Cumartesi Anneleri, gözaltında kaybedilen yakınlarının akıbetini sormak ve faillerin cezalandırılmasını talebiyle her hafta düzenledikleri eylemlerinin 873'üncüsünü online yaptı. Online gerçekleştirilen eylemde 30 Kasım 1994’te Mardin’in Midyat ilçesinde yaşadığı evden gözaltına alındıktan sonra bir daha kendisinden haber alınamayan Nihat Aydoğan’ın akıbeti soruldu.

Nihat Aydoğan’ın eşi Halime Aydoğan, eşinin 27 yıl önce kaybedildiğini söyledi. Aydoğan, “Korucular, timler bir sabah onu evden alıp götürdüler. 27 sene oldu ne mezarı var ne bir şeyi var. 4 çocuğumun en büyüğü o zaman 12 yaşındaydı. Küçük kızım bir yaşındaydı. Babasını soruyordu. Bende yalan söylemek zorunda kalıyorum. 7 yaşına kadar yalan söyledim. O zaman anladı. O zaman gerçekleri söyledim. Kızım şimdi 27 yaşına geldi” dedi.

KEMİĞİNİ VERSİNLER

Devletten eşinin kemiklerini isteğini söyleyen Aydoğan, “Bana bir kemik versinler. Toprağın altına koyup Cuma günleri mezarının başına gideyim. Şimdi elim kolum bağlı bir şey yapamıyorum. Devlete sesleniyorum bana bir kemik verin” diye belirtti. “Galatasaray’a giderken eşim oradaymış gibi sevinçli gidiyordum” diyen Aydoğan, “Orayı da kapattılar. Oraya gitmeyi çok isterim. Orayı bize açsınlar” dedi.

MÜCADELEDEN VAZGEÇMEYECEĞİZ

Aydoğan’ın kızı Nejbir Aydoğan alarak, “27 yıldır adalet mücadelemizden hiçbir zaman vazgeçmedik, vazgeçmeyeceğiz. Babam kaybedildiğinde ben bir yaşındaydım. Ben babamı hatırlamıyorum. Sadece resimlerinden, annemin anlatımlarından biliyorum. Baba nedir bilmiyorum. Bunu bilmek isterdim. Bu hak elimden alındı. Bu mücadeleyi sürdürmek zorundayız. Benim gibi onca insan var. Yalnız değilim. Bu mücadeleyi hep birlikte sürdürüyoruz. Bu mücadeleyi Galatasaray Meydan’ında sürdürmek istiyoruz. O meydandan asla vazgeçmeyeceğiz” şeklinde konuştu.

SES YÜKSELTİYORUZ

Basın açıklamasını Cumartesi İnsanlarından Canan Korkmaz okudu. 873 haftadır başta gözaltında kaybetmeler olmak üzere siyasal şiddetin bin bir halinin yaşandığı bu topraklarda inkara, unutuşa ve cezasızlığa karşı seslerini yükselttiklerini söyleyen Korkmaz, “Kayıplarımızın akıbetlerini gizleyerek bizi mezarsızlığa, failleri koruyup kollayarak bizi adaletsizliğe mahkum eden sistematik politikalar karşısında hakikati unutturmama sorumluluğunu üstleniyoruz” dedi.

HAKİKAT AÇIKLANSIN TALEBİ

Korkmaz, Aydoğan ailesinin, “Bu mezarsızlık siyaseti son bulsun; hakikat açıklansın, adalet sağlansın” talebini hatırlattı. Nihat Aydoğan’ın 39 yaşında ve Midyat Doğançay köyünde yaşadığını söyleyen Korkmaz, “Korucu olmak istemeyen Doğançaylılar üzerinde yoğun bir baskı vardı. Daha önce gözaltına alınıp ağır işkence gördükten sonra serbest bırakılan Nihat Aydoğan da güvenlik güçlerinin tehdidi altındaydı. 30 Kasım 1994 sabahı erken saatlerde Aydoğan ailesinin evi çok sayıda özel tim, asker ve korucu tarafından basıldı. Ağır biçimde darp edilen Nihat Aydoğan elleri ve gözleri bağlı, kanlar içinde önce Midyat Jandarma Karakolu’na, oradan da Mardin Jandarma Merkez Komutanlığı’na götürüldü” diye belirtti.

BASKIYLA ÖLÜM BİLDİRİMİ YAPILDI

Resmi makamların Aydoğan’ın gözaltında 20 gün kaldıktan sonra serbest bırakıldığını söylediğini aktaran Korkmaz, “Aydoğan bir daha eve gelmedi. Bunun üzerine eşi bir arzuhalciye yazdırdığı dilekçe ile savcılığa başvurdu. Savcı kendisine ‘Eşin dağa gitmiştir, bir daha da bu kapıya gelme’ dedi. Nihat Aydoğan’dan bir daha haber alınamadı. Uzun yıllar sonra Nihat Aydoğan için nüfus kütüğüne ölüm kaydı düşüldüğü açığa çıktı. Ailesinin  ‘Öldüyse mezarı nerede?’ sorusu cevapsız bırakıldı. Nüfus İdaresine ölüm bildiriminde bulunan köy muhtarı, jandarma komutanının baskısı sonucunda gerçek olmayan bu bildirimi düzenlemek zorunda kaldığını itiraf etti” ifadelerini kullandı.

TOZLU RAFLARDA BEKLETİLİYOR

Aydoğan ailesinin bugüne kadar yaptığı tüm başvuruların sonuçsuz bırakıldığını söyleyen Korkmaz, “Nihat Aydoğan’ın da olduğu Midyat kayıpları ile ilgili İnsan Hakları Derneği aracılığı ile tekrar başvurular yapıldı. Yapılan başvurular üzerine Midyat Savcılığı bir fezleke hazırladı. Savcılık bu kişilerin kaybedildiklerine dair bilgi olmadığını iddia ederek dosyayı kapatılması talebiyle Mardin Cumhuriyet Başsavcılığı’na gönderdi. Dosya halen açık ancak adliyenin tozlu raflarında bekliyor” dedi.

ADALET İSTEMEKTEN VAZGEÇMEYECEĞİZ

Aydoğan’ın akıbetinin açığa çıkartılmasını ve suçun failleri hakkında etkin soruşturma ve kovuşturma yürütülmesini talep ettiklerini ifade eden Korkmaz, “Kaç yıl geçerse geçsin; Nihat Aydoğan için, tüm kayıplarımız için, adalet istemekten, devletin evrensel hukuk normları içinde hareket etmek zorunda olduğunu hatırlatmaktan, 174 haftadır bize yasaklanan kayıplarımızla buluşma mekânımız Galatasaray’dan vazgeçmeyeceğiz” şeklinde konuştu.