İnsan Hakları Derneği (İHD) Diyarbakır Şubesi ve kayıp yakınları “Kayıplar bulunsun, failler yargılansın” sloganıyla her hafta sürdürdükleri eylemin 643’üncüsünü sanal medya hesabında gerçekleştirdi. Bu hafta geçekleştirilen eylemde Diyarbakır’ın Bismil ilçesinde 4 Ekim 1994 yılında kaybedilen Turgut Yenisoy’un akıbeti soruldu.  Yenisoy’un kaybediliş hikayesini İHD Yönetim Kurulu Üyesi Ezgi Sıla Demir anlattı. 

Bismil’de geçimini bakkal dükkanıyla sağlayan 6 çocuk babası Yenisoy’un (25), 1992’de kimliği belirsiz kişilerin saldırısı sonucu bakkalının yakıldığını hatırlatan Demir, Yenisoy’un dükkânını yakanların kolluk güçleri olduğu iddiasında bulunduğu için gözaltına alındığını aktardı. Yenisoy’un gözaltında işkenceye maruz kaldığını belirten Demir, olaydan sonra da Yenisoy’un evine sık sık asker baskını olduğunu ve ajanlık dayatmasına maruz kaldığını söyledi.

‘TOROSLA GÖTÜRÜLDÜ’

Demir, ajanlık dayatmalarını reddettiği için ölüm tehditleri alan Yenisoy’un 4 Ekim 1994 tarihinde 22.30 sularında evlerine gelen Bismil Komando Alayında görevli Ahmet, Recep ve Süleyman isimli uzman çavuşlar tarafından beyaz renkli Toros marka bir araca bindirilerek götürüldüğünü söyledi. Yenisoy’un gözaltı sırasında kıyafetlerini giymesine izin verilmediğini ve annesi Nezrife Yenisoy’un da o sırada askerler tarafından darp edildiğine değinen Demir, “Karakola götürülerek ifadesinin alınacağı belirtilen Yenisoy, evlerinin yakınında bulunan Bismil E Tipi Cezaevi’ne doğru götürülür. Yenisoy’un içerisinde yer aldığı aracın gittiği yönü takip eden aile fertleri, cezaevi önünde duran aracın daha sonra hareketlenip başka bir yöne gittiğini görürler” diye belirtti.

‘OĞLUN GÖZALTINDA DEĞİL’

Anne Yenisoy’un, olay gününün sabahında Bismil Cumhuriyet Başsavcılığı’na başvurduğunu belirten Demir, daha sonrasında ise Bismil Emniyet Müdürlüğü, Bismil Komando Tugayı, Diyarbakır DGM Cumhuriyet Başsavcılığı ve OHAL Bölge Valiliği’ne başvurmasına rağmen “Oğlun gözaltında değil” yanıtını aldığını aktardı.

‘İŞKENCE GÖRDÜ’

Yenisoy’un Diyarbakır Alay Komutanlığı’nda yoğun işkence gördüğünü belirten Demir, ablası Şermin Uzalp’ın şu sözlerini aktardı: “Ahmet ve Recep adındaki uzman çavuşlar tarafından sürekli ajanlık teklif ediliyordu. Kardeşim bunu kabul etmeyince ölümle tehdit ettiler. Kardeşimin Bismil’den çıkmasına izin vermiyorlardı. Hatta her gece işyerinden çıktıktan sonra karakola giderek imza atmasını istiyorlardı. Özellikle Recep ve Ahmet adlı uzman çavuşlar, Turgut’u sık sık tehdit ediyor, dövüyor ve gözaltına alıyorlardı. En son dükkânını da yaktılar. Bismil Alay Komutanlığı’nda görev yapan bir uzman çavuş bana kardeşimin işkencede öldürüldüğünü söyledi. Bunun kanıtlanmasını istedim, ancak benden altından kalkamayacağım rüşvetler istedi.” 

Yetkili kurumlara başvuruda bulanan aile fertlerinin, bu girişimlerden hiçbir sonuç alamadığına değinen Demir, Yenisoy’un gözaltına alındığı tarihten bu yana haber alınamadığını ve akıbetinin meçhul olduğunu söyledi.

‘2018’DEN BERİ YASAK’

31 Mart 2009 tarihinden bu yana her hafta eylemlerini sürdürdüklerini belirten Demir, Koşuyolu Parkı Yaşam Hakkı Anıtı önünde gerçekleşen oturma eylemlerinin 1 Eylül 2018 tarihinden bu yana Diyarbakır Valiliği tarafından alınan kararla yasaklandığını hatırlattı.

‘FAİLLER CEZALANDIRILSIN’

Demir konuşmasının devamında şunları söyledi: “Kayıpların akıbetinin ortaya çıkarılmasını ve faillerinin yargı önüne çıkarılana cezalandırılmasını talep ediyoruz. 90’lı yıllarda yaygın bir hal alan ve insanlığa karşı işlenmiş bir suç olan gözaltında zorla kaybetme olaylarının bir ‘Hakikatleri Araştırma Komisyonu’ kurularak aydınlatılmasını, bu vesileyle adaletin tesis edilmesini istiyoruz.”