Halkların Demokratik Partisi’nin (HDP) kapatılması istemiyle Anayasa Mahkemesi’nde (AYM) açılan davanın iddianamesinde, partinin mevcut ve eski eş genel başkanlarının da aralarında olduğu 687 kişi hakkında 5 yıl süreyle siyasi yasak talep edildi. Siyasi yasak talep edilen kişiler arasında HDP eski milletvekili avukat Hasip Kaplan da bulunuyor. Kaplan, AYM kararıyla 1993’te kapatılan Halkın Emek Partisi (HEP) ve 1994’te kapatılan Demokrasi Partisi’nin (DEP) avukatlığını yaptı. Kaplan, ayrıca kurucusu olduğu Demokratik Toplum Partisi’nin (DTP) 2009’da kapatılmasının ardından Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi’ne (AİHM) yapılan başvuru sürecinde de yer aldı.

HEP, DEP, ÖZDEP, HADEP ve DTP’nin kapatılmasında AİHM’in Türkiye’yi mahkum ettiğini hatırlatan Kaplan, HDP’nin kapatılması istemiyle açılan davayı ve avukatlığını yaptığı partilerin kapatılma süreçlerini Mezopotamya Ajansı'na değerlendirdi. 

‘ELLER KALKAR İNER’

HEP’in kapatıldığı süreçte binlerce köyün yakıldığını, 17 bin 500’ün üzerinde faili meçhul cinayetinin olduğuna dikkati çeken Kaplan, “Meclis’te bunların sesini nasıl keseriz, partiyi nasıl kapatıp milletvekilliklerini düşürürüz hesabı içine girdiler. O dönem Genel Kurmay Başkanı olan Doğan Güreş, ‘Tak der şak diye yaparım’ diyordu. Şimdi de Cumhurbaşkanı fezlekeler için ‘Eller kalkar eller iner’ diyor. 1994’te amaç, partiyi biran önce kapatmak, tüm milletvekillerinin üyeliklerini düşürmekti” dedi.

HIZLICA KAPATILDI

HEP milletvekillerinin dokunulmazlıklarının kaldırıldığını ancak karar kesinleşmeden Hatip Dicle ve Orhan Doğan’ın gözaltına alındığını hatırlatan Kaplan, HEP avukatı olarak Dicle ve Doğan ile emniyette görüştüğünü anlattı. Kaplan, o görüşmeye ilişin şunları söyledi: “‘Meclis’e gelip savunma yapmayacağız’ dediler. ‘Karar kesinleşmeden hem bizi içeri alıyorlar hem de eli kelepçeli Meclis’e getirip hukuksuzluğa boyun eğmeyeceğiz’ deyip, her ikisi de Meclis’te savunma yapmadı. Dokunulmazlığı kaldırılan milletvekilleri 15 gün gözaltında kaldı. Parti kapatma davası da sürüyordu. Çok hızlı bir kararla parti kapatıldı. 13 gün içinde de hızlı bir şekilde gerekçeli kararı yazdılar.”

HEPSİ DAVALARI KAZANDI

DEP davasında da adil yargılamanın yapılmadığına değinen Kaplan, yaşanılan uzun gözaltı ve hak ihlallerine dikkati çekti. Tüm hak ihlallerine dair AİHM’e başvuruda bulunduklarını dile getiren Kaplan, “AİHM hepsinde Türkiye’yi mahkum etti. Ardından kapatılan diğer Kürt partilerinde de Türkiye mahkum oldu. Bunca sene yasaklıların hepsi de dava açtı AİHM’de. Onlar da davaları kazandı. Şimdi 687 kişiye siyaset yasağı istemişler. Ben de içlerindeyim. Türkiye’de Kürtler siyaset yapmasın, siyaset yasaklı olsun ama faşistler, ırkçılar, nefret kusanlar, her gün insanlık suçu işleyenler, hırsızlıklar yapanlar, kadına şiddet uygulayanlar, çete-mafya serbest bırakılsın. 687 siyaset yasağı istenen arkadaşla beraber bunun hem AYM’de hem de uluslararası yargıda peşini bırakmayacağız” ifadelerini kullandı.

HDP ANA MUHALEFET

HDP’nin tüm baskılara rağmen 7 Haziran 2015’ten bu yana barajı aşarak geldiğini anımsatan Kaplan, HDP’nin neden kapatılmak istendiğine dair şu tespitlerde bulundu: “Antalya’dan İstanbul’a, İzmir’e kazanım var. Aslında Meclis’te gerçek tek ana muhalefet partisi HDP’dir. Şuan ana muhalefet görevini HDP yaptığı için susturmak istiyorlar. HDP geçtiğimiz yerel seçimlerde büyükşehirlerde AKP’ye 7 Haziran’da yaptığı gibi iyi bir tokat attı. AKP’nin küçük ortağı zaten faşist. 12 Eylül öncesindeki tüm katliamların sorumlusudur. MHP’nin sicili kanla yazılı. Olası bir erken seçimde HDP’yi baraj altında bırakmak istiyorlar. Eğer baraj altında bıraksalar, MHP de barajın altında kalır. Bunun için yüzde 7’e düşürmeye çalışıyorlar. Diğeri olağanüstü hal bölgesi gibi idare ettikleri Türkiye’nin Kürdistan şehirlerinde büyük bir baskı yaparak HDP’nin ya da olası olarak yerine geçecek bir partinin adaylarının seçilmemesi için baskı yapacaklar. AKP bir taraftan da hazine yardımının kesilmesini istiyor. Yaşarken öldürmek, hareketsiz kılmak istiyor.”

'İKTİDAR DİZ ÇÖKECEK’

Milletvekilliğinin düşürülmesiyle ara seçime gidilebileceğini de belirten Kaplan, “Şuan 15 milletvekili koltuğu boş, Meclis Başkanı da oy kullanamıyor 16 oldu. 14 milletvekili daha boşaldığı zaman mecburen 3 ay içinde ara seçime gidecekler. Ara seçime gidilirse yine HDP üçüncü kez tokat atacak. Zulüm ve zorbalık yapıldıkça millet daha çok sahip çıktı. 2007’de Şırnak’ta bağımsız adayken, isimlerimiz küçük yazıldığı için yaşlı teyzeler ip koyarak nereye oy kullanacaklarını hesaplayan bir iradeye sahiplerdi. Bu iradenin karşısında bu iktidar diz çökecek. Hiçbir şansı yok. Bugün Gergerlioğlu ve HDP grubu direniyor. Bu direnç dalga dalga Newroz meydanlarına yansıyacak. Biz Avrupa’da olanlar ne yapabiliriz diye şimdiden bunun hesabını yapıyoruz” şeklinde konuştu.

MHP’Yİ SUSTURMAK İÇİN

AKP’nin zor durumda olduğunu kaydeden Kaplan, “MHP Danıştay’dan çıkan andımız kararına karşı. AKP, MHP’yi susturmak için HDP’ye parti kapatma davasını açtı. Çünkü andımız AKP’nin iradesiyle yasaklanan, çözüm sürecinde alınmış doğru bir karardı. Ancak kendi atadığı yargıçlar HDP’yi yargılayamaz. HDP bunun karşısında direnecektir. Bugün 90’lar gibi değil. Kürtlerin Avrupa’da, Ortadoğu’da onlarca TV kanalı var. İnternet üzerinden yayın yapanlar var. Yani artık bu haksızlık, zorbalık karşısında susan kimse yok. Bu AKP-MHP faşizmine geri adım attıracaktır. Millet iradesine sahip çıkacaktır. Bugünden sonra HDP’nin oyu ikiye katlanmıştır” dedi.

TEK ÇARE BAŞKALDIRMAK

Cumhur İttifakı’nın her gün oy oranının düştüğüne vurgu yapan Kaplan, şunları söyledi: “Muhalefet, eğer güçlü demokrasi cephesi oluştursa Cumhur İttifakı, büyük bir farkla seçimi kaybedecek. Hukuksuzluklarının bedellerini ödeyecekler. Böylesi bir durumda başkaldırmaktan başka çare yoktur. Özgürlük mücadelesi 2021 yılına damgasını vuracak. ‘Siyasi tutsaklara özgürlük, kayyımlara hayır, dokunulmazlıkları kaldıramazsınız, partiler kapatamazsınız, bizi susturamazsınız’ diyeceğiz. Newroz meydanlarına o coşkuyla çıkacağız.” 

MA / Zemo Ağgöz