AKP Genel Başkanı ve Cumhurbaşkanı Tayyip Erdoğan’ın 10 Şubat'ta açıkladığı “Milli Uzay Programı"nın içeriği ciddiye alınmadı. Programda hedefler arasında 2023 yılında Ay’a gitmek ve “milli uydu projesiyle rekabet gücünün artırılması ve dünyadaki pazardan pay almak” yer alıyor. AKP hükümetinin 2023 yılına dair hedefledikleri yüksek makro-ekonomik veriler, kişi başına milli gelirde artış, ihraç ve işsizlik rakamlarındaki kötü tablo, “Ay’a gitme” hedefinin de sorgulanmasına neden oldu.

VİTES DÜŞÜRDÜ

2023 yılına dair hedeflerini ilk kez 2013 yılında 10’uncu Kalkınma Planı ile açıklayan iktidar, gayri safi yurt içi hasılayı 2 trilyon dolar, kişi başına düşen milli geliri 25 bin dolar, ihracatı 500 milyar dolar, işsizliği ise yüzde 5 olarak hedeflemişti. İktidar, 2019 yılında açıkladığı 11’inci Kalkınma Planı’nda vites düşürdü ve 2023 yılı için gayri safi yurt içi hasılayı 1,1 trilyon, kişi başına düşen milli geliri 12 bin 484 dolar, ihracatı 226 milyar TL, işsizliği yüzde ise 9,9 hedefledi. 2021 yılı Yeni Ekonomi Programı’nda (YEP eski adıyla OVP) ise 2023 yılına dair hedefler daha da küçültülerek, gayri safi yurt içi hasılayı 875 milyar dolar, kişi başına düşen gelir 10 bin dolar, ihracat 214 milyar ve işsizlik yüzde 10,9 olarak hedeflendi.

Bütçe uzmanı ve iktisatçı Prof. Dr. Aziz Konukman, uzayı tartışan ülkelerin sanayi rekabetinde önemli yol katetmiş ve işsizlik, enflasyon gibi yapısal sorunları aşmış ülkeler olduğuna işaret etti. Konukman, “Bu tartışmaları sağlıklı yürütebilmek için plan ve programların bütçelerde karşılığının olup olmadığına bakmak gerekli” dedi.

TAKİBİ YAPILMADI 

5018 sayılı Kamu Malî Yönetimi ve Kontrol Kanunu’na göre, hiyerarşinin Kalkınma Planı, Orta Vadeli Program, Orta Vadeli Mali Plan, Cumhurbaşkanlığı Yıllık Programı ve Merkezi Yönetim Bütçesi şeklinde sıralandığını belirten Konukman, uzay konusunun sadece 10’uncu Kalkınma Planı’nda yer aldığını, bu planda 25 adet öncelikli dönüşüm programı açıklandığını ve açıklanan dönüşüm programlarından 11’incisinin “Öncelikli Teknoloji Alanlarında Ticarileştirme Programı” başlığını taşıdığına dikkat çekti. 

Programda, havacılık ve uzayın öncelikli teknoloji alanlarından biri olarak belirlendiğini belirten Konukman, programda yer alana “Uluslararası rekabetçi teknolojik ürün ve markaların ortaya çıkarılması amaçlanmaktadır” ifadelerine atıfta bulunarak, şunları söyledi: “Ayrıca bu hedef bir politika tedbirine dönüştürülüyor. 680 nolu bu tedbirde ‘Türk havacılık sanayinin uluslararası projelerden daha fazla pay alması temin edilecektir’ deniliyor. Fakat ilginç olan şey 11’inci Kalkınma Planı’na gelindiğinde, havacılık ve uzay konusunun yer aldığı program da dahil, bu programlar her nedense unutulmuş ve takibi yapılmamış. Bu da planlamadaki ciddiyetsizliğinin tipik bir örneği. Yani 11’inci Kalkınma Planı, 10’uncu Kalkınma Planı’nın gündeme getirdiği bu 25 öncelikli dönüştürme programını yok saymış.”

UZAY SEVDASI

İktidarın uzay sevdasının devam ettiğini dile getiren Konukman, “Bu kez çıta biraz yükseltilmiş. Uzayla ilgili politikanın açıklandığı 447 nolu tedbirde ‘Ülkemizin havacılık ve uzay alanında küresel rekabette konumunun güçlendirilmesi sağlanacaktır’ denilerek, oldukça iddialı bir hedef konmuş ve ayrıca iki alt tedbire yer verilmiş. İlkinde Milli Uzay Programı’ndan söz edilmiş, ikincisinde ise Aralık 2018 ‘de Uzay Teknolojileri Genel Müdürlüğü’nün tasfiyesiyle oluşturulan özel bütçeli idare olarak kurulan Türkiye Uzay Ajansının kurumsal kapasitesinin geliştirilerek, etkinliğinin artırılacağı ifade edilmiş. Ancak ilginçtir çok fazla uçuk bulunmuş olmalı ki, bu tedbirler 2021 yılı YEP’e taşınmamış. Bu proje YEP’in7’inci bölümünde tek tek sıralanan eylem ve projeler arasında yer almıyor. Bakın 2020 ve 2021 yıllarına ait YEP’lerde de yok. Çok önemsenmiş olsaydı, hem 2020 yılı YEP’te hem de 2021 yılı YEP’te yer alırdı” diye belirtti. 

11’inci Kalkınma Plan’ında yer alan tedbirin iki alt tedbirle birlikte sessiz sedasız bir şekilde olduğu gibi 2021 Yılı Cumhurbaşkanlığı Yıllık Programı’na taşındığına dikkat çeken Konukman, ancak program açıklanırken bu tedbirlerden söz edilmediğini söyledi. 

SAYIŞTAY DENETLEMEDİ

İktidarın en iddialı projesi olarak sunulan Uzay Ajansı’nın kurulması konusunda pratik anlamda gelişme yaşanmadığını ifade eden Konukman, “Ajansın kuruluşu Aralık 2018, 2019, 2020 yıllarında ne yaptığına bakalım. Türkiye Uzay Ajansı’nın 2019 Yılı Faaliyet Raporu’nda ‘Başkanlığımızın 2019 yılında performans programımızın bulunmaması nedeniyle performans sonuçları tablosuna yer verilmemiştir’ ifadesi kullanılmış. Olacak şey değil. Türkiye’nin en iddialı projesiyle gündeme geliyorsunuz, bunun için alt programlar hazırlıyorsunuz ama baktığımızda 2019 yılında proje adetleri sıfır. 2020 yılında yine sıfır. Projelere yer verme ne zaman başlıyor, 2021, 2022, 2023’te. Aslında bu bir itiraf, çünkü açıklamada ‘ben iki yıl boyunca bir şey yapmadım’ diyor.  Arkasında mali denetimle ilgili bir bölüm konulmuş ve ‘2019 yılı içerisinde Başkanlığımız faaliyetlerine ilişkin olarak Sayıştay Başkanlığınca mali denetim yapılmamıştır’ deniliyor. Gerekçesi de yok” ifadelerini kullandı.

42 MİLYON İLE UZAYA ARAÇ GİDER Mİ?

Konukman, Türkiye Uzay Ajansı’na ait 2021 Yılı Bütçe Teklifi’nden hareketle şu bilgileri verdi: “Türkiye Uzay Ajansı’na 2020 yılında 24,5 milyon ayırmış fakat 766,7 bin TL harcamış. 24,5 milyon ödeneği var ama 0,8 milyon harcama yapmış. Gelirini de ikiye katlamış. Yani 49,6 milyon geliri var ama ajansın harcaması 0,8 milyon. İzahı yok. Yine 2021 yılı bütçe teklifi 38,1 milyon TL. 2022 yılında 39,8, 2023 yılında 42,4 milyon ayrılmış. Bakın 2023 yılında uzay aracını Ay’a göndereceğini açıkladılar. Bunu 42,4 milyon TL ile mi yapacaklar?”

YATIRIMA 1 MİLYON AYRILDI

Konukman, kamuoyunu ilgilendiren asıl konunun uzay alanına ilişkin kurum bütçesinden ayrılan yatırım payı olduğuna değindi. 2020 yılında 24,5 milyonluk bütçeden ancak yatırımlar için sadece 1 milyon TL ayırdığını kaydetti.

AKADEMİK KADRO YOK

Konukman, şöyle devam etti: “Şimdi bizi ilgilendiren yatırımlardır. Çünkü bunun altı yapısı, tesisat yarımı vs. var. Bu iki büyüklükten görülüyor ki yatırımın 2020 yılında bütçe payı ancak yüzde 4,1 düzeyinde. 2021 yılında yatırım için 4 milyon TL ayrılmış. Ay'a ilk temasın gerçekleştirileceği 2023’de ise yatırımlar için 4,6 milyon öngörülmüş. Bu tür kuruluşlarda akademik personel çalıştırılmalı ancak 2021 bütçesinde Türkiye Uzay Ajansı’nın kadrolarına baktığımızda, 2020 Haziran sonu itibariyle 123 adet memur kadrosu var. Akademik kadroda hiç kimse yok. Bu haliyle bu alt yapı nasıl hazırlanacak? Anlayabilmek mümkün değil. Dolayısıyla bu bir fiyaskodur. Yerli uçak, yerli otomobil projeleri gibi yerli uzay projesi de maalesef ciddiyetten uzak.”