Türkiye ve bölgede 15 Temmuz 2016’da yaşanan darbe girişiminin ardından ilan edilen ve 2 yıl aralıksız süren OHAL’de toplam 35 Kanun Hükmünde Kararname (KHK) çıkarıldı. Çıkarılan kararnameler ile birçok kurum çalışanı işten çıkarılırken,  birçok dernek, kurum ve basın yayın organları kapatılmıştı. İşten çıkarılanlar arasında en çok nasibini alan ise eğitimciler olmuştu.

5 yıl önce KHK ile ihraç edilen öğretmenlerden biri olan ve 22 yıl boyunca Biyoloji branşında öğretmenlik yapan Eğitim Sen’li Songül Canşimsek, ihraç edildikten sonra başka iş imkanı bulamayan Songül, ailesinin ve bağlı olduğu sendikanın desteği ile süreci atlattığını söyledi.

'GİDECEK BİR İŞİMİN OLMADIĞINI ANLADIM'

Songül, 22 yıl boyunca çalıştığı ve emek verdiği mesleğin elinden bir gecede alındığını, bu süre zarfında büyük bir boşluk yaşadığını kaydetti. Öğrenci olduğu dönemleri de kast ederek, 6 yaşından beri her gün okula gittiğini ancak alınan bir kararla bütün hayatının elinden alındığını ifade eden Songül, “Sabah kalktığımda artık gidecek bir okulumun ve işimin olmadığını anladım. 22 yıl boyunca büyük emekler verdim. Öğretmenliği çok seviyordum ve bu konuda ciddi uğraşlar veren bir öğretmendim. İhraç edildikten sonra hem aile olsun hem de arkadaşların da dayanışması ile ayakta kalabildim. Tabi bu dayanışma bize büyük bir güç ve direngenlik verdi” diye ekledi.

'BİZİ GÖREVİMİZDEN UZAKLAŞTIRDILAR'

İhraç edildikten sonra bütün alışkanlıklarının değiştiğini belirten Songül, ekonomik olarak da zorlandıklarını ve birçok arkadaşından uzaklaşmak zorunda kaldığını hatırlattı. Yıllarca gittiği okulun artık kendisine yabancılaştığına işaret eden Songül, “Biz zengin insanlar değildik, tek geçim kaynağımız yaptığımız öğretmenlikti. Her şey bir anda elimizden alınıp yok edildi. Ellerinde herhangi bir suçlama bulunmaz iken birden biri bizi görevimizden uzaklaştırdı. Ama bizler yaşamaya ve ayakta durmaya devam ediyoruz” dedi.

'ZAYIFLIK MÜCADELEYİ BIRAKTIĞIN ZAMAN BAŞLAR'

“İktidarın en büyük kozu; insanları ekmeği ile sınamaktır” diyen Songül, iktidarın çok zayıf bir yapıya sahip olduğunu ve bundan kaynaklı da emekçi insanlara saldırdığını söyledi. Songül, ihraç edilen birçok kesimin ses çıkarmadığını, ses çıkaran kesimin de devlet baskısıyla karşı karşıya kaldığını kaydetti. Songül, “İhraçlarla çalışan memurlara da bir gözdağı verildi. Her ay ihraç listeleri yayınlandığında insanlar ‘acaba benim de ismim var mı?’ demeye başladı. Ancak hükümetin beklediği gibi emek cephesinde büyük bir kırılma yaşanmadı. Emek cephesi mücadelesine hala devam ediyor. Sendikalarımız aynı dayanışma ile varlığını sürdürüyor. Zayıflık mücadeleyi bıraktığımız zaman başlar. Ama bizler mücadelemize devam ediyoruz ve güçlü olduğumuzu bir kez daha vurguluyoruz” şeklinde konuştu. 

'UZAKTAN EĞİTİM VERİMLİNBİR DÖNEM DEĞİL'

İktidarın ihraç edilen kişileri çalıştırmamak adına birçok yola başvurduğunun altını çizen Songül, ihraçlarla beraber evlere mahkum edildiklerini, pandemi ile beraber yaşadıkları bu mahkumluğun iki kat arttığını ekledi. Songül, “Kadınların bu süreçte iş yükü iki katına çıktı. Aile içerisinde ciddi travmalar yaşandı. Benim bugüne kadar evimde internet bağlantısı yoktu. Çünkü ekonomik anlamda buna ayıracak bir bütçem yoktu. Ancak çocuğum uzaktan eğitim almak zorunda olduğundan kaynaklı eve internet bağlatmak zorunda kaldım. Ancak verimli bir dönem olduğunu düşünmüyorum” sözlerine yer verdi.

'YAŞAM MÜCADELEME DEVAM EDİYORUM'

Uzaktan eğitimle beraber ortaokuldan liseye geçişte azalmanın olduğunu ve bu azalmanın kız çocuklarında daha fazla olduğunu belirten Songül, uzaktan eğitimi ‘kayıp yıl’ olarak ele aldıklarını bunun telafisinin de çok zor olacağını hatırlattı. Songül, “İhraç edildikten sonra herhangi bir işte çalışmadım. Şu anda işsizim. Ama yaşam mücadeleme devam ediyorum” diye konuştu.

jinnews Haber Ajansı-Diyarbakır