Kuzey ve Doğu Suriye'nin (Rojava) Cizîre bölgesinin Qamişlo kentine bağlı Amudê ilçesinde 283 Kürt çocuğunun yaşamını yitirdiği Amûde Sineması Katliamı üzerinden 61 yıl geçti. 13 Kasım 1960 tarihinde, Cezayir direnişine destek amacıyla Amude'deki 120 kişi kapasiteli tek sinemasına çoğunluğu Kürtlerden oluşan 500 çocuk dolduruldu ve Cezayir Devrimi'ni anlatan Mısır yapımı Cerîmet Nisif el-Leyl (Sûcê nîvê şevê- Geceyarısı Suçu) filmi gösterildi. Filmin ortasında perdede başlayan yangın, kısa sürede tüm salona sıçradı. 130 metrekarelik sinema salonunda bulunan iki dar kapı da yangın sırasında kapalı olurken, ahşaptan olan sinema salonu kısa sürede yanarak çöktü. Yangında 8 ile 14 arasında değişen 283 çocuk yanarak yaşamını yitirdi. 

YAZAR NAMÎ SORDU

Yangının katliamlarla Kürt halkının Suriye'deki varlığını bitirmeyi amaçlayan Baas rejimi tarafından gerçekleştirildiği belirtilirken, yüzlerce çocuğun canına mal olan yangına dair rejim, ya soruşturma yürütmedi ya da yürüttüyse de herhangi bir sonuç açıklamadı. Yangını araştıran ve “Agirê Sînema Amûdê- Amûdê Sineması Yangını” adlı kitabı yazan Ehmedê Namî, “Yangın tehlikesi iletilmesine rağmen yetkili neden filmin devamında ısrar etti? Neden öğretmenler çocuklar ile değildi? İlçe rejim yetkililerinden hiç birinin çocuğunun orada olmaması tesadüf mü? Rejim yetkilisinin çocuklarının geldikleri sinemadan babalarının uyarısı ile çıkarıldıkları doğru mudur?” gibi sorularla yangının şüphe çeken nedenlerine işaret etti.

HALA SİNEMA SALONU YOK

Sinema salonunun yerine yapılan Baxçê Pakrewan Parkı (Kahramanlar Bahçesi) ile, katliamın anıları taze tutuluyor. Katliamın yaşandığı anda 10'dan fazla çocuğu yangından kurtaran Mihemedê Seîd Axayê Deqorî’nin, çocuklarla görüldüğü heykeli de bahçeye yerleştirildi. Parkta, yine onlarca çocuğun yanan sinema salonundan kendilerini attığı su kuyusu da yerinde duruyor. Sinemanın duvarında ise yaşamını yitiren çocukların isimleri ve fotoğrafları yer alıyor. Amudê’de yaşanan acılardan kaynaklı hala sinema salonu yapılmıyor. Üstünden her ne kadar uzun yıllar geçmiş olsa bile Kuzey ve Doğu Suriye Özerk Yönetimi sinemada hayatını kaybedenleri “Devrim şehitleri” olarak kabul ediyor. 

Amûdê Sineması katliamında yaralı kurtulan Reşîdê Fatê (73), Mihemed Emîn Abdûlselam (73) ve katliamda kardeşi yaşamını yitiren Mihemed Mahmûde Qaso (71), çocukların anısına yapılan Kahramanlar Bahçesi Parkı'nda Mezopotamya Ajansı’na (MA) konuştu. 

‘BİR SES GELDİ, YANGIN ÇIKTI’

Çocukların Cezayirlilere destek olmak için sinema bileti alıp salona girdiklerini belirten Reşîdê Fatê, Baas rejimi yetkililerinin kendilerine bilet sattığını belirtti. Fatê, “5'inci sınıftaydım, 20 ya da 30 Suriye kuruşuna bileti aldım. Büyük bir keyifle sinemaya gittik. Ben sinemanın balkon kısmına geçtim. Aşağıda yüzlerce çocuk vardı, neredeyse bir birlerini ezeceklerdi. Gösterilen film çocukların izleyebileceği türden bir film bile değildi. Sessizce filmi izlerken, ortasından ekran aydınlandı ve durdu. Sonra alçak uçuş yapan bir uçağın gürültü sesi gibi bir ses geldi ve ateşin çıktığını gördük” diye konuştu.  

‘KAPI KİLİTLİYDİ’

Ateşin sinemanın tahta ve naylon dekorlarının desteği ile bir anda büyüdüğünü belirten Fatê, yangın anına dair tanıklıklarını şu şekilde anlattı: “Balkondan atladık. Kapıya yöneldik, kapının kilitli olduğunu gördük. Çocukların feryatları yükselmeye başladı. Biz hemen güney kapısına yöneldik, çocukların ağa takılmış gibi üst üste düştüğünü gördük. Herkes kaçmak ve kurtulmak istiyordu. Kapıya yüklenince kapının bir tarafı kırıldı ve dışarıya üst üste düştüler. Dışarı çıktım, nefes alabildim. Orada fark ettim ki ayaklarım yanıyordu.” 

‘KİMSE CEVAP VERMEDİ’

Sinemanın bir ahırdan farksız olduğunu belirten Fatê, sinemaya ruhsat veren kişilerin yangının bir numaralı sorumluları olduğunu ifade etti. Yaşamını yitiren çocukların çoğunun 5-6, en büyüklerinin ise 12 yaşında olduğunu söyleyen Fatê, Mihemedê Seîd Axayê Deqorî’nin çoğu çocuğu canı pahasına kurtardığını hatırlattı. Deqorî’nin yangının içine atladığını belirten Fatê, “Yanan çocukların hepsi Kürt’tü. Yangın kabloların ısınmasından çıkabilir, ancak o kadar çocuk neden o salona doldurulmuştu? Kimse cevap vermedi” dedi.

‘HİÇBİR ZAMAN UNUTAMADIM’

O dönem 12 yaşında olan ve yaşadığı o anı 73 yaşında olmasına rağmen hiçbir zaman unutamadığını kaydeden Fatê, katliamın her yıl dönümünde elinde çiçekler ile parka dönüştürülen sinema alanını ziyaret ettiğini, bunun yaşamını yitiren arkadaşları için bir vefa borcu olduğunu söyledi.

‘AMUDÊ’DE 283 AİLE YANDI’

Yangından kurtulduğunda 12 yaşında olan Mihemed Emîn Abdûlselam (73) ise, sinemaya gitme nedenlerinin Cezayir Devrimi’ne destek vermek olduğunu belirterek, 6’ıncı sınıf öğrencisi olduğunu, dayısının oğlunun sinema bileti aldığını ve ailesinin göndermemesi üzerine kendisinin gittiğini anlattı. Abdûlselam, “Sinema bizim için çok yabancı olduğumuz bir şeydi. Şimdi sinema dediğimde insanların belleklerinde güzel bir mekan canlanabilir, ancak o dönem öyle değildi. Zemini toprak olan, tahtalardan yapılmıştı. Çoğu çocuk yerde oturuyordu. Yangın çıktığında herkes bir birini ezmeye başladı. Çoğu çocuk bir birini ezdi. Yangın bir anda salonun hepsini kapladı. Yangının içinde koşarak kendimizi dışarı attık. Her sinema kelimesini duyduğumda yanan çocuklar gözümün önüne geliyor. Yanan sadece 283 çocuk değildi, Amudê’de 283 aile yandı. O Çocuklar yaşasaydı Amudê’de 283 aile daha olacaktı” şeklinde konuştu. 

‘KARDEŞİMİ UNUTAMADIM’

Katliamda yaşamını yitiren 8 yaşındaki Şexmûs Mahmûde Qasim’in ağabeyi Mihemed Mahmûde Qasim (71) ise hayatı boyunca kardeşini bir an olsun unutamadığını belirti. Yangının yaşandığı günün aklından çıkmadığını belirten Qasim, “Yangından sonra sinemaya gittik, her yer yanıyordu. Onlarca kişi yaralıydı. Benim gözüm kardeşimi arıyordu. Annem kardeşimden sonra çok üzüldü, bir daha eski sağlığına kavuşamadı” dedi. 

MA / Emrullah Acar