmış müebbet ile birlikte 26 yıl 6 ay hapis cezası verildi.

Tutuklandıklarında yaşları küçük olan Şükrü Aybek, Heja Alğan, Emre Topçuoğlu, Baran Eman, Çeçan Kilkaya ve Dilan Aslan’a 35 yıl 10’ar ay hapis cezası verildi. Hüseyin Bağ’a 11 yıl, Zehra Kaya’ya 18 yıl, Fatma Aslan’a da 21 yıl 7 ay, Nurcan Aslan’a 25 yıl 8 ay, Murat Gazioğlu’na 11 yıl 4 ay hapis cezası verildi. Evini terk etmeyen 5 çocuk annesi tutuksuz Nurşen Demir’e de 10 yıl hapis verildi.

AYVERDİYE ÖDÜL GİBİ CEZA VERİLMİŞTİ

Dosyada itirafçı olarak yer alan ve Diyarbakır Büyükşehir Belediye Eşbaşkanı Selçuk Mızraklı ile Kayapınar Belediye Eşbaşkanı Keziban Yılmaz’ın tutuklanmasına gerekçe yapılan ifadeleri veren Hicran Berna Ayverdi’ye ise, ödül gibi ceza verilmişti. Ayverdi hakkında aynı gerekçeler ile “örgüt üyesi” olduğu iddiası ile 8 yıl hapis cezası verilip, cezası 3 yıl 4 aya indirilmişti.

ÇINAR VE YÜKSEK’İN DOSYASI KAPATILDI

Tutuklulardan Medya Çınar ve Siraç Yüksek, PKK Lideri Abdullah Öcalan üzerindeki tecride karşı tutuklu bulundukları cezaevlerinde yaşamlarına son verdiklerinden dolayı haklarında açılan davalar kapatıldı.