Hakkari Valiliği, 22 Ocak'ta kent merkezi, Çukurca, Yüksekova ve Şemdinli ilçelerinde bulunan 12 bölgeyi "Özel Güvenlik Bölgesi" adı altında yıl sonuna kadar yasakladı. Onlarca yayla, vadi ve yerleşim yerini kapsayan bölgelerden 8'i Çukurca'da yer alıyor. Köyleriyle birlikte yaklaşık 17 bin nüfusa sahip olan kent, Federe Kürdistan Bölgesi sınırında bulunuyor. 1990'lı yıllarda binlerce insanın göçe zorlandığı ve birçok köyün yakıldığı kentteki "güvenlik" önlemleri, son yıllarda had safhaya ulaştı. Tek bir girişi olan ilçenin hemen hemen her tepesi karakol ve kalekollarla çevrilmiş durumda. Binlerce asker, polis ve korucunun bulunduğu ilçenin her sokak ve caddesi ise MOBESE kameralarıyla izleniyor. 

AÇIK CEZAEVİ

Ablukadan dolayı adeta "açık bir cezaevini" andıran ilçenin kırsal alanları da benzer bir durumda. Halen ilçenin birçok köyüne girişlere "güvenlik" gerekçesiyle izin verilmezken, serbest olan köyler ise asker kontrolünde. 

15 Temmuz darbe girişiminin ardından ilan edilen Olağanüstü Hal (OHAL) sonrası daha da ağırlaşan bu tablo, ilçe sakinlerinin yaşamlarını da ciddi anlamda etkiliyor. Sınır ticaretinin tamamen yasaklandığı Çukurca’da, son yayla ve vadi yasaklarıyla birlikte yurttaşların en önemli geçim kaynakları arasında yer alan tarım ve hayvancılık da bitme noktasına geldi. Bu nedenle göç edenlerin sayısı artarken, kalanlara ise koruculuk ve bekçilik dayatılıyor. 

Tüm bu yasak ve güvenlikçi politikalardan en çok olumsuz etkilenen Halkların Demokratik Partisi'nin (HDP) İlçe Eşbaşkanı Abubekir Kanar, ilçedeki tabloyu değerlendirdi.  

90'LARIN UYGULAMASI: AMBARGO  

Sadece ilçe merkezinde 9 üst bölgesi, bir tugay, jandarma ve emniyet müdürlüğünün olduğunu aktaran Kanar, “İlçeyi cezaevine dönüştürdüler. Tarım ve hayvancılık hiçbir şey yapamıyoruz” dedi. İlçe merkezine yakın bir noktada bulunan Kazan Vadisi'nin giriş ve çıkışlarının asker kontrolünde olduğuna dikkati çeken Kanar, burada yaşayanlara gıda kotası uygulandığını söyledi. Kanar, "İkametgahı olmayan insanlar dışında kimse bu köylere giremiyor. Haftada 2 gün servisle Hakkari'ye veya merkeze giderek ihtiyaçlarını karşılıyorlar. Aldıkları gıdalar, belirlenen kotadan fazla ise 'niye götürüyorsun' diye soruyorlar. Köye giriş çıkışlar tecrit altında" diye konuştu. 

KÜRT SORUNU

Kürt sorununun çözümsüzlüğün derinleştirilmesiyle güvenlikçi politikaların da derinleştirildiğini ifade eden Kanar, güvenlikçi politikalarla aynı zamanda insanların HDP'den uzaklaştırılmak istendiğini dile getirdi. Kanar, sınır ticaretinin yasaklanmasının temel nedeninin koruculuk sistemi olduğunu belirterek, "Sınır ticaretinin kapatılmasının nedeni halkı koruculuğa yönlendirmek ve koruculuğu halka tercih ettirmek. Ama halkın çoğu bunu istemiyor” dedi.