Ankara’da 10 Ekim 2015’te DAİŞ tarafından gerçekleştirilen 10 Ekim Ankara Katliamı davasının firari sanıklar ve insanlığa karşı suçtan yargılanan tek tutuklu sanık Erman Ekici’nin yargılandığı davanın 14’uncu duruşması Ankara 4’üncü Ağır Ceza Mahkemesi’nde başladı.

Duruşmaya, katliamda yaşamını yitirenlerin aileleri, sivil toplum örgütü temsilcileri, Halkların Demokratik Partisi (HDP), Cumhuriyet Halk Partisi (CHP) milletvekillerinin yanı sıra dava veÖzgürlük İçin Hukukçular Derneği (ÖHD), Çağdaş Hukukçular Derneği’nden (ÇHD) avukatlar ile çok sayıda kişi katıldı. Sanık sandalyelerinin boş olduğu duruşmada, insanlığa karşı suçtan yargılanan Erman Ekici ise tutuklu bulunduğu cezaevinden Ses ve Görüntü Bilişim Sistemi (SEGBİS) aracılığıyla bağlandı.

MAMMADOVA ADRESİNDE BULUNMADI

Dosyaya gelen bilgileri aktaran mahkeme başkanı, duruşmada dinlenmesi beklenen DAİŞ’in Adıyaman’daki yapılanmasının kurucusu Mustafa Dokumacı’nın eşi Ulkar Mammadova’nın adresinde bulunmadığından SEGBİS bağlantısının sağlanamadığını söyledi. Mahkeme başkanı ayrıca, geçen sene Milli İstihbarat Teşkilatı (MİT) tarafından yakalandığı belirtilen DAİŞ’in "Türkiye Vilayeti" sorumlusu ve itirafçı Kasım Güler’in yargılandığı Ankara 20’nci Ağır Ceza Mahkemesi’nden, soruşturma aşamasında alınan ifade ve eklerinin dosyaya eklendiğini belirtti.

Ardından 10 Ekim Ankara Katliamı Davası Avukat Komisyonu’ndan avukatlar söz aldı. Avukat Gülşah Kaya, Kasım Güler’in ifadesinin tamamını inceleyebildiklerini ancak CD halinde gelen ek bilgileri inceleyemediklerini aktardı. Kaya, “Birkaç celsedir firari sanıkların bir kısmının Suriye’deki kamplarda olduğunu, MİT’in de sınır dışı operasyonlar yaparak kimi sanıkları Türkiye’ye getirdiğini söylemiştik. Kasım Güler’de de gördük ki MİT bu operasyonları yapabiliyor. MİT aynı operasyonları dosyanın firari sanıkları için neden yapmıyor” diye sordu.

'MİT’TE BİLGİLER VAR’

Güler’in ifadesinden, firari sanıklara dair MİT’te kimi bilgilerin olduğunun anlaşıldığını söyleyen Kaya, “Öte yandan firari sanıklardan İlhami Balı’nın da öldüğünü belirtiyor. Oysa ki eşi burada yaşadığını söylemişti. Yine firari sanıklardan Yunus Durmaz’ın Ebu Zeynep’in emri altında çalıştığını söylüyor. Ömer Deniz Dündar’ın da önemli bir büro sorumlusu olduğunu, Yunus Durmaz’ın katliamı doğrudan planladığını söylüyor. Yine bu dosyada sıkça sanık olması gerektiğini söylediğimiz Mustafa Dokumacı’nın önemli görevlerde yer aldığını söylüyor” şeklinde konuştu. İlk defa bir sanığın örgütün şemasını çizdiğini vurgulayan Kaya, “Saklanan silah ve mühimmatlardan bahsediyor. Kimi programlardan bahsediyor. Neredeyse Türkiye’nin her şehrinden saklanan mühimmat ve silahların olduğunu söylüyor” diye belirtti.

SALDIRI HAZIRLIĞI 

Güler’in ifadesinde DAİŞ’lilerin Türkiye’de hala aktif ve saldırı hazırlığı içinde olduğunun anlaşıldığını da aktaran Kaya, “Bunların bugün olmayacağının garantisi de yok. Eğer yeterli mücadele ve önlem alınmazsa. Bu nedenle firari sanıkların biran önce yakalanması çok önemli” diye belirtti.

FAİLLERİNAİLELERİNE YARDIM

Dosyaya eklenen bilgilerden 10 Ekim Katliamı’nın tutuklu sanıklarının neredeyse tamamının ailelerine para yardımı yapıldığına dair bilgilerin de yer aldığını vurgulayan Kaya, Güler’in tanık olarak dinlenmesi talebinde bulundu. Kaya ayrıca Güler’in yargılanacağı Ankara 20’nci Ağır Ceza Mahkemesi’nden dijital materyallerin de gönderilmesi talebinde bulunulmasını istedi.

Kaya ayrıca, tek tutuklu sanık Erman Ekici’nin de kod isimli Ebu Talha olduğunu kanıtlayan kimi dijital materyallerin de dosyaya eklendiğini belirtti.

DOKUMACI HAKKINDA SUÇ DUYURUSU TALEBİ

Avukatlardan Gamze Gökoğlu, dosyada sanık olarak olması gereken kişiler hakkında takipsizlik kararı verildiğini hatırlattı. Dosyada sanık olmamasına rağmen Mustafa Dokumacı’nın hem örgüt yöneticisi olması hem de Ankara Katliamı’ndan sorumlu olması sebebiyle fail olduğunu vurgulayarak, suç duyurusunda bulunulması talebinde bulundu. Dokumacı’nın Türkiye’de gerçekleştirilen katliamları gerçekleştiren canlı bombaların eğitilmesinden sorumlu olduğunu söyleyen Gökoğlu, bombacıların ailelerinin ifadesini aktardı. Gökoğlu, ifade veren canlı bombacıların yakınlarının, canlı bombacıların Suriye’ye götüren kişinin Mustafa Dokumacı olduğunu belirttiklerini söyledi. Gökoğlu, “Dinlenen kadınların ifadelerinde de ayrıca, Dokumacı’nın Suriye’deki pozisyonunu anlatıyor. Tüm bu ifadelerden Dokumacı’nın 2013-2015 yıllarında özellikle Adıyaman bölgesinden sorumlu olduğunu ve burada canlı bomba yetiştirme, eleman ve lojistik teminine dair talimatlar verdiğini ve örgüt içindeki hiyerarşisinin yükseldiğini görüyoruz” ifadelerini kullandı.

‘YÖNETİCİLİKTEN YARGILANSIN’

Avukat Eylem Sarıoğlu da dosyanın firari sanıklarından Nusret Yılmaz’ın “örgüt üyeliği” yerine “örgüt yöneticiliği” suçlamasıyla yargılanması gerektiğini söyledi. Sarıoğlu, Yılmaz’ın bulunduğu faaliyetlere ve pozisyonuna dair bilgiler verdi. Dosyaya eklenene ifadelerden, katliamın talimatını veren kişinin Nusret Yılmaz olduğunun anlaşıldığını kaydeden Sarıoğlu, “Neden örgüt yöneticisi olarak yargılanmıyor? 2016 yılında IŞİD’in Türkiye valisi olan birinden bahsediyoruz. Bu nedenle hem yönetici olması hem de katliamdan haberdar olması ile vermiş olduğu talimatlar nedeniyle yöneticilikten yargılanması için insanlığa karşı suçtan ek iddianame düzenlenmesine dair savcılıktan suç duyurusunda bulunulmasını istiyoruz” diye aktardı.

‘TÜRKİYE FİNANSLAR AĞIN TAM ORTASINDA’

Avukat Senem Doğanoğlu, DAİŞ’lilerin mal varlıklarına ilişkin dosyaya gelen MASAK raporlarında, kendi deyimleriyle "esir ve şehit aileleri"ne dönük yardımların ve örgütün mühimmat alımının nasıl finanse edildiği ve kamplarda bulunan DAİŞ’li kadınlar için toplanan paralarla ilgili detaylı belgelerin olduğunu söyledi. Doğanoğlu,“IŞİD’in tüm mühimmat sevkiyatını ve ne yaptığını anlatan bir rapor geldi. MASAK raporunu teyit eden bilgiler var. Kasım Güler’in dijitallerinde ortaya çıkan bir kısım belge MASAK’ı teyit etmekte. 96 kişinin listelendiği bir excel listesi var. Burada bir maaş listesi var. MASAK raporu da Irak’ta esir ve şehit ailelerine gelir toplamakla yükümlü olan birinden bahsediliyor. Yine Kasım Güler’in ifadesinde vardı gömülü silahlara ilişkin yüksek miktarda silahların gömülü olduğuna dair liste gelmiş durumda. El Hol ve Roj kampında bulundan ‘esir ve şehit’ yakınlarına toplanan paralara dair bilgiler var. Hala faal olan bir örgütün çerçevesini çiziyor. MASAK raporu başka ülkelere giden paraların da Türkiye’den geçtiğini gösteriyor. Türkiye IŞİD’e para akışının sağlandığı öylesine büyük bir finanslar ağın tam ortasında ve 2015’ten beri devam ediyor. Katliamın aranan failleri adına para akışı var. Kim yapıyor bu işi? Bunun araştırılmasını istiyoruz” talebinde bulundu.

Doğanoğlu, idarenin MASAK gibi yaptığı raporların ne kadar önemli olduğunun altını çizdi.

FİRARİ SANIKLAR ÖRGÜTTE YÜKSELİYOR

Avukat Erkan Sabri Ünüvar ise firarilerin yakalanması için çok çeşitli taleplerinin olduğunu belirtti. Ünüvar, “Bu firariler yakalanmadıkları için hala faaliyetlerine devam ediyor. Hatta bazıları örgütte yükseldiler. Türkiye’de eylem hazırlığındalar. Emniyete son durumlarını yazdık, fakat emniyet sadece adreslere gitmiş ve adreslerinde bulunamadıklarına dair tutanak yazmış. Ne MİT’in ne İçişleri’nin ne de emniyetin bu konuya ilişkin yaptığı bir şey yok. Bu anlamda yapmamız gereken çok şey var bu yüzden birçok talebimiz var ancak reddediliyor” diye ifade etti. 

Taleplerinin çok somut olduğunun ifade eden Ünüvar,“Bu firariler hala örgütte aktifler. Bir an önce bizim firari sanıkların iletişim araçlarına dair bilgi edinmemiz gerekiyor” diye belirterek mahkeme heyetinin EGM, MİT ve Jandarma İstihbarat Başkanlığı’na ayrı ayrı yazı yazmasını talep etti.

Ünüvar, soruşturma aşamasından kovuşturma aşamasına kadar delillerin toplanması konusunda çok ihmalkar davranıldığını belirtti. 

Duruşmaya ara verildi.