Halkların Demokratik Partisi (HDP) Halklar ve İnançlar Komisyonundan sorumlu Eş Genel Başkan Yardımcısı Tülay Hatimoğulları, din alimlerinin gözaltına alınmasına ilişkin partisinin Genel Merkez binasında basın toplantısı düzenledi. Hatimoğlu, 3 Temmuz’da İstanbul’da Din Alimleri Derneği (DİAYDER) ve Demokratik İslam Kongresi (DİK) mensubu din alimleri seydalar, melelerin gözaltına alındığını hatırlattı. 4 günlük gözaltı süresine yeni bir 4 gün daha eklendiğini belirten Hatimoğulları, “Aralarında Din Alimleri Derneği Başkanı Ekrem Baran’ın bulunduğu bu gözaltıları, baskıyı, zulmü kabul etmek mümkün değildir. Hocalar derhal serbest bırakılmalıdır” dedi. 

SARAY’IN EMRİNE AMADE 

AKP’nin “İslam kisvesi altında Müslümanlara zulüm yaptığını” ifade eden Hatimoğulları, “Toplumun bütün unsurlarını Saray’ın emrine amade etmek istiyor. Buna uymayanlara her türlü zulmü reva görüyor. Mazlum diye iktidara geldi. Gücün-iktidarın şehvetine kapıldı. Hak yerine batılı/haksızlığı adalet yerine adaletsizliği derinleştiren düzen tesis ediyor” diye konuştu. Hatimoğulları, “Namazında niyazında olan din insanlarını gözaltına almak, günlerce gözaltı odalarında tutma hangi vicdana sığar? Cenazeleri kaldıran, topluma hizmet eden insanları neden gözaltına alırsın? Her Müslümanı AKP’li yapmak için zorlamak, olmuyorsa iktidarın gücüyle ona zulüm etmek hangi kitapta yazar?” diye belirtti.

 HİÇBİR GÜCÜN HADDİ DEĞİLDİR

Türkiye’nin halklar ve inançlar zengini bir ülke olduğunu hatırlatan Hatimoğulları, konuşmasının devamında şöyle dedi: “Hiçbir din insanına, kanaat önderine, halklar temsiliyetine ülkenin idaresi tarafından zulüm edemez, gözaltı yapamaz. Bu insanları terbiye etmek hiçbir gücün haddi değildir. Cumhur ittifakının hiç haddi değildir. Değerli Halklarımız, Biz bu iktidarı bu zalim adaletsiz düzeni size şikayet etmeye ve çözümleri sizlerle birlikte üretmek için çalışmaya devam edeceğiz. Saraya yakın bir insanın ‘mezarlıkları tahrip etmek günahtır’, ‘ibadethanelere, camiye-cem evine polislerin ayakkabılarıyla girmesi, gaz sıkması günahtır’, ‘bir cenazenin defin hakkı en temel haktır’, ‘Taybet Ananın defnedilmesini engellemek, cenazesini günlerce sokakta bekletmek günahtır’ dediğini duydunuz mu?

BEDEL ÖDETİLİYOR

‘Savaş zararlıdır. Yok edicidir. Savaş yerine gelin bölgede hep beraber barışı tesis edelim’ dediklerin, ‘Kürt-Türk-Arap-Laz-Çerkez hepimiz kardeşiz. Alevi-Sünni-Hristiyan-Ezidi hepimiz kardeşiz’, ‘Kardeş kavgaları coğrafyamızı yüzyıllar kaybettirdi. Gelin bu kavgaları yerin yedi kat dibine gömelim. Yedi kat dibine gömelim ki bir daha asla zuhur etmesin’ Dediğini gördünüz mü? ‘Deniz Poyraz’ın katledilmesi vicdanları en derinden yaralamıştır’ dediğini gördünüz mü? Demediler, demezler. İşte toplumun huzuru, barışı, adaleti, eşitliği için çalışan din alimleri bunları diyebildiği için gözaltındalar. Böyle düşündükleri için bedel ödetiliyor.

ZULÜM İLE ABAT OLMAZ

İslam’ın değerlerini ağzından düşürmeyen iktidar, halkla bağı olmayan sarayın değersiz değerlerini haksızlık-hukuksuzluk-adaletsizlik düzenini topluma dayatıyor. Buna karşı çıkan herkesi adalet terazisi çoktan bozulmuş olan yargı sopasıyla tedip edeceğini zannediyor. Halkların yargıları siz zalim iktidarı tedip edecektir. Bunda hiç kuşkumuz yok. Zulüm ile abat olunmayacağını bu ülkenin Müslümanı, Hristiyan’ı, Alevi’si, Sünni’si, Êzidî’si Türk’ü, Kürt’ü, Arap’ı, Çerkes’i, Laz’ı… Kanaat önderleri, din alimleri… Bu topraklarda adalet, barış ve kardeşlik içinde yaşama arzusunda olan tüm halklar ve inançlar; bütün ezilen ve sömürülenler size gösterecektir.”