Kayyımın belediyeye ait 11 parseli satışa çıkarmasına tepki gösteren Batman Belediyesi Eşbaşkanları Mehmet Demir ve Songül Korkmaz, kentte talan zihniyetinin devam ettiğini söyledi. 

Halkların Demokratik Partisi (HDP) Batman İl Örgütü, kayyım yönetiminin Batman Belediyesi’ne ait arazileri usulsüz satışına dair kentte bulunan bir otelde basın toplantısı düzenledi. Toplantıya Batman Belediyesi Eşbaşkanları Mehmet Demir ve Songül Korkmaz ile HDP Kadın Meclisi Sözcüsü Ayşe Acar Başaran, HDP İl Eşbaşkanları Hürriyet Kaytar ve Hüseyin Sarik katıldı. 

11 PARSEL SATIŞA ÇIKARILDI

Görevden alınan Batman Belediyesi Eşbaşkanı Songül Korkmaz, talan zihniyetinin devam ettiğini belirterek, kayyımın belediyeye ait 11 arsayı satışa çıkardığını aktardı. Batman’a ikinci kez kayyım atandığını hatırlatan Korkmaz, “Atanan kayyımlar, halkın gayrimenkullerini ve taşınmazlarını yandaşlarına peşkeş çekti. Bu halkın değerlerini korumanın verdiği sorumluluk ile bu talanı teşhir edip, hukuki mücadele vereceğiz. Halkla beraber bu talanın önüne geçeceği” dedi.

RANT ALANLARI YARATILIYOR

Eşbaşkan Mehmet Demir ise belediyeye ait 11 parselin satışa çıkarılmasına tepki göstererek, “Bunların bazıları belediye hizmet alanları olarak belirlenmiş, bazıları da belediye hizmet alanları olarak planlamaktaydı. Rant zihniyeti her yerlerine o kadar sinmiş ki yapabilseler belediye hizmet binasını, ana binayı dahi satarlar. Bizce bir kente yapılacak en büyük ihanetlerden biri, belediye hizmet alanlarının, sosyal donatı alanların satışa çıkarılmasıdır, Birilerine peşkeş çekilmesidir. Belediyenin temel görevi kamu hizmetidir, halka hizmettir. Kaynaklarının ranta dönüştürülmesi birilerinin zengin edilmesi değildir, halkın hizmetine harcanmasıdır. Batman’daki tüm kurumların ihtiyaçları, Batman Belediyesi’nin bütçesinden karşılanarak ve belediye ihalelerinin çoğunu pazarlık usulü ile rekabet koşulları oluşturulmadan, birilerine rant alanları yaratarak belediyeyi borç batağına sürüklemeleri yetmiyormuş gibi, belediye hizmet alanlarını da satarak, giderayak elde ne varsa hepsini götürmeye çalışmaları utanç duyulacak bir durumdur” ifadelerini kullandı.

KENTTE YAŞANAN SU SORUNU

Batman ve Garzan barajından su getirileceği iddialarına değinen Demir, “Bu ihtiyaç nereden kaynaklanmaktadır. İyi biliyoruz ki Batman, çıkarılması ucuz ve kaynağı bol olan ve tükenmeyen bir su havzasına sahiptir. Bilindiği gibi enerji bağımlılığını ortadan kaldıracak, çıkarılmasını daha da ucuzlatacak GES kurulumu için gerekli çalışmaları başlatmıştık. Bunu yapmayıp, Garzan veya Malabadi’den su getirmeye yönelik haberlerin yapılması ya iş bilmezliktir yâda rant amaçlıdır. Kayyum atanmadan önce Türkiye şehirleri arasında en ucuz suyu verebilen kent idik. Çalışmalarını başlattığımız GES ve Gaz-Elektrik dönüşüm sistemi ile belki şu anda bir lira ile verebilme, hatta bundan da az, çok cüzi bir bedelle verebilme imkânına sahip olabilecekken, sözü edilen yerlerden suyun getirilmesi ve arıtma maliyetinin artması nedeniyle tonu 15 TL’den düşük olmayacaktır.  Görünen o ki halka hizmetten ziyade, halka ceza gibi bir proje düşünülmektedir. Öyleyse bu işin temelinde bürokratların Batman’ın geleceği ve teminatı olan su havzasını imara açmak istemelerinin bir çabası olmasın. İyi niyete ve hizmete dayalı olmayan belediye kaynaklarını çarçur eden projelerde rol alan bürokratları Batman halkı unutmayacaktır. Er veya geç yaptıklarının hesabını bu halka vereceklerini bilmelerini isteriz” diye konuştu.

‘İKTİDARIN GÜVENCESİ ALTINDA YOLSUZLUK’

HDP Kadın Meclisi Sözcüsü Ayşe Acar Başaran da, kayyımların iktidarın güvencesi altında yolsuzlukları gerçekleştirdiğini belirterek, “Atanan kayyımlar ile Kürtlerin seçme ve seçilme hakkı ellerinden alındı. Seçilme ve seçme hakkı vermiyoruz denildi. Halkın seçtiğini iktidar görevden alıyor. Ve halkın iradesini gasp ediyor. Batman iki kez kayyım atanması gördü.  İlk atanan kayyıma Batman halkı kendi belediyelerine rekor oranında oy vererek cevap oldu. Halk kendi belediyesini kendi seçmek istiyor. Atanmışları oylarını çalan kişiler olarak görüyor. Halk haklı çıktı. Gelen kayyımlar önce halkın oyunu, sonra belediyenin mallarını, taşınmazlarını ya çaldı yada yandaşlarına peşkeş çekti. Çalmakla yetinmediler. Kürt kültür ve diline yönelik büyük bir saldırı oldu. Asimilasyon politikası tüm yönleri ile kayyım aracılığıyla devreye konuldu. Kadına yönelik bir saldırı durumu da gelişti. Kadın kurumlarının başına erkekler atandı” dedi.