Yerlerine kayyım atandıktan sonra tutuklanan Halkların Demokratik Partisi’nin (HDP) Kızıltepe Belediye Eşbaşkanı Nilüfer Elik Yılmaz ile Savur Belediye Eşbaşkanı Gülistan Öncü'nün yargılandıkları davanın 2’nci duruşması Mardin Adliyesi 2'nci Ağır Ceza Mahkemesi’nde görüldü. Duruşmaya, eşbaşkanlar tutuklu bulundukları Tarsus T Tipi Kapalı Cezaevi’nden Ses ve Görüntü Bilişim Sistemi (SEGBİS) ile katıldı. Eşbaşkanların avukatları da duruşmada hazır bulundu.

Duruşma evrakların okunmasıyla başlandı. Mahkeme heyeti pandemiden dolayı tanık olarak ifadelerine başvurulan Nusret Ayata ve Alımcı Ayata için zorla getirilme kararı çıkartmadı. 6 gizli tanığın olduğu dosyada, “IT4PK6P51” ve “Boksör”ün sadece beyanlarının alındığı belirtildi.

‘YÜZLEŞMEK İSTİYORUM’

Ardından savunma yapan Nilüfer Elik Yılmaz, gizli tanıkla yüzleşmek istediğini söyleyerek, “Neye dayanarak, ne şekilde bu iftiralara maruz kalıyorum bilmek istiyorum. Seçim döneminde aday olduktan sonra çalışmalara katılıyordum. Bu yaptığım çalışmalarda tamamen seçim çalışmalarıdır. Yasalara karşı herhangi bir faaliyetim olmamıştır. Kayyım atanırken böyle bir dosyanın açılacağını biliyordum” dedi.

ANADİLDE SAVUNMA 

Anadilde savunma yapan Gülistan Öncü ise, “İddianamede üzerime atılı suçlamaların hepsini reddediyorum. İddianamede üzerime atılı suçlamaların gerçeklikle bir ilgisi yoktur. HDP’nin bir üyesiyim. HDP de bilindiği üzere siyasi bir partidir. Sırf kayyım atanması nedeniyle 9 aydır tutukluyuz. Partide yaptığımız konuşmalar ve toplantılar hepsi kamuya açık ve yasaldır. Gizli hiçbir şey olmamıştır” diye konuştu. 

Daha sonra söz alan eşbaşkanların avukatları da, belediye eşbaşkanlarının yaptığı seçim çalışmaları, aday tanıtım programları ve üyesi olduğu partiye gitmesinin illegal bir faaliyet olarak gösterilmeye çalışıldığına vurgu yaparak, “Daha önce seçilir seçilmez kendisine bayrak provokasyonu olarak isnat edilen provakasyonlar yapılmıştır. Savcılığın ileri sürdüğü bütün iddialar soyut delil niteliğindedir. Dünyada demokrasisi gelişmiş hiçbir ülkede bir kitap örgüt üyeliğine delil olarak gösterilemez. Bütün bu hususlar değerlendirilerek suçsuzluk karinesi ve kişi özgürlüğünün güvence altına alan gerek Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi'nin siyaset yapan insanların hükümetin ve hükümete kolluk hedefi olabileceği bu nedenle bu yargılamaların daha hassas yapılması gerektiği yönünde karara varılır. Müvekkilimizin suçsuz olduğu anlaşılması nedeniyle ve ayrıca en kötü ihtimal ile suç vasfının değişme ihtimali göz önünde bulundurularak, tahliyesine karar verilmesini talep ediyoruz” dedi. 

TUTANAK SAHTE ÇIKTI

Gülistan Öncü hakkında beyanda bulunan “Boksör” isimli gizli tanığın imzasız beyanı olduğuna değinen avukatlar, “Söz konusu beyana ilişkin Mardin İl Emniyet Müdürlüğü'nden böyle bir beyanının olmadığı tespit edilmiştir. Bu durum da müvekkilin lehinedir. AİHM uygulamaları göz önüne alındığında tutukluluğun devamı için dosyaya ekstra delillerin gelmesi gerekmektedir. Dosyada soruşturma aşamasında delil olarak sunulan ‘Boksör’ kod isimli tutanak sahte çıkmıştır. Müvekkilim yaklaşık 9 aydır tutukludur. Belediye başkanıdır, müvekkilimizin tutuklanmasıyla toplanma ve örgütlenme ile seçme ve seçilme hakkı ihlal edilmiştir” şeklinde konuştu. 

Mahkemeye savunmaların adından ara verildi. Aradan sonra ifadesi alınmayan gizli tanıkların ifadelerinin alınıp, dosyaya eklenmesine karar veren mahkeme heyeti, eşbaşkanların tahliye talebini reddetti. 

Mahkeme heyeti bir sonraki duruşmayı 20 Ekim’e erteledi.