Atatürk Kültür Merkezi (AKM) Taksim Meydanı'nda bulunan opera, bale, tiyatro, konser ve kongre amacıyla 1969 yılında dünyanın dördüncü büyük sanat merkezi olarak hizmete girdi. Cumhuriyet döneminin simge yapılarından birisi olan AKM, 2008’den 2018'e kadar kapalı kalırken Şubat 2018'de ise yeni bir opera binasının yapımı için yıkıldı. Yıkım talimatını veren AKP Genel Başkanı Tayyip Erdoğan ise, binanın "AKM için de çok bağırdı Geziciler. İstediğiniz kadar bağırın, çatlayın, patlayın yıktık" diyerek yeni binanın temelini 10 Şubat 2019’da attı. 

‘BİRÇOK KAZA YAŞANDI’

Binanın inşaatı başladığından beri medyaya yansıyan birçok kaza haberinin yanı sıra yansımayan çok sayıda vaka olduğunu belirten işçiler, kazalardan birinin 18 Kasım 2019’da meydana geldiğini ve Cengiz Bozkurt isimli işçinin üzerine inşaat kalıbı düştüğünü kaydetti. Bozkurt, kazada yaralı olarak kurtuldu. Bir diğer kaza ise 26 Kasım’da ismi öğrenilemeyen bir işçinin yüksekten düşmesi sonucu meydana geldi. O işçi de yaralanırken başka bir kaza ise 15 Aralık’ta meydana geldi. Gece vardiyasında beton kalıpçısı olarak çalışan 32 yaşındaki Mehmet Alaca, beton sepette bulunduğu sırada kule vinç halatının kopması sonucu 32 metreden düştü. Vücuduna demirler saplanan Alaca’nın vücudunda kırık ve eziklerin olduğu tespit edildi.

‘SALGINA RAĞMEN ÇALIŞMA DEVAM ETTİ’

Şubat 2019’dan beri inşaatı süren yeni opera binasının 29 Ekim tarihinde açılması beklenirken, inşaat hız kesmeden devam ediyor. İnşaat koronavirüs salgınına rağmen durmadan yükseliyor. Sokağa çıkma yasaklarının olduğu zamanlarda bile çalışmaya devam eden işçiler, kimi zaman bu duruma tepki gösterdi. 25 Mart 2020 tarihinde bir işçinin koronavirüs şüphesiyle hastaneye kaldırılması üzerine işçiler iş bırakma eylemi yaptı. Firma yetkililere bunun üzerine gereken önlemlerin alınacağını söylemesine rağmen 20 Eylül’de salgına karşı önlem almak yerine şantiyede 100 kişilik yemekhaneye 500 işçiyi sığdırmaya çalıştı.

İnşaatta hız kesmeden sürerken, işçiler her gün sosyal medya üzerinden itirazlarını dile getiriyor. Yeni yapılan opera binasının inşaatında çalışan Tahir Aras, çalışma koşullarını anlattı. 

‘PROJEKTÖR İLE ÇALIŞILIYOR’

İnşaatının 29 Ekim’de bitirilmek istenmesi üzerine baskıyla karşı karşıya kaldıklarını belirten Aras, çift vardiya olarak çalıştıklarını ve tek vardiyada 2 bin işçinin olduğunu kaydetti. Aras, “Çift vardiyada işçiler gecede çalıştırılıyor. Projektör eşliğinde çalışıyorlar. Bu durum zor olsa da işçilerin yapacağı bir şey olmadığından çalışmaya devam ediyor” dedi. 

‘BELİRLİ ÇALIŞMA SAATLERİ YOK’

Bitim tarihinin yaklaşmasıyla birlikte ustabaşlarının kendilerini daha fazla çalışmaya zorladığını dile getiren Aras, “Herhangi bir çalışma saatimiz yok. Sabah 8’den akşam 21’e kadar çalıştırıyorlar. Erken çıkmak istediğimizde ise işten çıkarmakla tehdit ederek, ‘İşin bitmesi gerekiyor. Şirket kabul etmiyor’ diyorlar. İnşattın 29 Ekim’de bitirilmesi zor” ifadelerini kullandı.

‘DOYACAK YEMEK VERİLMİYOR’

Şantiyenin yemekhanesinde herhangi bir düzenlemenin olmadığını ve işçilerin kendi kendine düzenlemeye çalıştığını fakat onunda başarılı olmadığını dile getiren Aras, yemeklerin ise yenmeyecek bir şekilde geldiğini söyledi. Aras, “ Kahvaltı da 3-5 zeytin bir peynir ve küçük kutuda çikolata veriliyor. Öğlen ise bir insanın doyabileceğinin yarısı kadar veriliyor. Yemek istediğimizde ise, ‘Anlaşmamız böyle, nasıl vereceğiz’ diye söyleniyorlar. Bu yemekler bize yetmiyor. Daha az yemek yediğimiz için daha çok yoruluyoruz” diye konuştu. 

‘ÖNLEM ALINMIYOR’

Yatakhane de her koğuşta 6 kişinin kaldığını vurgulayan Aras, salgından dolayı daha az kişinin kalması gerektiğini fakat tam tersinin yapıldığını söyledi. Salgın için yeteri kadar önlemin alınmadığının belirten Aras, dezenfektan ve maskenin sadece önemli birisinin gelmesiyle temin edildiğini fakat o kişinin gitmesiyle beraber geri toplandığını dile getirdi. 

‘YORGUNLUKTAN KALKAMIYORLAR’

Şantiyede çoğu zaman işçilerin isyan ettiğini sözlerine ekleyen Aras, bunların sebebinin ise, “Çalışma koşulları, çalışma saatleri, yemek aralarının yetmemesi” olarak göstererek, “İşçiler artık yorgunluktan sabah kalkamıyorlar” dedi.

“İşçi olmak yanlış bir şey değil” diye devam eden Aras, çalışmak zorunda olduklarını ifade etti. Aras, “İşverenin salgına karşı önlem almasını, yemeklerin iyileştirilmesini, çalışma saat ve koşullarının düzeltilmesini talep ediyoruz” diye belirtti. 

Mezopotamya Ajansı / Kadir Güney