12 Eylül 1980 Askeri Darbe sonrası yurttaşlıktan çıkartılan 14 bin kişiden biri olan Şırnaklı Ahmet Can (65), hala nüfus cüzdanı mücadelesi veriyor. Silopi ilçesinde yaşayan Can, yıllardır resmi işlemlerini yürütmekte zorluk çekiyor. İki yıldır Ankara Bölge İdare Mahkemesi kararıyla vatandaşlığı kabul edilmesine rağmen nüfus cüzdanını alamıyor. Yaşadıkları ile Aziz Nesin’in “Yaşar Ne Yaşar Ne Yaşamaz” romanını andıran hikayesini Mezopotamya Ajansı’na (MA) anlatan Can, 40 yıldır bunun için mücadele yürüttüğünü, 2 buçuk yıl cezaevinde kaldığını ve en son mahkemenin kendisine hak vermesine rağmen gittiği Şırnak Nüfus Müdürlüğü’nün “Mahkeme sana hak vermiştir ama devlet sana bu hakkı vermiyor” dediğini söyledi. 

12 EYLÜL’DE VATANDAŞLIKTAN ÇIKARTILDI

Can, yıllardan beridir kimliksiz olduğu için hastaneye dahi gidemediğini belirterek yaşadıklarını "1984 yılında Türkiye'de askeri darbe olduğu zaman ben Mersin'e çalışmaya gittim. Darbeden sonra Silopi'ye geldim. Buradan da çocuklarımı alıp Mersin'e gittim. 12 Eylül darbesiyle birlikte 14 bin kişi vatandaşlıktan çıkartıldı. O kişiler arasında benim de ismim vardı. O zamanda benim çocuklarım daha çok küçüktü. Mersin'de mevsimlik işçiydim. Daha sonra kendime ait bir çay ocağı açtım. Orada çalışarak evi geçindiriyordum. Aradan çok zaman geçti. 1996 yılarında çalıştığım yerde bir kişi tarafından 'Burada sahte kimlikle çalışan biri var' denilerek ihbar edildim. Bu ihbarla birlikte polis gelip beni gözaltına aldı. Burada bana 'Sen vatandaşlıktan çıkartılmışsın, ne seni askere gönderebiliriz ne de bir şey yapabiliriz' denilerek bırakıldım. Bırakıldıktan sonra da defalarca dilekçe verdim, avukat tuttum. O kadar uğraştım ama kimliğimi vermediler bana" diye anlattı. 

4 OĞLUYLA BİRLİKTE TUTUKLANDI

Aradan yıllar sonra yeniden Mersin'den Silopi'ye dönen Can, kimlik alabilmek için yeniden başvuruda bulundu. Bunun için Şırnak Valiliğine dilekçe veren Can’ın avukatına, “ikametgahı Mersin” denilerek reddedildi. Bu kez Mersin’e dilekçe gönderen Can’a yine vatandaşlıktan çıkarıldığı gerekçesiyle kimlik verilmedi. Bunun üzerine beklemeye geçen Can, sonrasında yaşadıklarını şöyle anlattı: “Çocuklarım büyüdü torunlarım oldu. Ama çocuklarım benim soy ismime kayıtlı değiller. Benim soy ismi farklı onların ki farklı. Ben ne bir yere gidebiliyorum, ne doktora gidebiliyorum ne de seyahat edebiliyorum. Mersin'de çarşıya giderken bir kez daha ihbar edildim. Daha sonra polisler beni alıp eve götürdüler. Evimizi aradılar.  Evimde bir adet silah bulundu denilerek 4 oğlumla birlikte gözaltına alındık. Hemen sonrasında 4 oğlumla birlikte tutuklandık. İftira atmışlardı bize. Tutuklandığımız gibi izi Adana Kürkçüler cezaevine gönderdiler. 5-6 ay kaldıktan sonra çocuklarımı bıraktılar ama beni bırakmadılar.” 

CÜZDAN MÜCADELESİNDEN SÜRGÜNE...

Bir yıl cezaevinde kaldıktan sonra serbest bırakılan Can, tekrar yerleştiği Silopi’de yeniden kimlik başvurusu yaptı. Gittiği Nüfus Müdürlüğünde kimliğinin verilmesini isteyen Can, yetkililerin kendisine “O sen Ahmet Can'sın. Arkadaş senin cezan var cezaevine gideceksin” dediklerini belirterek, şöyle devam etti: “Ben de onlara 'cezam ne ise verin çekeyim yeter ki kimliğimi alayım' dedim. Sonra beni tekrar tutukladılar. Şırnak cezaevinden Mardin cezaevine, oradan da Siirt açık cezaevine sürgün ettiler. Sonra bıraktılar. Daha sonra o kadar uğraştım kimliğimi vermediler. En sonunda 4 yıl önceydi Milli Güvelik Kurumu bana dilekçe göndererek 'Sen Türkiye için tehlikeli bir adamsın' dedi. Ben hayret ettim. Nasıl tehlikeli bir insan olabilirim diye. Ben bir şey yapmamışım dedim." 

AİHM'E TAŞIYACAK

Kimliği olmadığı için avukatların da bir süre sonra kendisinden vazgeçtiğini dile getiren Can, “Mahkemeye verdim. Mahkeme de reddetti” dedi. En son Ankara 10. İdare Mahkemesi tarafından haklı bulunduğunu ancak buna rağmen kimliğini alamadığını vurgulayan Can, gittiği Şırnak Nüfus Müdürlüğü’nde yetkililerin kendisine “Mahkeme sana hak vermiştir ama devlet sana bu hakkı vermiyor” cevabını verdiklerini belirterek, 2018 yılında vatandaşlık hakkının verilmesine rağmen kimliğini alamadığını söyledi. Can, sözlerini şöyle tamamladı: “20 defa Şırnak'a gidip dilekçe vermişim ama hala bile kimliğim gelmemiş. Bu insanlık suçudur. Ben elimden geldiği kadar kimliğim için mücadele edeceğim. Gerekirse AİHM'e taşıyıp en doğal vatandaşlık hakkım olan kimliğimi alacağım.” 

MA / Zeynep Durgut