Konya’nın Meram ilçesinde 30 Temmuz’da Dedeoğulları ailesini katleden Mehmet Altun ile Çalık ve Keleş aile fertlerinin yargılandığı davanın ilk duruşması, Konya 4’ncü Ağır Ceza Mahkemesi’nde başladı. Duruşmada, davada tek tutuklu katil zanlısı Mehmet Altun, bulunduğu cezaevinden Ses Görüntü ve Bilişim Sistemiyle (SEGBİS) ile tutuksuz 10 sanıktan 5’i hazır bulundu.

Duruşmaya, Halkların Demokratik Partisi (HDP) milletvekilleri Züleyha Gülüm, Oya Ersoy, Mahmut Toğrul, Abdullah Koç, Cumhuriyet Halk Partisi (CHP) milletvekilleri Sezgin Tanrukulu, Levent Gök, HDP Hukuk ve İnsan Hakları Komisyonu avukatları, Özgürlük için Hukukçular Derneği (ÖHD) avukatları, Ankara, Diyarbakır, Van ve Mardin, Şırnak, Urfa ve Batman baro başkanları ve temsilcileri, İnsan Hakları Derneği (İHD) ve Çağdaş Hukukçular Derneği (ÇHD) avukatları, Türkiye Barolar Birliği (TBB) temsilcileri ile Konya il ve ilçelerinde çok sayıda kişi katıldı. Davaya gazeteciler de yoğun ilgi gösterdi. 

TELEFON YASAĞI

Dava öncesi Konya Adliyesi önü ve arkasında bulunan giriş ve çıkışlara çok sayıda polis konumlandırılırken, adliyeye girmek isteyenler ise, Genel Bilgi Toplama (GBT) geçildi. Gazetecilere ve izleyiciler için bilgisayar ya da telefon açma yasağı getirilirken, su ve telefon kulaklığı duruşma salonuna alınmadı. Dışarıda bekleyen gazetecilerin de adliye bahçesinde yayın yapmasına izin verilmedi. 

MÜDAHİL OLMA TALEBİ

Katılımın yoğunluğundan kaynaklı duruşma, konferans salonuna alındı. Kimlik tespitiyle başlayan duruşmada, aile yakınları davaya katılma talebinde bulundu. Duruşmada, Dedeoğulları ailesine bakan sanıklara Dedeoğulları yakınlarından biri tepki gösterdiği için salondan çıkarılırken, Baro başkanları, davaya müdahil olma talebinde bulunarak, “Nefret söylemlerinden dolayı ırkçı saldırıların yaşanacağını söylemiştik ve bu korkunç tablo önümüze çıktı. Yaşam hakkı ihlalinin söz konusu olması nedeniyle katılma talebinde bulunuyoruz” dedi. 

GERÇEK AÇIĞA ÇIKSIN

Ardından Türkiye Barolar Birliği (TBB) adına söz alan avukat Ali Bayram, TBB bir hak örgütü ve baroların çatı örgütü olduğunu hatırlatarak, “Yeni seçilen barolar birliği yönetimi hiçbir baroyu yalnız bırakmamayı görev edinmiştir. Maddi gerçeğin açığa çıkması adına katılma talebinde bulunmak istiyoruz” diye belirtti.  

3 SAVCI DURUŞMAYA KATILDI

Konya Katliamı davasının ilk duruşmasına bir savcı yerine üç savcının katılması dikkat çekti. Duruşma salonunda biri Konya Cumhuriyet Başsavcısı olmak üzere 3 savcı yer aldı. 

Baroların davaya müdahil olma talepleri reddedilirken, duruşma avukatların taleplerini dile getirmesiyle devam ediyor.

Dedeoğulları ailesinden 7 kişinin 30 Temmuz’da katledilmesine ilişkin hazırlanan iddianamede, katil zanlısı Altun’un da aralarında bulunduğu Keleş ve Çalık ailelerinden 11 kişi hakkında “Canavarca hisle tasarlayarak yedi kişiyi kasten öldürme”, “Azmettirme”, “Yakarak mala zarar vermeye azmettirme” suçlarından hapis cezası isteniyor.

KONYA KATLİAMI FAİİLİ KATLİMA ÖNCESİ 4 İLDE LÜKS OTELLERDE KALMIŞ

Konya’nın Meram ilçesinde 30 Temmuz’da Dedeoğulları ailesini katleden Mehmet Altun ile Çalık ve Keleş aile fertlerinin yargılandığı davanın ilk duruşması, Konya 4’ncü Ağır Ceza Mahkemesi’nde devam ediyor. Duruşmada, davada tek tutuklu katil zanlısı Mehmet Altun, bulunduğu cezaevinden Ses Görüntü ve Bilişim Sistemiyle (SEGBİS) ile tutuksuz 10 sanıktan 5’i hazır bulundu. Katliam davasında tutuksuz, ancak 12 Mayıs’taki saldırı davasında tutulu bulunan Ali Keleş ve Lütfi Keleş, bulundukları cezaevinden SEGBİS’le duruşmaya bağlandı.

Duruşmaya, Halkların Demokratik Partisi (HDP) milletvekilleri Züleyha Gülüm, Oya Ersoy, Mahmut Toğrul, Abdullah Koç, Cumhuriyet Halk Partisi (CHP) milletvekilleri Sezgin Tanrukulu, Levent Gök, HDP Hukuk ve İnsan Hakları Komisyonu avukatları, Özgürlük için Hukukçular Derneği (ÖHD) avukatları, Ankara, Diyarbakır, Van ve Mardin, Şırnak, Urfa ve Batman baro başkanları ve temsilcileri, İnsan Hakları Derneği (İHD) ve Çağdaş Hukukçular Derneği (ÇHD) avukatları, Türkiye Barolar Birliği (TBB) temsilcileri ile Konya il ve ilçelerinde çok sayıda kişi katıldı. Davaya gazeteciler de yoğun ilgi gösterdi

İddia makamının iddianamenin özetini okunmasının ardından fail Altun’un ifadesinin alınmasına geçildi.

İFADE ALMADAN SORGUYA GEÇTİ

Mahkeme fail Altun’un ifadesini almadan sorguya geçti. Mahkeme başkanın sorusu üzerinde fail Altun, “Silahı üzerimde taşımıyordum ilk defa o gün aldım yanıma. 12 Mayıs saldırısı sonrası bir hafta Ayşe ablamın evinde kaldım” dedi. Mahkeme fail Altun’a yönlendirici sorular sordu. Mahkeme başkanın, “12 Mayıs saldırısından sonda ortam gerildi mi” sorusuna Altun, “Evet” yanıtını verdi. 

USULE AYKIRI SORGU

Mahkemenin ifade almadan sorguya geçmesine avukatlar itiraz etti. Söz alan Dedeoğulları avukatlarından Ali Bozan, “İfade alınmadan soru soruyorsunuz. Bu durumda yoruma dayalı beyanlar oluyor. Usule aykırı sorgulama yapılıyor. Olayı önce kendisi anlatsın sonra sorguya çekin. Mahkemenin sorduğu sorular olayı aydınlatmaya yönelik ama sanık ifade vermeden soru soruyorsunuz” dedi. 

Mahkeme başkanın, “Ama ben hep böyle alırım” demesine itiraz eden avukat Bozan, “Bu ifade alındıktan sonra yapılır. Sanık ifade vermeden soru sordunuz. Sorduğunuz soruların bazıları da yönlendirici. Olay oldu sonra ortam gerildi herhalde şeklinde soru sordunuz. Tutanağa geçin sanık ifade vermeden mahkeme sorguya geçti bu konuda ara karar kurulmasını istiyoruz” dedi.

Avukatların itirazı üzerine fail Altun’un ifadesi baştan alındı. 

FAİLİN İFADESİ

Fail Mehmet Altun ifadesini verdi. Katliam öncesine kadar 3 ay işsiz olduğunu söyleyen Altun, daha önce asgari ücretle çalıştığını ve sonrasında bazı bankalardan para çektiğini söyledi.

Olaya dair ırkçılığın söz konusu olmadığını ileri sürdü. Altun, “Azmettirme söz konusu değildir. Çocukluğumdan beri aileyi tanıyordum. Amacım öldürmek değildi. Kasten öldürme değildir. Kasten öldürmek isteseydim konuşmak istemezdim ve silahı elimde taşırdım” dedi.

KATLİAM ÖNCESİ 4 İL GEZMİŞ 

Ardından mahkeme sorular sormaya devam etti. Mahkemenin, “Silahı neden taşıyordun” sorusuna, Altun, “Hırsızlık meseleleri oluyordu korumak amaçlı aldım” dedi. Olay öncesi birçok ile gitmişsin bunun olayla bir ilgisi var mıydı sorusuna” Altun, “Hayır yoktu” dedi. Altun katliam öncesi Eskişehir, İstanbul, Bursa ve Ankara’ya gittiğini söyledi. Mahkemenin, “İşin yok neden oralara gittin” sorusuna Altun, “Kafamı toparlamak için gittim, ne işler yapabilirim diye gittim ve orada otellerde kaldım” yanıtını verdi.  

‘BENZİNİ VE SİLAHI NEDEN ALDIN?’

Mahkemenin “Dedeoğulları ailesinin evine ne zaman neden gittin” sorusuna Altun, “Daha önce de yaşanan olaylar vardı onun için gittim neden böyle yapacaklarını soracaktım” dedi. Dedeoğulları ailesinin yanına giderken kimsenin haberi olmadığını ileri süren Altun, yanında taşıdığı silah ve şarjörleri de, “Kendimi korumak için aldım, benzini de ne için aldığımı bilmiyorum ama kötü bişey olursa diye aldım yakma niyetiyle değil. Aracı da iki gün önce kiraladım, kiralama sebebim gidip onlarla konuşmak içindi” diye konuştu. 

AİLE YAKINLARI SALONDAN ÇIKARILDI

Katlettiği Dedeoğulları ailesi ile aralarında geçen konuşmayı da anlatan Altun, “Konuşmak istediğimi söyledim, Barış Dedeoğulları yoktu o da gelince konuşurum dedim. Hepsine geçin oturun dedim. Beni tanımadılar. Bana maskemi çıkarmamı istediler ben de o ara silahımı çıkardım. Kızların biri bana taş attı ben o ara silahla vururdum ama yapamadım” dedi. Bunun üzerine aile yakınlarından bazıları, “Daha ne yapacaktın” diyerek tepki gösterdi. Fail Altun’a tepki gösterenler salondan çıkarıldı. 

Aİle yakınlarının salondan çıkması üzerine mahkeme fail Altun’a soru sormaya devam etti. Mahkeme başkanı, “Kaç kere ateş ettin” sorusuna Altun, “Hatırlamıyorum ama sanırım iki kere şarjör değiştirdim. Evden direk dolu şekilde aldım. Kaçanlara da ateş ettim” ifadelerini kullandı. 

‘TELEFONUMU KAPATTIM’

Mahkeme başkanının “Sonradan tekrar ateş ettin mi” sorusuna Altun, “Hayır öyle bir şey yapmadım ama birine tekrar sıktım. Sonra yakmak geldi aklıma kamera delillerinin yok olması için. Benzin alıp geldim” dedi. Mahkeme tekrar yönlendiren sorular sordu. Mahkeme, “Nereye döktün benzini duvara mı eve mi” sorusuna Altun, “Eve döktüm” dedi. Kiraladığı araçla tek başına olay yerinden Bozkır’a gittiğini belirten Altun telefonun açık olduğunu söyledi. Kendisinin sadece aracı kiraladığı yerin aradığını ve çok hızlı gittiğini söylediğini belirten Altun, “Ailem beni aramadı. Çünkü Bozkır’a gittiğimde telefonu kapattım. Beni aramasınlar diye” yanıtını verdi. 

AZMETTİRMENİN OLMADIĞINI İDDİA ETTİ

Mahkeme kendisini azmettiren kimsenin olup olmadığını sordu. Altun, “Hayır kesinlikle öyle birşey yok. Söz konusu bile olamaz. Olayın bu kadar büyüyeceğini bile düşünmedim. Ben aileye kin duymuyordum ama sürekli konuşmak istiyordum onlarla” ifadelerini kullandı. Ardından söz alan fail Altun’un avukatı, “Olay öncesi aileyle bir tartışma oldu mu” sorusuna Altun, “Evet oldu. Saldırmaları için yoldan geçmemiz yeterliydi. Böyle olmasını da istemedim pişmanım” diye konuştu. 

‘EŞİMLE WHATSAPP ÜZERİNDEN KONUŞUYORDUM’

Ardından müşteki avukatları soru sordu. Müşteki avukatların sorusuna yanıt veren Altun, “Uçakla Konya’dan İstanbul’a gittim. Eşimle daha çok WhatsApp üzerinden yazışıyordum. Barış’ın evde olmadığını anlayınca ayrıldım ve dolaştım sadece aracı bir kere istop ettim. Maktullerle ablamın evi yakın” dedi. 

TELEFONUNU İKİ KEZ RESETLEMİŞ

Avukatların, “Olay sonrası neden telefonunu resetledin” sorusuna Altun, “Telefonum kaybolur ne olur ne olmaz diye resetledim. Olaydan 13 gün önce de resetledim. Arada resetlerim” dedi. Avukatların “Olaydan 6-7 saat önce Kent plazada sürekli telefonla meşgul kiminle konuşuyorsun ikinci bir telefonun var mı” sorusuna fail Altun, “Herhangi kimseyle iletişimim olmadı” dedi. “Olaydan birkaç ay sonra kredi çekiyordun ne amaçla çektin nereye harcıyordun. Dönem dönem sıklıkla bin TL çekiyorsun neden” sorusuna Altun, “İhtiyacım vardı çekiyordum” dedi. Katliamdan önce gittiği illerde kaldığı otelleri ise Altun isimlerini hatırlamadığını söyledi. 

FAİLDEN ÇELİŞKİLİ İFADELER 

Altun yakalandığında telefonun şarkının olduğunu hatırlatan müşteki avukatlar, “Telefonunuzu nasıl şarj ettin” sorusuna Altun, “Şarj etmedim” dedi. Avukat, “Android telefonun 4 gün şarjsız olması imkansız” demesine Altun, “Sürekli kapalıydı” dedi. Avukatların “Tasarlayarak olay yerine gitmedin dedin ama silah götürdün benzin götürdün şarjör götürdün” Altun, “evet” dedi. Avukat “Sürekli arabanda benzin taşıyor musun benzini neden aldın“ sorusuna Altun” “bilmiyorum” yanıtını verdi. Evde kameranın olup olmadığını bilmediğini belirten Altun, avukatların sorusu üzerine “Hatırlamıyorum” dedi. Avukatların “önceki olaylardan haberin var mıydı” sorusuna Altun, “Duydum” dedi. Avukatın tekrar sorması üzerine “bilmiyorum” dedi. 

‘SİLAH KULLANMAYI ASKERDE ÖĞRENDİM’

Askerliğini ne zaman ve nerede yaptığına dair sorulan soruya Altun, “2008 de Ankara’da yaptım Anıtkabir’de yaptım askerliğimi. Her gün piyade silahı yanımızdaydı. Silahı sadece acemi birliğinde kullandım. Acemi birliğinden sonra sadece babamın av tüfeğini kullandım. Uzak mesafeden ateş etmeyi askerlikten öğrendim. Silah eğitimini sadece askerde aldım” dedi. 

GİTTİĞİ İLLERDE LÜKS OTELLERDE KALMIŞ

Avukat Ali Bozan, fail Altun’un katliam öncesi gittiği 4 ilde kaldığı otellerin isimlerini sayarak, “İstanbul’da Hilton’da, Eskişehir’de Rixsos gibi lüks otellerde kalmışsın. Ücretini kim ödedi, nasıl ödedin” sorusuna Altun, otellerde kaç gün kaldığını hatırlamadığını ama ücretlerini kendisinin ödediğini belirtin. Altun, otel ücretini nakit mi kartla mı ödediğini ise tam olarak hatırlamadığını söyledi. Avukatların, “Bu lüks otellerde daha önce kaldın mı” sorusuna Altun, önce “Kalmadım” dedi, ardından “Hatırlamıyorum” şeklinde değiştirdi. Avukatların, “Katliamdan iki hafta önce Ankara’dan Konya’ya dönüyorsunuz, gelir gelmez ablanız Ayşe Keleş’in evine gidiyorsun, neden” sorusuna Altun, “Gelir gelmez direk aileme gittim ablama değil” yanıtını verdi.

DEFALARCA KEFİLSİZ KREDİ ÇEKMİŞ

Müşteki avukatlarının, “Katliam öncesi farklı bankalardan kredi çekmişsin. Bunları çekerken senden kefil istediler mi herhangi bir belge sundun mu” sorusuna Altun, kefil göstermediğini ve e devlet dışında bir belge vermediğini söyledi.

IRKÇI SÖYLEMLER HATIRLATILDI

Ardından duruşmaya SEGBİS’le bağlanan sanık Ali Keleş ve Lütfi Keleş ifade verdi. Ali Keleş, hiçbir olaya karışmadığını ileri sürerek, “Sadece 2010 yılında yaşanan bir olay vardı onu duydum. Mehmet Altun’la da samimi değilim” dedi. Lütfi Keleş ise, “12 Mayıs’ta yaşanan saldırıya dair suçu üstlendim çünkü eşim de tutukluydu biz tarımla uğraşıyorduk işler kalmıştı bu yüzden üstlendim” ifadelerini kullandı. Oğluyla yaptığı telefon görüşmesinde sarfettiği, “Kürtler uslandı mı” sözlerine dair ses kaydını hatırlatan avukat Abdurrahman Karabulut’a Keleş, “Öyle bir şey yok sadece ben oğluma dikkat etmelerini söyledim” dedi.

FAİL İNTERNETTEN SİLAH GÖSTERMİŞ

Fail Mehmet Altun’un olaydan önce kendisine silahtan bahsettiğini söyleyen Keleş’e Avukat Ali Bozan, “Olaydan kaç ay önce silahtan bahsettiği, nasıl oldu” diye sordu. Sanık Keleşi “Bana telefondan bir resim gösterdi silah resmî. Silahtan anlamam dedim. Senin de mi var dedim, var dedi. Yan yanaydık. Kendi Facebook’undan gösterdi. Silahla ilgisinin olup olmadığını bilmiyorum ne yaptığını da bilmeyiz. Ne yaptığını kimse bilmez” yanıtını verdi.  

Ardından duruşma salonunda hazır bulunan sanık Veli Keleş’in sorgusuna geçildi. 12 Mayıs saldırısında yer aldığını ifade eden Keleş, serbest bırakıldıktan sonra bir kere eline silah aldığını ama ateş etmediğini ileri sürdü. Keleş, “Bir yıldır hiç ateş etmedim. Av tüfeği babama ait. Bazen araciye götürürüz ve orada ateş eden olur. Ama en son kaç gün önce o tüfekle ateş edildi biliyorum. Olay günü de sabah dükkanımı açmaya gittim. Pazara gittim kimseyi görmedim. Beni Ali Çalık aradı. Silah sesleri geliyor dedi. Ben de olabilir köpeğe falan ateş etmişlerdir dedim. Polis de akşam geldi” dedi.

Duruşmaya bir buçuk saat ara verildi.

DEDEOĞULLARI: SAVCI BIRAKTI, ONLAR AİLEMİ KATLETTİ

Katledilen Dedeoğulları ailesinden sağ kalan Çetin Dedeoğulları, olayın organizeli bir suç olduğunu belirterek, “12 Mayıs’taki saldırıda ailemi öldürmeye geldiler, tutuklandılar ama savcılar hepsini bir bir serbest bırakınca Mehmet Altun’u tuttular ve ailemi katlettiler” dedi.  

Konya’nın Meram ilçesinde 30 Temmuz’da Dedeoğulları ailesini katleden Mehmet Altun ile Çalık ve Keleş aile fertlerinden 11 kişi hakkında açılan davanın ilk duruşması, Konya 4’ncü Ağır Ceza Mahkemesi’nde sürüyor. 

SANIĞIN İDDİASI

Duruşma salonunda hazır bulunan sanık Yahya Çalık’ın ifadesi alındı. 12 Mayıs saldırısının ardından tutuklandığını ifade eden Çalık, fail Mehmet Altun’la katliam öncesi görüşmediğini iddia etti. Çalık, Mehmet Altun’u yönlendirme toplantısı almanın söz konusu olmadığını ileri sürerek, tarladayken çalışan işçilerden olayı öğrendiğini, telefonunu tamire verdiği için Ayşe Keleş’in yanına gittiğini ve polisi aradığını iddia etti. 

TELEFONU TESLİM ETMEMİŞ

Söz alan müşteki avukatı, gözaltına alındığında teslim ettiği telefonun tamirde olan telefon olup olmadığını sordu. Sanık Çalık, “Hayır teslim etmedim. Başka telefonu teslim ettim” dedi. Teslim ettiği telefonun pin kodunun bilinmediğinden açılmadığını belirten avukat, Çalık’a teslim ettiği telefonun pin kodunu sordu. Çalık pin kodunu bilmediğini iddia etti. Olay günü Ayşe Keleş’le neden görüştüğüne dair ise Çalık, “Tarlada çay içtik, kalktık” dedi. 

104 GÜN CEZAEVİNDE KALDI

Ardından sanık Ali Çalık ifade verdi. Mahkemenin sorduğu soruları yanıtlayan Çalık, “Mehmet Altun bize hiç gelmez. Olayın yaşandığı eve bir buçuk km mesafede oturuyoruz” dedi. Azmettirmeyi kabul etmeyen Çalık, mağdur olduğunu iddia etti. 12 Mayıs saldırısında yer aldığını belirten Çalık, cezaevinde 20 gün yattıktan sonra çıktığını söyledi. Çalık, katliamdan sonra tekrar tutuklandığını ve 94 gün cezaevine kaldığını söyledi. 

ATEŞ ARTIĞI SORULDU

Katliamın yaşandığı evden silah seslerini duyduktan sonra “olayı bizden bilirler” diye düşünerek hemen kendi evlerine gittiklerini belirten Çalık, kendisinde ateş artığının çıkmasını, “Arada av tüfeğini kullanıyordum” yanıtını verdi. İkinci tutuklulukta cezaevinde kimsenin görüşüne gelmediğini belirten Çalık, “Bize ayda 500 TL’yi amcamın oğlu Mustafa yatırıyordu” dedi. 

Sanık Ramazan Çalık ifadesinde, “Kaldığım ev olay yerine bir buçuk km mesafede. 2010’da yaşanan olayı yaşım o zaman küçük olduğundan hatırlamıyorum. Mehmet Altun’u tanıyorum ama hiç görüşmedik. Olay günü de pazardaydım akşama kadar. Olayı Lütfi Keleş’in oğlu Ahmet Keleş’i aradım sordum. 12 Mayıs’taki dosyada ismim var ama ben olayda yoktum. Adli kontrolle serbest bırakıldım. Olaydan sonra 3 ay tutuklu kaldım. Cezaevindeyken amcamın oğlu Mustafa bana para yatırdı. Hiçbir şekilde olaylara dair bir toplantı almadık” ifadelerini öne sürdü.

Söz alan müşteki avukatları, sanık Çalık’ın teslim ettiği telefonun kime ait olduğunu sordu. Sanık Çalık, kendisine ait olduğunu söyledi. 

WHATSAPP GRUBU

Ardından “mahkeme” isimli WhatsApp grubunu kuran ve avukat ile savcıyla görüşmeleri ayarlayan, cezaevine paraları gönderen sanık Ali Keleş’in ifadesi alındı. Keleş, “Ben tutuklanan ailemin geride kalanlarına baktım. Ekmek aldıracak kişileri yok, nasıl yardım etmeyeyim. 12 Mayıs dosyasında bana kovuşturmaya yer yoktur kararı verildi. Ben olaydan sonra refakatçı olarak hastaneye gittim sadece. Ben karşı tarafı da tanımıyorum, amcamların kavgasından sonra dahil oldum, akrabalarıma yardım ettim. Avukat tutmaları konusunda yardımcı oldum” iddialarında bulundu.

İKİ KEZ ZİYARET ETTİ

Kurulan WhatsApp grubuna dair ise Keleş, “Evet kurduk. Soruşturmadan haberdar olmaları için kurdum. Avukatla tek kişi olarak ben muhatap oluyordum. Mehmet Altun’u da 12 Mayıs olayında geçmiş olsun diye gittiğimde gördüm. Onun dışında görüşmedim. Bu işi neden yaptı bilmiyorum” diye belirtti. Sanık Keleş, 12 Mayıs saldırısından sonra olaya karışan yakınlarını iki kez ziyaret ettiğini ancak bu ziyaretlerde Dedeoğulları ailesiyle bir görüşmenin yapılmasına dair konuşmanın geçmediğini iddia etti. 

WHATSAPP KONUŞMALARI SORULDU

Müşteki avukatı Abdurrahman Karabulut, WhatsApp grubundaki yazışmaları hatırlattı. Karabulut, “Kürtler evi satmış gidiyorlar. Bugün Karslı bir Kürtle görüştük sulh olması için, ama az önce Dedeoğulları ile bir görüşmenin yapılması için görüşmedik dediniz. Sulh için bulduk dediğiniz kişiler kim” sorusuna sanık Keleş, “Ben esnafım bir düğünde tanıştığım biriydi sulh için görüşsün dediğim. Görüştüğüm kişi Mustafa Korkmaz. Karslı Kürt dediğim kişi ise İsmail” yanıtını verdi. 

‘SAVCILAR BIRAKTI AİLEMİ ÖLDÜRDÜLER’

Ardından Dedeoğulları ailesinden sağ kalan tek kişi olan Çetin Dedeoğulları konuştu. Dedeoğulları, “Bu işin organize bir suç olduğunu biliyorum. Bu aileler aileme saldırdıklarında öldürme teşebbüsünde bulundular, abim komada kaldı. Kardeşimin kolu kırıldı. Öldürmeyi başaramadılar ama dışarıdan bir bir çıkınca Mehmet Altun’u kiralık katil olarak gönderdiler. İşi organize eden de Ali Keleş’tir. Ben kendisini daha önceden tanımam ama yalan söylüyorlar. Babamın komşusuyla kavgası olabilir ama 12 Mayıs’ta öldürmeye geldiler. Ama savcılar hepsini bir bir serbest bırakınca Mehmet Altun’u tuttular ve öldürdüler” ifadelerini kullandı. 

‘DERSİNE İYİ ÇALIŞTIRMIŞLAR’

Dedeoğulları devamında şunları söyledi: “Mehmet Altun ailem için el kol hareketi yapıldığını söylüyor, göstersin hangi kamerada var. Derslerine iyi çalıştırmışlar. Aileme saldırdılar, hastanelik oldu ailem ama koruma kararını alan karşı taraf. Bu aileler nüfuslu olduğu için karakollarda da tanıdıkları var. Olay 3 aile tarafından organize edildi. Ailemi katlettiler, hepsinden şikayetçiyim.”

‘KÜRT OLDUĞUMUZ İÇİN…’

Katliamda yaşamını yitiren Yaşar Dedeoğulları’nın kardeşi Ayfer Karasu konuştu. Karasu, “Kürt olduğumuz için sürekli bize küfür ediliyordu. Hakaret ediyorlardı, tehdit ediyorlardı. Abimin evi yol üzerinde olduğu için  gelen giden onlara küfür ediyordu. Adaletin yerini bulmasını istiyorum” diye konuştu. Yaşar Dedeoğullarının abisi Cengiz Rıfatoğlu, “Hepsinden şikayetçiyim” derken, Yaşar Dedeoğulları’nın kardeşi Filiz İşke de “Keleş ve Çalık ailesi bir gün ben abimlerdeyken geldiler ve ‘Kürtler sizi buradan göndereceğiz’ diyerek tehdit ettiler. Adalet istiyorum, şikayetçiyim” diye belirtti. 

Yaşar Dedeoğulları’nın kardeşi Öner Rıfatoğlu, “Hepsi katliamdan geç haberlerinin olduğunu söyledi. Ellerini vicdanlarına koysunlar. Kurban seçtiler. Yalan konuşuyorlar. Adalet yerini bulamayacak mı? Gereken neyse yapılsın” sözleri üzerine salondakiler alkışladı. 

Duruşma müşteki avukatlarının beyanlarıyla devam ediyor. 

YETKİLİLER İŞ BİRLİĞİ YAPTI, KATLİAMIN ÖNÜ AÇILDI

12 Mayıs saldırısından sonra etkin soruşturmanın yapılmadığını belirten avukat Atila Kart, “Yetkililer iş birliği yapmıştır ve katliamın önü açılmıştır. Bir savcı Meram ilçe karakoluna görevlerini yapmadıklarına dair yazı yazmış. Olay yerinin iyi incelenmediğini belirtmiş” dedi.

Konya’nın Meram ilçesinde 30 Temmuz’da Dedeoğulları ailesini katleden Mehmet Altun ile Çalık ve Keleş aile fertlerinden 11 kişi hakkında açılan davanın ilk duruşması, Konya 4’ncü Ağır Ceza Mahkemesi’nde devam ediyor.

Beyanda bulunan avukat Atila Kart, “Gücünüzü aşan şeylerin farkındayız. Ama burada topluma bir mesaj verilmesi gerekiyor. Herhangi bir adli cinayeti tartışmıyoruz. Türkiye’nin vicdanı olma sorumluluğuyla genel bir değerlendirme yapmak istiyoruz. Bunu yaparken de bir taraftan maddi gerçeği açığa çıkarma bir yandan da linç kültürüyle yaratılan iklimi anlatmak zorunda kalacağız” dedi. Katliamın insanlığa karşı suç niteliğinde olduğunu söyleyen Kart, “Türkiye’de böyle bir iklim yaratıldı. Dedeoğulları ailesi 30 yıl önce Kars’tan Konya’ya göç ediyor geleceklerini Konya’da inşa etmek istiyorlar” dedi.

22 DAKİKADA 18 KEZ POLİSİ ARAMIŞ

Dedeoğulları’nın bir süre sonra çevreden “Kürt aile” olarak tanımladıklarını bildiklerini ifade eden Kart, “Ama buna dair birşey yapmıyorlar, art niyet aramıyorlar ve yaşamlarına devam ediyorlar. 20-30 yıl öncesine gitmeye gerek yok. 12 Mayıs’a gidelim. Kasten adam öldürmeye teşebbüs dosyası var 8 ağır ceza mahkemesinde. Oraya dair tutanak var. Bu tutanağa göre mağdur Serpil çığlık üstüne çığlık atıyor. Devletin yetkili kurumlarını arıyor. 22 dakikada 18 kez arıyor. ‘Odunlarla saldırdılar çabuk gelin, yaralılar’ var diyerek çığlık atıyor. Kolluğa verdiği ifadesinde de doğruluyor. Saldırganların isimlerini hangisinin hangi darbeyi vurduğunu aynen anlatıyor. Yoldan geçen biri de aynı şekilde polisi arayarak yardım istiyor.”

SAVCI POLİSİ UYARMIŞ

Katledilen Serpil Dedeoğulları’nın İçişleri Bakanlığı’na yazdığı mesajı hatırlatan Kart, “Ama bakanlık birşey yapmıyor. Aynı şekilde Yaşar Dedeoğulları da CiMER’e yazıyor ve saldırıya dair fotoğrafları gönderiyor. O fotoğrafları ben de basından gördüm. O fotoğrafları gören herkes saldırının vahametini görebilirdi. Saldırıdan 2 ay sonra devlet harekete geçiyor ama etkili korumanın yapılmadığı görünüyor” dedi. 12 Mayıs saldırısından sonra etkin soruşturmanın yapılmadığını dile getiren Kart, “Yetkililer iş birliği yapmıştır ve katliamın önü açılmıştır. Cumhuriyet savcısı tarafından polis amirine 12 Mayıs saldırısından sonra Meram ilçe karakoluna yazılan bir talimat var. Demiş ki, ‘kolluk olarak olaya dair olay yeri incelemesi yapmamışsın, talimatın gereğini yap 10 gün içinde yerine getirmezsen suç duyurusu yapacağım’ diyor. Ama bu yazının gereği yapılmamıştır. Kolluğun görev suistimali yaptığını ortaya koyan bu yazıya kolluğun cevabını göremedik” ifadelerini kullandı.

‘KORUMA TALEPLERİ KABUL EDİLMİYOR’

Mahkeme adlı WhatsApp grubunda savcıyla ailenin yakın temasta bulunduğunun anlaşıldığını dile getiren Kart, “Saldırının planlı olduğu, saldırıdan duyulan gurur anlatılıyor. Yerel basına müdahale ettiklerini anlatıyor. Polis amirliğinin 3 Haziran tarihli yazıda Dedeoğulları’nın koruma kararı aldırıldığı belirtilse de daha sonraki yazıda çağrı üzerine korumadan söz edildi. Serpil Dedeoğulları’nın çığlığını duymayan kolluk çağrı üzerine koruma veriyor. Kolluğun, savcılığın yapması gerekenler belli. Yakın koruma yöntemlerine başvurması gerekirdi. Dedeoğulları koruma talebinde bulunuyor ama talepler karşılıksız kalıyor” şeklinde konuştu.

Kart, koruma tedbiri alınmış olsaydı, katliamın engelleyebileceğine dikkati çekti.

HAKİM DAL’I HATIRLATTI

Konya’nın Meram ilçesinde  Diyarbakırlı Hakim Dal’ın katledilmesini de hatırlatan Kart, “Kürt oldukları için saldırıya uğradıklarını anlattı Dal ailesi. Nefret iklimin yarattıklarını görüyorsunuz” dedi.  

‘KAMERA KAYITLARI OLMASAYDI…’


Katliama dair kamera kayıtlarının olduğunu dile getiren Kart, “Yoksa olay faili meçhule giderdi” dedi. Emniyetin ihmaline dikkat çeken Kart, "Dedeoğulları'nı korumayan kolluk istediği zaman istediği yere yetişebiliyor. Çetin, Meram karakoluna ailesinin ifadesini nasıl aldığını soruyor. Meram karakolu da '7 kişi dizilmişti karşımda kafaları kolları sarılıydı öyle aldım ifadelerini' diyor. Çetin de diyor ki 'Kardeşim Barış ve Serpil hastanedeydi 7 kişinin karşınızda olması mümkün değil.' Bunun üzerine Emniyet il müdürlüğü Meram karakolunun yalan söylediğini anlıyor ve soruşturma başlatıyor. Kamera kayıtları olmasaydı olay faili meçhul olarak kalacaktı. Biz adeta canlı yayında katliam görüntüleri izledik" dedi.

AİLE YAKINLARI YAKA PAÇA ÇIKARILDI

Avukatın konuşması sırasında Çetin Dedeoğulları ve aile yakınları sanık avukatlarına, “Böyle insanları mı savunuyorsunuz” diyerek tepki gösterdi. Tepki gösteren aile üyeleri polisler tarafından yaka paça dışarı çıkarıldı. Salonda bulunan avukatlar duruma itiraz ederek, “Böyle tepki göstermeleri gayet normal, yaka paça dışarı çıkaramazsınız” dedi.

‘BORCU VAR, İŞİ YOK AMA KREDİ ÇEKTİ’

Tepki gösteren aile yakınlarının salondan çıkarılmasının ardından Avukat Kart konuşmasına devam etti. Kart, “Zanlı Çetin’in Konya’dan çıktığını öğrendikten sonra katliamı yapıyor. Zehra Altun’un ifadesine dikkat çekiyorum. Düzenli bir iş olmayan zanlı 116 bin TL borcu var hiç işi yok ama 126 bin TL kredi çekiyor. Mehmet Altun aile üyeleriyle iki ay konuştuğuna dair kayıt yok. Kayıt ancak savcılık ve emniyet eliyle silinebilir” şeklinde konuştu.

TALEPLER

Kart devamla, “Kolluk ve savcılığın görevlerini yapmamalarına rağmen 12 Mayıs ve katliam dosyası arasında yasal hukuki ve fiili illiyet bağı vardır. 12 Mayıs saldırısı sebep 30 Temmuz katliamı sonuçtur. Bu nedenle birleştirilmesini talep ediyoruz. Görevi suistimal sebebiyle HSK’ya suç duyurusu yapılmıştır, suç duyurularının akıbetinin sorulmasını talep ediyoruz” taleplerinde bulundu.


Duruşma avukatların beyanlarıyla devam ediyor.

FAİL, 112'Yİ ARAYARAK "5 KİŞİYİ DAHA ÖLDÜRECEĞİM" DEMİŞ!

Duruşmada konuşan Dedeoğulları ailesinin avukatları, fail Mehmet Altun’un katliam sonrası 112’yi aradığını ve “5 kişiyi daha öldüreceğim” dediğini belirtti. 

Konya’nın Meram ilçesinde 30 Temmuz’da Dedeoğulları ailesini katleden Mehmet Altun ile Çalık ve Keleş aile fertlerinden 11 kişi hakkında açılan davanın ilk duruşması, Konya 4’ncü Ağır Ceza Mahkemesi’nde devam ediyor. 

Duruşmada söz alan dava avukatı Özüm Burgun, soykırım suçlarına dair kanun maddelerine dikkat çekti. Burgun, “Kürt kavramını kullanarak ırkçılık ve ayrımcılık üzerinden söz kuruyor. Hakîm Dal olayı bu katliama zemin sundu. Belki medya belki de verilen diğer kararlarla bu ayrımcılık pekişti. Bu dosya bir soykırım dosyasıdır” dedi. 

‘SOYKIRIM DOSYASI’

Çalık ve Keleş ailesinin Dedeoğulları için sürekli “Kürtler” olarak bahsettiğine dikkati çekti. Burgun, “Aynı ay içinde iki katliam yaşandı. Bu dosya bir soykırım dosyasıdır. 112’i arayan herkes ‘Kürtlerin evi yanıyor’ diyor. Kolluk dahi onların evini biliyor. Kademeli bir saldırı var. Özel kast çok net açıktır. Tamamen yok etmek için geliyor” dedi.  Burgun, fail Mehmet Altun'un kullandığı sanal medya hesaplarında kimleri takip ettiğine dair bilgilerin dosyaya alınmasını talep etti.

‘BAŞSAVCI ‘BEN SAVCIMI HARCATMAM’ DEDİ’

Ardından Avukat Abdurrahman Karabulut beyanlarda bulundu. Karabulut, “Saldırılar sonrasında koruma talep ettik cevap bile yazmadılar. Bu görevliler hakkında suç duyurusunda bulunduk. Ama başsavcı bana, ‘ben savcımı harcatmam’ dedi. Kimse kusura bakmasın ben de 7 cenazemi harcatmam” ifadelerini kullandı. 

TUTUKLAMA TALEBİ

Yaptıkları tutuklama taleplerine hiçbir geri dönüş almadıklarını belirten Karabulut, “Tutuklama talebimize karşı tahliye kararları verildi ve katliam yaşandı. İddianamede bir işiten bağı kurulmamıştır. Örtülü tahliye talebi vardır iddianamede. 22’yi aşkın taleplerim karşılanmadı. 12 Mayıs ve 22 Mayıs’ta yaşanan saldırılarla katliam dosyası arasında fiili bağlantı var. Dosyaların birleştirilmesini ve sanıkların tutuklanmasını talep ediyoruz. 

Kimi sanıklardan katliam gecesi alınan örneklerde ateş artığının bulunduğunu hatırlatan Karabulut, “Bundan daha iyi kanıt olur mu” diye sordu. 

Karabulut, fail Altun’un çektiği kredilere dair ilgili bankalara sorulmasını talep etti. Karabulut, “Tüm sanıkların sosyal medya yazışmalarını talep ediyoruz. 12 Mayıs saldırısından sonda cezaevinde bulunan tutukluların telefon görüşmelerinin hepsinin getirilmesini istiyoruz” talebinde bulundu. 

ZEHRA KELEŞ FAİLİ 51 DEFA ARAMIŞ

Avukat Yahya Danışman ise şunları söyledi: “Soruşturma düzensiz hazırlanmış. Ben savcıya, cezaevi konuşmalarının getirilip getirilmediğini sordum, savcı getirildiğini söyledi. Ancak iddianamede yer verilmedi. Telefon görüşmelerinin getirilmesini istiyoruz. Ayşe Keleş olaydan bir saat öncesinde 155’i arıyor 112’yi arıyor. Herhangi bir olay yokken neden aramış? Buna dair savcılık en azından bilgi istenirdi ama yok. Mehmet Altun eşiyle whatsapptan konuştuğunu söylüyor. Altun’un eşi Zehra Altun Altun’u olaydan önce 16.16’da 51 defa aramış. Daha olay yaşanmamış. Aynı anda Ayşe Keleş’i de arıyor. Ayşe Keleş de kollukta kullandığı telefonun numarasını değil oğlunun numarasını göndermiş.”

OTELİN GÜNLÜĞÜ 900 TL

Fail Altun’un katliam öncesi bir saat oturduğu Kent Plaza’ya dair kamera görüntülerinin eksik toplandığını belirten Danışman, “Tüm kayıtların getirilmesini istiyoruz. Bir diğeri fail Eskişehir en lüks otelde günlüğü 900 lira vererek kalmıştır. Bunun da araştırılmasını istiyoruz” diye belirtti. 

FAİL KATLİAM SONRASI 112’Yİ ARAMIŞ 

Ardından söz alam avukat Özüm Burgun, araştırılmasını istedikleri konulara dair talepte bulundu. Burgun, “Tüm sanıkların kullandıkları telefonların şirketlerinden IP ve protokol numaralarının istenmesini, Mehmet Altun olay sonrası 112’yi aramış ve ‘5 kişiyi daha öldüreceğim’ demiş. Bu görüşmenin hepsinin istenmesine, kaldığı otellere dair kalanlara ilişkin tutulan kayıtların istenmesine, sanıkların cezaevindeki konuşmalarının, ziyaret kayıtlarının tamamının istenmesini” talep etti 

‘YAKALAMA KARARI ÇIKARILSIN’

Söz alan avukat Ali Bozan da tutuksuz sanıkların tutuklanmasına, mazeretsiz olarak duruşmaya katılmayan sanıklar halkında yakalama kararı çıkarılmak süreciyle tutuklanmalarına karar verilmesini istedi. 

Söz alan sanık avukatları ise, araştırılması istenilen hususlara dair taleplerin kabulüne tutuklama ve dosyaların birleştirilmesi yönündeki taleplerin reddedilmesini istedi. 

SAVCI ÇOĞU TALEBİN KABULÜNÜ İSTEDİ

İddia makamı söz aldı. İddia makamı, “Katılan vekillerin birleştirme taleplerinin reddine, tutuklama taleplerinin reddine, Zehra, İsmihan ve İbrahim Altun ile Ahmet Keleş’in yeniden dinlenmesine, sanıklara verilen yurt dışı yasağı şeklindeki adli kontrol kararının devamına, duruşmada hazır bulunmayan Ayşe Keleş, İbrahim Keleş ve Ali Keleş’in bir sonraki celseye zorla getirilmesine, sanık Mehmet Altun’u olay öncesi konakladığı otellere dair gerekli yazışmalar yapılarak yalnız kalıp kalmadığı ve bu sırada başka kişilerle görüşüp görüşmediği hususun sorulması, Altun’un tutukluluk halinin devamına, takipsizlik kararı verilen kişiler için savclığa yazı yazılarak kesinleşip kesinleşmediğinin sorulması, Altun’un telefonun tekrar incelenmesi, dijital materyallerin tekrar incelenmesi, Ayşe Keleş’in olay günü 112 ile yaptığı görüşmelerin istenmesi, sanıkların sosyal medya hesaplarının ayrıntılı incelenmesi için ilgili şirket merkezlerine yazı yazılmasına, sanıkların cezaevinde bulunduğu dönem içerisinde telefon görüşme kayıtlarının istenmesine, Kent Plaza AVM’de bulunan olay gününe ait görüntülerin getirilmesine, sanık Mehmet Altun’un çektiği kredilere ilişkin Deniz Bank ve İş Bankası’na yazı yazılarak kredi sözleşmesinin ve eklerinin asıllarının istenmesine, kredinin ödenip ödenmediğinin sorulmasına, borcun kim tarafından ödendiğinin sorulmasına karar verilmesine” karar verilmesini istedi. 

Duruşmaya ara karar verilmesi için 15 dakika ara verildi. 

DAVA ERTELENDİ

Ara kararını açıklayan mahkeme heyeti, “Dosyaların birleştirilmesine dair taleplerin reddine, tüm sanıkların sosyal medya hesaplarının mail adreslerinin bilir kişi aracılığıyla incelenmesine, sosyal medya şirketlerine yazı yazılmasına, sanık Mehmet Altun’un kredi çektiği bankalardan evrakların istenmesine, sanıkların cezaevinde bulundukları süreçteki görüşme kayıtlarının istenmesine, Ayşe Keleş’n 112 ile yaptığı görüşmelerin istenmesine, Altun’un gittiği otellere dair 3 aylık bilgilerin gönderilmesi  için yazı yazılmasına, telefonlara dair kayıtların istenmesine, uçakla yolculuk yaptığı tarihlere dair kayıtların istenmesine, Ayşe Keleş’le tarlada bulunan 3 tanığın dinlenmesine, olayla ilgisi olduğu değerlendirilen soruşturma dosyaların incelenmek üzere celbine, duruşmada hazır olmayan sanıkların zorla getirilmelerine, haklarında takipsizlik kararı verilen kişilerin ifadelerine başvurulmasına” karar verdi. 

TUTUKLAMA TALEBİNE RET

Mahkeme tahliye edilen sanıklar hakkında mevcut delil durumunda bir değişiklik bulunulmaması gerekçesiyle tutuklama talebinin reddine adli kontrol tedbirinin devamına karar verdi. Mahkeme fail Altun’un tutukluluk halinin devamına karar verdi. 

Mahkeme bir sonraki duruşmayı 8 Şubat’a erteledi.