Şırnak’ın Cizre ilçesinde 9 Ekim 2009 tarihinde annesinin kucağındaki 18 aylık Mehmet Uytun’u öldürmekle suçlanan Jandarma Kıdemli Çavuş Hakan A., ifadesinde duvara atış yaptığını savundu. Olay yerinde bulunan gaz fişeğinin başkaları tarafından kendisine komplo kurulmak amacıyla bırakıldığını ileri süren Hakan A., olay yerinde bulunan gaz fişeğinin jandarmanın daha önceki olaylara müdahalesi sırasında kalmış olabileceğini hatta bu gaz fişeğinin kendisinin olay anında kullandığı silahtan atılmış olabileceğini öne sürdü.

Cizre Cumhuriyet Savcılığının dosyadaki takipsizlik kararının Anayasa Mahkemesi’nden (AYM) dönmesiyle yeniden yürütülen soruşturma dosyası, 11 yıl sonra davaya dönüştü. Dava dosyasının tek şüphelisi Jandarma Kıdemli Çavuş Hakan A., “taksirle ölüme neden olmaktan” suçlanıyor.

Cizre 1’inci Asliye Ceza Mahkemesi’nde görülmeye başlanan davanın iddianamesinde, olayın meydana geldiği tarihte PKK Lideri Abdullah Öcalan’ın Suriye’den çıkarılmasının yıl dönümü nedeniyle protestoların yaşandığı ve bundan dolayı Cizre Vergi Dairesi çevresinde jandarmanın konumlandırıldığı belirtildi. Protestolar sırasında Mehmet Uytun’un gaz fişeği ile vurulduğu ve gaz fişeğinin jandarmaya ait olduğunun tespit edildiğine yer verilen iddianamede, anne Kevzer Uytun’un da olaya ilişkin tanıklığına yer verildi. 

‘KUCAĞIMDAYKEN VURULDU’

Kevzer Uytun’un iddianameye yansıyan ifadesinde, çocuğunun balkonda olduğunu ve düşeceği endişesiyle onu kucağına alıp eve gireceği sırada gaz fişeği isabet eden çocuğunun başının omzuna düştüğünü anlattı. Uytun, çocuğun kafasına isabet eden cismin daha sonra yukarıya doğru hareket ederek atık su borusuna çarparak kurumuş ekmek torbasına düştüğünü, bu torbanın boruya asılı vaziyette bulunduğunu, çocuğunun kanlar içerisinde olduğunu görünce bağırmaya başladığını, ses üzerine eşinin balkona geldiğini ve bu esnada torbanın içinden dumanların çıkmaya başladığını aktardı.

İddianamede, olaya ilişkin kolluk tarafından tutulan tutanaklarda, protestolara 2 jandarma timinin müdahalesi sırasında Jandarma Kıdemli Çavuş Hakan A.’nın tamburlu bomba atarla topluluğu dağıtmak amacıyla duvara ateş ettiği, duvara çarpan gaz fişeğinin yola düştüğü, topluluğun kaçmaya başlamasından birkaç dakika sonra kucağında yaklaşık 2 yaşında bir çocuk ile bağırarak yola fırladığı belirtildi.

KRİMİNAL RAPOR

İddianamede, olaydan sonra söz konusu bomba atarın, bu bomba atara ait zimmetli sis bombasının ve olay yerinden elde edildiği belirtilen kırmızı renkli patlamış sis bombasının muhafaza altına alınarak, incelenmek üzere Diyarbakır Kriminal Polis Laboratuvarı Müdürlüğü’ne gönderildiği kaydedildi. Diyarbakır Kriminal Polis Laboratuvarı’nda 17 Şubat 2010’da düzenlenen raporda; olay yerinden elde edildiği iddia edilen bir adet gaz bombası sevk kapsülünün inceleme konusu tamburlu tüfekten atıldığının belirlendiği aktarıldı.

SORUŞTURMA İZNİ VERİLMEMESİ

İddianamede, dosya şüphelisi Jandarma Kıdemli Çavuş Hakan A. için 17 Temmuz 2012’de Cizre Kaymakamlığı’ndan soruşturma izni istendiği, ancak Kaymakamlığın Hakan A.’nın üzerine atılı "taksirle ölüme sebebiyet vermek" iddiasıyla ilgili olarak suçlamada yeterli delil bulunmadığı ve işleme gerek olmadığı gerekçesiyle soruşturma izni verilmemesine karar verildiği hatırlatıldı. İddianamede, Anayasa Mahkemesi’nin etkili soruşturma yürütülmediği gerekçesiyle hak ihlali kararı vermesiyle dosyanın yeniden açıldığı belirtildi.

EVİN YIKILDIĞI ORTAYA ÇIKTI

İddianamede, Uytun’lara ait ev ile protestoların meydana geldiği ve jandarmanın konumlandırıldığı Vergi Dairesi’nin de sokağa çıkma yasakları döneminde yıkıldığı ortaya çıktı. İddianamede, soruşturmanın yeniden başlatılmasıyla tayin edilen bilirkişinin keşif raporunda, Uytun’lara ait ev ile Vergi Dairesi’nin yıkılması nedeniyle sağlıklı bir çalışma yapılamadığının belirtildiği vurgulandı.

Tayin edilen bilirkişinin, Uytun’un ölümüne neden olduğu kapsülün emniyet ve jandarma envanterinde bulunmadığını ileri sürüldüğü iddianamede, ancak Genelkurmay Başkanlığı’na 18 Nisan 2019 tarihli cevap yazısında bahse konu mühimmatın bulunduğunun belirtildiğine yer verildi. Bunun üzerine şüpheli Hakan A.’nın ifadesine başvurulduğu kaydedildi.

‘ART NİYET’ SAVUNMASI 

Hakan A.’nın iddianamede yer alan ifadesinde, protestolar nedeniyle 30 asker ve 5 rütbeliyle olay yerine gittikleri, bomba atar kullandığı olay sırasında, Bölük Komutanı Jandarma Üsteğmen Bahadır Ş.’nin 30 askeri Cizre Vergi Dairesi’nin önüne çıkardığını belirtti. Protestoculara müdahale etmek için Üsteğmen Bahadır Ş.’nin kendisine göstericilerin solunda bulunan duvara atış yapmasını istediğini anlatan Hakan A., bunun üzerine belirtilen duvara bir atış yaptığını söyledi. Atışıyla duvara isabet eden gaz fişeğinin yere düştüğünü iddia eden Hakan A., olay yerindeki rütbeli askerler, Üsteğmen Bahadır Ş., Jandarma Kıdemli Çavuş Abdurrezak E. VE Jandarma Astsubay Çavuş İsmail E.’yi tanık olarak gösterdi.

Olay yerinde kendisinden başka gaz silahını kullanan olmamasına rağmen olay yerinde bulunan gaz fişeğinin kesinlikle kendisine ait olmadığını, olay yerinde sadece bir atış yaptığını savunan Hakan A., olay yerinde bulunan gaz fişeğinin başka bir olay sırasında jandarma tarafından kullanılmış olabileceğini ifade etti. Hakan A., ifadesinde şunlara yer verdi: “Ancak olay yerinde bulunduğu iddia olunan gaz mühimmatı daha önceki bir toplumsal olayda jandarma tarafından kullanılmış hatta aynı silahlar kullanılmış da olabilir. Ve kullanılmış olan boş gaz fişeği o gün art niyetli kişilerce olay yerine bırakılarak tarafıma yönelik şüphe oluşturmak maksadıyla olay yeri inceleme ekibine kırmızı renkli boş gaz mühimmatının kötü niyetli tevdi edildiği hususundan kuşkulanmaktayım. Konuyla ilgili İlçe Jandarma Komutanlığ’na yazı yazılarak bu tip gaz mühimmatlarının toplumsal olaylarda kullanılıp kullanılmadığı daha önceki olaylarda kullanılmış olması ihtimaline binaen jandarmaya müzekkere yazılarak envanterlerde bu tip gaz mühimmatının bulunulup bulunmadığı kullanmış ise hangi tarihlerde kullanıldığının tespit edilmesini talep ederim. Bu aşamada olayla ilgili söyleyeceklerim bundan ibarettir.”

İddianamede, tüm dosya kapsamında Hakan A.’nın görevi gereği kendisine zimmetlenmiş tamburlu bomba atar ile dikkatsiz ve tedbirsiz bir şekilde ateş ederek, Mehmet Uytun'un ölümüne sebebiyet vererek atılı suçu işlediği değerlendirilerek, 2 ile 6 yıl arası değişen hapis cezasıyla cezalandırılması istendi.