Adana’nın Aladağ ilçesinde, Süleymancılar Cemaati’ne ait kız öğrenci yurdunda 29 Kasım 2016 tarihinde çıkan ve 11’i öğrenci 12 kişinin hayatını kaybettiği yangınla ilgili davanın 10’uncu duruşması, verilen öğlen arasının ardından avukatların savunmasıyla devam etti. 

Duruşmada söz verilen davaya müdahil Aile ve Sosyal Politikalar Bakanlığı avukatı, sanıklara üst sınırdan ceza verilmesi talebinde bulundu. Mahkeme heyetinin söz verdiği mağdur ailelerin avukatlarından Can Atalay ise, yargılama boyunca akıllarıyla adeta dalga geçildiğini ifade etti.

Yurdun kaçak olmasına rağmen, dava dosyasına tersi yönde sahte belge konulduğunu söyleyen Atalay, yine Bilirkişi incelemesi yapılmasının sanıklar ve müdafileri tarafından engellenmesiyle facianın üstünün örtülmeye çalışıldığını ifade etti. Atalay, yangın öncesi yurdun kapılarının çocukların üzerine kilitlenip, kapı kollarının çıkarıldığını da hatırlattı.

'44 YIL KAÇAK YURT İŞLETMİŞLER'

Atalay, "Bu yurt kaçak. dosyaya bu konuda sahte belge sundular. 44 yıl kaçak yurt işleteceksiniz, bütün kamu görevlileri bunu bilecek sonra illiyet bağı kesildi diyeceksiniz. Bu durum vicdanla dahi bağdaşmaz. Kamu görevlilerinin fiilleri ile sonuç arasındaki illiyet bağı kesilmemiştir. Kamu görevlileri etkili denetim yapmamış, tespit ettikleri eksiklikleri gidermek için hiçbir adım atmamışlardır. Cemaatin menfaati öncellenmiştir, öngörmüşlerdir ve öngördükleri sonucun meydana gelip gelmemesini umursamamışlardır" dedi.

'OLASI KASTTEN ÜST SINIRDAN CEZA ALSIN'

Sözlerinin devamında dava dosyasının karartmaya çalışılmasıyla sanıkların sadece 3 hafta tutuklu kaldığını belirten Atalay, "Bu bir eğitim hakkı davasıdır. Fakirin çocuğu ile zenginin çocuğu aynı haklara sahip olmalıdır. Eğitim hakkı, yargının ve bürokrasinin iki dudağı arasında olmamalıdır. Dün FETÖ'cülere sağlanan imkan, bugün Süleymancılara sağlanmaktadır” diyerek, sanıklara ‘olası kastla öldürme' sucundan üst sınırında ceza verilmesini talep etti

Duruşmada Adana Baro Başkanı Veli Küçük de, Aydın Efeler'de aynı cemaatin yurdunda çıkan başka bir yangını hatırlattı. 

Yurdun denetlenmemesi nedeniyle faciaya göz yumulduğunu söyleyen Küçük, “Yangın hangi nedenle başlarsa başlasın çok ciddi yaşamsal tehlike oluşturacak koşullar var. Çok önceden biliniyor. Sanıklar bunu görecek yeteneğe sahip olması gereken kişiler. Kamu vicdanını rahatlatacak ve bir daha böyle olayların olmamasını sağlayacak şekilde hüküm kurulmasını, tüm sanıkların olası kastla insan öldürmeden ve üst sınırdan cezalandırılmasını talep ediyorum" dedi.

'TEDAŞ VE İTFAİYE SUÇLADI'

Eski İlçe Milli Eğitim Müdürü Mehmet Aktaş avukatı Berkay Dikici ise, müvekkilinin olayda sorumluluğunun olmadığını ileri sürdü. Etkin denetim konusunda müvekkilinin değil, marif müfettişlerinin izleme ve değerlerlendirme yapmakla yükümlü olduğunu, İlçe Milli Eğitim Müdürünün denetim yapmasının mümkün olmadığını ifade eden Dikici, müvekkilinin günah keçisi yapıldığını iddia etti. Dikici, müvekkilinin Milli Eğitim Bakanlığı'ndan tazminat almak için hedef gösterildiğini de ileri sürdü. 

Av. Dikici’nin bu sözleri mağdur ailelerin tepkisine yol açtı.  Ailer, "Bizim canımız yandı, biz para istemiyoruz. İstiyorsanız biz size verelim" diyerek avukata tepki gösterdi. Salonda kısa süreli gerginliğin yaşandığı o anlarda duruşmayı takip eden bir gazeteci görüntü kaydı aldığı iddiasıyla polislerce gözaltına alındı.  

Duruşma düzeninin sağlanmasıyla birlikte mahkeme heyeti, sanıklardan son sözlerini aldıktan sonra kararını açıkladı. 

Mahkeme, “Bilinçli taksirle birden fazla insanın ölümüne ve yaralanması”ndan  suçlu bulduğu Yurt Müdürü Cumali Genç’e 11 yıl 1 ay 10 gün, Dernek Müdürü İsmail Uğur hakkında ise 12 yıl 2 ay 20 gün hapis cezası verdi.

Yurt müdürü yardımcılığı görevini yapan sanık Mahmut Deniz hakkında 10 yıl hapis cezası veren mahkeme dernek yöneticileri olan sanıklar Mahir Kılıç, Mustafa Öztaş, Ramazan Dede ve Ramazan Keleş hakkında “taksirle birden fazla kişinin ölümüne neden olmak” suçundan 8 yıl 10 ay 20’şer gün hapis cezaları verdi.

“Taksirle insan öldürme” suçundan beraat eden İlçe Milli Eğitim Müdürü Mehmet Aktaş ve diğer kamu görevlileri Bayram Aydın, Cihan Ünal, Davut Gökçeli ve Ramazan Arı hakkında ise, “Görevi kötüye kullanma suçu”ndan 7 ay 15 gün ceza hapis cezaları verilip, hükmün açıklanması geriye bırakıldı.

Mahkeme, diğer 6 sanığın ise delil yetersizliğinden beraatlerine karar verdi. (Mezopotamya Ajansı)