Kayıp yakınları ile İnsan Hakları Derneği (İHD) Diyarbakır Şubesi’nin, gözaltında kaybedilenlerin akıbetinin ortaya çıkarılması ve faili meçhul cinayete kurban giden kişilerin faillerinin bulunması için her hafta düzenlediği eylemin 681’incisi Koşuyolu Parkı’nda bulunan Yaşam Hakkı Anıtı önünde gerçekleştirildi. Kaybedilen ve faili meçhul cinayetle öldürülen isimlerin fotoğraflarının taşındığı eyleme, Kamu Emekçileri Sendikası Konfederasyonu (KESK) Diyarbakır Kadın Meclisi üyeleri ile birçok insan hakları savunucusu katılarak destek verdi.

GAZETECİLERE POLİS KONTROLÜ

Eylemin başlaması öncesinde polisler, açıklamayı takip eden gazetecilerin basın kartlarını kontrol etti. Basın kartları kontrol edildikten sonra gazetecilerin görüntü almalarına izin verildi.  

Bu haftaki eylemde, 90’ların başında üniversite eğitimi için Diyarbakır’dan İstanbul’a giden ve 20 Şubat 1994’te polisler tarafından gözaltına alınmasından sonra bir daha kendisinden haber alınamayan Cüneyt Aydınlar’ın akıbeti soruldu. 

‘HESABINI SORACAĞIZ’

İHD Diyarbakır Şube Başkanı Abdullah Zeytun, her hafta olduğu gibi yine adalet talebinde bulunmak ve işlenen faili meçhul cinayetler için devletten hesap sormak için bir araya geldiklerini dile getirdi. Zorla kaybetme ve faili meçhul cinayetlerin bir devlet politikası olarak hayata geçirildiğini söyleyen Zeytun, “O dönem insanlar nasıl ki sistematik bir şekilde kaybedildiler, bugün de aynı sistemle devlet failleri yargılamış değil. Bizler kayıp yakınları ve insan hakları savunucuları olarak devletin insanlığa karşı işlemiş olduğu suçların hesabını soracağımızı bir kez daha belirtmek istiyorum. Bu kaybetme ve faili meçhuller özellikle de Kürtlere karşı özel savaş olarak yapıldı” ifadelerini kullandı.

 ‘EMİNE ŞENYAŞAR’A SES OLALIM’

Urfa’da yaklaşık bir yıldır adalet arayışında olan Emine Şenyaşar’ın, hakkında açılan soruşturmalara sindirilmeye çalışıldığına dikkat çeken Zeytun, “Emine Şenyaşar’ın adalet talebini ötelemeyin. Onun yürüttüğü talepler meşrudur. Emine Şenyaşar’a ve onun taleplerine ses olalım” diye seslendi.

Rusya ve Ukrayna arasında süren savaşa da değinen Zeytun, savaş ve çatışmaların insanlara zarar verdiğini belirterek, şunları söyledi: “Sorunların demokratik bir şekilde çözülmesi çağrısında bulunuyoruz. Bizler uzun yıllardır sorunların karşılıklı müzakere yollarıyla çözülmesini gerektiğini vurguladık. Türkiye’de de başta Kürt sorunu olmak üzere tüm sorunların demokratik müzakere yollarıyla çözülmesini istiyoruz.” 

YILDIZHAN: UMUT OLDULAR

KESK Amed Kadın Meclisi Sözcüsü Fatma Yıldızhan ise, 90’lı yıllardan bu yana kayıp yakınlarının adalet taleplerine bugün infazı yakılan tutuklularının yakınlarının da eklendiğini kaydetti. Yıldızhan, “Bugün tutuklu yakınlarının adalet mücadelesi bizlere umut oldu. Onlarla da dayanışma içerisinde olacağımızı belirtiyoruz. Tüm failler bulunana kadar ve bugün ülkede adalet talepleri karşılanan kadar mücadele içerisinde olacağımızı belirtiyoruz” diye konuştu.  

Sonrasında Cüneyt Aydınlar’ın kaybedilme öyküsünü İHD Şube Sekreteri Ferhat Berkpınar okudu.

KAYIT DIŞI GÖZALTINDA TUTULDU

İstanbul Üniversitesi İktisat Fakültesi üçüncü sınıf öğrencisi olan Aydınlar’ın 20 Şubat 1994’te bir arkadaşı ile buluşmak için Bakırköy’de İncirli Caddesi üzerinde bulunan Ömür Durağı’na gittiğini anlatan Berkpınar, yapılan bir operasyon kapsamında Aydınlar’ın  da TEM polisleri tarafından gözaltına alındığını belirtti. Berkpınar, beraberindeki 15 kişi ile birlikte Gayrettepe’deki İstanbul Emniyet Müdürlüğü’ne götürülen Aydınlar’ın burada bir hafta boyunca kayıt dışı tutulduğu kaydetti.

KAÇTI’ DENİLDİ, HÜCREDE GÖRÜLDÜ

Berkpınar, 27 Şubat tarihinde gözaltı kaydı yapılan Aydınlar’a dair devamında şunları anlattı:  “28 Şubat 1994 günü akşam saatlerinde, Terörle Mücadele Şubesinde görevli polisler Cüneyt’i Beyoğlu Çukurcuma Kadirler Yokuşu’na götürür. Mahalle sakinleri otuz kadar polis eşliğinde elleri kelepçeli olarak getirilen Cüneyt’in kanlar içinde olduğunu, bir bacağının kırık olduğunu ve ayakta duramadığına tanık olurlar. Polisler, mahalle sakinlerinin ‘yürüyemez halde’ olduğunu söyledikleri Cüneyt’in yer gösterme esnasında ‘dur’ ihtarına uymayarak kaçtığına ve arkasından koşmalarına rağmen yakalanamayıp, firar ettiğine dair bir tutanak düzenlerler.

Cüneyt Aydınlar ile birlikte gözaltında tutulan on dört kişi tutuklanıp cezaevine gönderilir. Bu kişiler 17 Mart 1994 tarihinde avukatları aracılığıyla kamuoyuna yaptıkları açıklamada Cüneyt Aydınlar’ın 20 Şubat 1994 tarihinde gözaltına alındığını ve onu en son 2 Mart 1994 tarihine kadar gözaltında gördüklerini söylediler. Cüneyt Aydınlar ile birlikte gözaltında bulunan kişiler ağır işkence gören Cüneyt’in 2 Mart 1994 tarihinde, kendisine  ‘Ölmeye hazır mısın? Ölmeye gidiyorsun!’ diyen altı polis tarafından sürüklenerek bulunduğu hücreden götürüldüğünü ve kendisini bir daha görmediklerini açıkladılar.” 

Arkadaşlarının beyanları sonrasında İstanbul Emniyet Müdürlüğü’nün Aydınlar’ın kaçtığına dair iddiada bulunduğunu belirten Berkpınar, bu iddiaya istinaden Cumhuriyet Savcılığı’nın da Aydınlar hakkında yakalama kararı çıkarttığını söyledi.

GİRİŞİMLER SONUÇSUZ KALDI

Ailesinin İHD’ye başvurması üzerine olayların araştırıldığını ve 25 Mart 1994 tarihinde yapılan basın açıklamasıyla gözaltında kaybettirildiği bilgisinin kamuoyuyla paylaştırıldığını dile getiren Berkpınar, “İHD, İçişleri Bakanlığı tarafından konuyla ilgili açıklama yapılmasını talep eder. Ancak ailenin ve İHD’nin tüm girişimleri sonuçsuz kalır. Yapılan adli başvurular da zamanaşımı gerekçe gösterilerek işlemsiz bırakılır. Aradan geçen 28 yıla rağmen Cüneyt Aydınlar’dan bir daha haber alınamadığı gibi etkin bir soruşturma yürütülüp sorumlular da cezalandırılmadı” dedi.

Kayıp hikayesinin ardından kayıp yakınları bir dakikalık otuma eylemine geçti. Eylem alkışlarla son buldu. 

CAN VE KAYA’NIN FAİLLERİ SORULDU

Batman’da ise kayıp yakınları ve İHD Şube üyeleri, 518’inci haftasına ulaşan eylemlerinde bir kez daha Gülistan Caddesi’ndeki İnsan Hakları Anıtı önünde toplandı. "Kayıplar bulunsun, failler yargılansın" yazılı pankart ile kayıpların fotoğrafının taşındığı eylemde, İHD Şube Yöneticisi Zeki Tangüner konuştu. Valiliği yasak kararı gerekçesiyle 2 haftadır açıklamaya izin verilmediğini hatırlatan Tangüner, kayıpların akıbetini sormaya devam edeceklerini söyledi. Tangüner, 28 yıl önce evlerinden kaçırılarak katledilen İHD Elazığ Şube Başkanı Avukat Metin Can ve kurucu üye  Dr. Hasan Kaya’nın faillerini sormak için eylemde olduklarını belirterek, katledilme hikayelerine değindi.