“Bu olay başımıza gelmeden önce mütevazi, sıradan bir hayatımız vardı. 5 kardeş olarak işyerimizde çalışıyor, sabah dükkana gelip, akşam hep beraber geri evimize gidiyorduk. Güzel, mutlu bir hayatımız vardı. Hep birlikte yaşar, ileriye dönük hayaller kurardık. Ama 14 Haziran günü milletvekili (AKP Milletvekili İbrahim Halil Yıldız) işyerimize adımını attığında, bütün hayallerimiz alt üst oldu.” Bu sözler, 14 Haziran 2018’de iki kardeşi ve babası katledilen, kendisi de aynı saldırıda ağır yaralanan Ferit Şenyaşar’a ait. AKP Urfa Milletvekili İbrahim Halil Yıldız'ın koruma ve yakınlarının saldırısı öncesi ücretli öğretmenlik yapan Şenyaşar, eşi gözleri önünde katledilen, iki çocuğunu yitiren annesi Emine Şenyaşar ile birlikte Urfa Adliyesi önünde 90 gündür “Adalet” nöbeti tutuyor. 

Yaklaşık 3 yıldır mücadele eden Şenyaşar, hayatta ölümden daha acı bir durumun olmadığını ancak yaşadıklarının "ölümden daha acı" olduğunu dile getiriyor. Şenyaşar, 3’üncü yılına giren mücadeleleri, 90 gündür süren “Adalet” nöbetine ilişkin Mezopotamya Ajansı’na (MA) konuştu. 

BABASINI ANLATTI 

Ücretli öğretmenlik yaptığı dönemde arta kalan zamanlarında kardeşlerinin işlettiği işyerinde onlara yardımcı olan Şenyaşar, bütün kardeşlerin iş yerinde çalıştığını, babaları Hacı Esvet Şenyaşar’ın ise maddi durumu kötü olanlara yardımcı olduğunu söyledi. Şenyaşar, duygulanarak anlattığı babasına dair şunları söyledi: “Belli bir yaşı geçtiği için Suruç’ta, gariban, yolda kalmışlara ulaşmaya çalışıyordu. Maddi imkanları dahilince onlara yardım etmeye çalışırdı. Bu Kobanê sürecinde de öyleydi. O zaman Suriye tarafından büyük bir göç dalgası oldu. O süreçte babam hiçbir zaman durmadı ve mağdur olan ailelere imkanı ölçüsünde ulaşan biriydi.”  

AİLE PARÇALANDI 

Aile olarak çalışma hayatı dışında bir sosyal hayatları olmadığını ifade eden Şenyaşar, saldırıdan önce ailenin yaşantısına değinerek, “Köyde ufak bir tarlamız var. Hafta sonları o tarlaya beraber gider, ağaçlarımızın bakımını yapardık. Akşamları eve geldiğimizde hepimiz aynı apartmanda kaldığımız için annemin evinde buluşuyorduk. Çay içer, sohbet ederdik. Biz maddi olarak çok sıkıntılı dönemlerde geçirdik. Ancak Haziran 2018 döneminde işlerimiz iyiye gitti ve işyerimizi büyütmüştük. Gelir düzeyimiz iyi bir düzeye geldi ve ileriye dönük planlamalarımız vardı. Hepimizin küçük çocukları vardı ve bizim onlara dair hayallerimiz vardı. Onları iyi bir eğitimden geçirip, geleceğe hazırlamak istiyorduk. Aile şuan paramparça olmuş durumda. Şuan annemde, bende evde oturamıyoruz” diye anlattı. 

AĞIRLAŞTIRILMIŞ ZULÜM 

Saldırı günü yaşadıkları zulmün, 3 yıldır yargılamalarla devam ettiğini söyleyen Şenyaşar, “Ağırlaştırılmış bir zulüm yaşıyoruz. Benim kardeşim (Fadıl Şenyaşar) 3 yıldır hukuksuz yere tek başına bir hücrede tutuluyor. O özgürlüğüne kavuştuğunda, yaşadıklarımızı bir kitap haline getireceğim ve ön sözüne ‘Urfa Adliyesinde zulüm var’ şeklinde not düşeceğim. Milletvekilinin başlattığı zulmü, 3 yıldır yargı sürdürüyor. Aile olarak bu yaşadıklarımızı saatlerce anlatsam, duygularımızı ifade edemem. Bu yaşadıklarımızı anlatmaya kelimeler de yetmez” diye konuştu. 

Yaşananlara karşı aile olarak kendilerini sadece dayanışmanın ayakta tuttuğunu dile getiren Şenyaşar, mücadeleleri sonucu bütün Türkiye'nin “Yıldız ailesinin kamu gücünü kullanarak bir katliam yaptığını” öğrendiğini söyledi. 

BAKANLIĞA ALINMADILAR 

“Adalet” talebiyle 15 Eylül 2020 tarihinde annesiyle birlikte Ankara’ya gittiklerini hatırlatan Şenyaşar, 9 günde 12 görüşme gerçekleştirdiklerini ifade etti. Şenyaşar, “Ülkenin başkentine gittik. Tabelasında ‘Adalet’ yazan her yere gitmede kararlıydık. Adalet Bakanlığına gittik, dış kapısından dahi içeri giremedik. Yetkililerin bize söylediği söz, ‘vatandaş olarak’ geçemezsiniz. Bir milletvekili ya da bir tanıdığınızın bürokrat olması gerek. Bizi vatandaş olarak bakanlığa almadılar, direndik ve polis müdahalesi ile karşı karşıya kaldık. Cumhurbaşkanlığına gittik, orada da benzer bir durumla karşı karşıya kaldık” şeklinde konuştu.

ADALET TALEBİNE GÖZALTI 

AKP ve MHP dışında görüşmek istedikleri bütün siyasi partilerle görüştüklerini söyleyen Şenyaşar, “Bize söyledikleri ‘Evet, biz olayı biliyoruz, ortada bir katliam var. Bu katliamı yapan bir milletvekili olduğu için yargı üzerinde bir baskı var. Takipçisi olacağız. Dava açıldığında gereken desteği sunacağız’ oldu. Ancak kimi partiler bu söyledikleri ve desteklerini tam yerine getirmedi” dedi. 

Tabelasında “Adalet” yazdığı için annesiyle birlikte 16 Aralık 2020 tarihinde AKP Urfa il binasına gittiklerini anımsatan Şenyaşar, “Tabelasında adalet yazan bir partiden adalet talep ettik. İl başkanı ile görüşmek istedik ancak il başkanı yoktu. Başkan yardımcısı ve yönetim ile görüştük. Bize söyledikleri, ‘Evet biz olayı biliyoruz. Olayın AKP ile ilgisi yok, yapan Yıldız ailesi. Katliamı kınıyoruz, bir dahaki seçimde de milletvekilini aday olarak göstermeyeceğiz’ oldu. Biz bir süre orada beklemek istedik. Kısa bir bekleyişin ardından kolluk güçleri gelip bizi gözaltına aldı ve bir gün gözaltında tutulduk. Adalet talebimizin karşılığı gözaltı oldu” ifadelerini kullandı. 

KARARLI MÜCADELE 

Adalet nöbeti öncesi Urfa Cumhuriyet Başsavcısı ile görüşmek istediklerini belirten Şenyaşar, devamında şunları söyledi: “Eğer başsavcı bizi ikna edecek bir cevap verse, biz bu eylemi başlatmayacaktık. Ama başsavcı ısrarla görüşme talebimizi reddetti. Bizde buna karşı kararlı bir mücadele başlattık. Eylemimizde 90 gün geride kaldı. Biz başladığımızda bu kadar uzun süreceğini düşünmüyorduk. Dava kısa bir sürede açılır ve katliama katılanlar yargılanır diye ümit ediyorduk ama Urfa Başsavcısı hala katliam yapanları koruyarak suç işliyor. Bu eylem bin gün sürse de biz bu adliyenin önüne gelmeye devam edeceğiz. Adalet sağlanana kadar mücadeleye devam edeceğiz, biz her şeyi göze aldık.”  

İKİ TALEP 

Şenyaşar, taleplerin tutuklu bulunan kardeşi hakkında verilen cezanın kaldırılıp, serbest bırakılması ve Suruç Devlet Hastanesi'nde yaşanan katliama dair dosyanın açılması olduğunu belirterek, “14 Haziran günü Suruç Devlet Hastanesi’nin duvarları insanların kanıyla boyandı. Hala Urfa Başsavcısı gizlilik kararını koruyarak suç işliyor. Bize ‘Olayla ilgili 23 kişi tespit ettim’ diyen savcı, iki haftadır ortalıkta yok. Kapısı kapalı, ulaşamıyoruz. Urfa Adliyesi’nde bir katliamın görüntüleri kamuoyundan gizleniyor” diye konuştu.

DAYANIŞMA ZİYARETLERİ 

Adalet nöbeti boyunca kamuoyunun destek ve dayanışmasına değinen Şenyaşar, “Bu adalet mücadelemizi sürdürürken, birçok kesimden kişi geldi. Bu ziyaretlerin hepsi ayrı ayrı değerli ancak bize en çok umut veren, eylemin 20’inci gününde, bizi duygulandıran İstanbul’dan bizi ziyarete gelen Halkların Köprüsü Derneği Genel Sekreteri Yusuf Ak’ın ziyareti oldu. İstanbul’dan gelen bu kardeşim, özel gereksinimleri olan, göremeyen bir özel kardeşimizdi. Bu ziyareti unutmamız mümkün değil.” 

HAFTANIN ÜÇ GÜNÜ 

Eylem öncesi psikolojik destek alan annesi Emine Şenyaşar’ın, 90 günde sağlık sorunlarının kötüye gittiğini söyleyen Şenyaşar, annesinin sağ gözünde yüzde 70 oranında görme kaybı yaşandığını, kalp rahatsızlıkları ve ayaklarında hastalıkların baş gösterdiğini sözlerine ekledi. Annesinin, kardeşi Fadıl Şenyaşar serbest bırakılmadan tedaviyi kabul etmediğini ifade eden Şenyaşar, “Adliye önünde olsun, evde olsun, sürekli ağlıyor. Gözlerinde görme kaybı her geçen gün artıyor ve ameliyat olması gerek. Annem 65 yaş üstü, hiçbir tedaviyi kabul etmiyor” dedi. 

Annesi Emine Şenyaşar’ın sağlık sorunlarını göz önünde bulundurarak, 7 Haziran Pazartesi’den itibaren artık haftanın 3 günü adliye binası önünde olacaklarını aktaran Şenyaşar, geri kalan günlerde eylemlerini evde sürdüreceklerini nöbeti sürdüreceklerini söyledi.

‘ZULMÜ DUYURACAĞIZ’

Şenyaşar, sözlerini şöyle tamamladı: “Adalet mücadelemizi daha fazla yaygınlaştırmak için her hafta farklı şehirlere gideceğiz. Barolarla görüşeceğiz ve Urfa Adliye binasında hukuk yoluyla yapılan bu zulmü herkese duyuracağız. Hukuki destek isteyeceğiz. Bu zulüm bu şekilde devam etmemeli. ‘Zulüm karşısında sessiz kalan dilsiz şeytandır’ diye bir hadis var. Burada mağdur olan bir aile var. Burada mağdur olan ve acısı tarif edilemeyen bir anne var. Vicdan sahibi olan herkes, bu insanlık suçuna karşı bize destek vermeli.” 

MA / Emrullah Acar