Manisa’ya bağlı Soma ve Karaman’a bağlı Ermenek ilçelerinde maden işçileri Bağımsız Maden İşçileri (Maden-İş) Sendikası öncülüğünde 12 Ekim’den bu yana Ankara’ya yürümeye çalışıyor. 4-8 Ocak 1991 tarihinde gerçekleşen Büyük Madenci Yürüyüşüyle özdeşleşen “Ölmek var, dönmek yok” sloganıyla yürüyen işçiler, emek mücadelesinde uzun süredir var olan sessizliği bozar nitelikte dikkati çekiyor. Salgında çalıştırılan ancak yürüyüşleri “salgın var” gerekçesiyle engellenen işçiler, 12 Ekim’den bu yana yaşadıklarını paylaştı. 

BİNLERCE İŞÇİYE 1970 MODEL KAMYON BIRAKTI

Soma'da 301 işçinin hayatını kaybettiği maden ocağında çalışan ve faciadan sonra gerekçe sunulmadan işten çıkarılan işçiler 6 yıldır kıdem tazminatlarını almayı bekliyor. Soma Holding’e bağlı Rödovanslı Işıklar,  Atabacası ve Geventepe saha işçileri, 23 Temmuz’da Meclis’te çıkartılan "İşsizlik Sigortası Kanunu ile Bazı Kanunlarda Değişiklik Yapılması Hakkında Kanun Teklifi” ile haklarını aldılar. Azim Uyar’ın patron olduğu Uyar Madencilik İşletmeleri AŞ. ise kapsam dışı bırakıldı. Azim Uyar, yaşanan bu süreçte sahip olduğu para, gayrimenkul vb. mal varlığının tamamını devletin maliye, noter, tapu dairesi, belediye vb. kurumlarının nezaretinde boşalttı. Geriye işçilerin mahkemeyle de teyit ettirdikleri haklarını haciz yoluyla tahsil edebilmeleri için 1970 model bir kamyon bıraktı. Yani bin 200 işçinin alacağını alabilmesi için bu kamyonu eşit biçimde bölüşmesi gerekiyor. Uyar Madencilik işçileri rödovanslı sahada çalışmalarına rağmen tazminatlarını alamadı. 6 yıl içinde 30 maden işçisi de tazminatlarını alamadan yaşamını yitirdi.

Yaşanan ayrımcılığın sona ermesi, eşitsizliğin giderilmesi ve haklarını alabilmek için yola çıkan işçiler yasanın genişletilmesini istiyor.

SOMA KOLU YÜRÜYÜŞÜNDE NELER YAŞANDI?

Soma ilçesinden 12 Eylül’de yola düşen işçiler tazminatlarını istiyor. İlk olarak Cengiz Topel Meydanı'ndan Soma Maden Şehitliği'ne yürüyüş yapmak isteyen yaklaşık 100 kişilik madenciye polis “Manisa Valiliği İl Umumi Hıfzıssıhha Kurulu'nun almış olduğu 06-20 Ekim tarihleri arasında yürüyüş yasağı kararı” gerekçesiyle izin vermedi. Madenciler Cengiz Topel Meydanı'nda oturma eylemi başlattı. Yürüyüşlerine izin verilmeyen madenciler, geceyi 301 Maden Şehitliği’nin girişine kurdukları kampta geçirdi. 

İŞÇİLERİN BEKLEYİŞİ KIRKAĞAÇTA SÜRÜYOR

Madencilerin Ankara yürüyüşünün 2’nci gününde Soma işçilerinin mezarlığından çıkışına izin verilmedi. İşçiler 4 gün boyunca mezarlıkta kurdukları çadırlarda konakladı. İşçiler direnişlerinin 4’üncü gününde ise polis ve jandarma ablukasına alınarak, dağılmaları istendi. Tüm gün ablukada kalan işçilerden bir kısmı gece ablukayı kendi deyimleriyle “Ankara'ya doğru kazdıkları galerinin ilk durağında yeraltından yeryüzüne çıktı” aşarak, Manisa Salihli’ye vardı. Salihli'de jandarma tarafında 7 saat gözaltına alındılar. Bekleyişlerini Manisa Salihli Trafik Parkı’nda 5 gündür sürdüren maden işçileri 21 Ekim’de seçtiği 3 temsilci ve Bağımsız Maden-İş Sendikası Uzmanı Kamil Kartal'dan oluşan heyetle AKP Grup Başkanvekili Özlem Zengin ile bir görüşme gerçekleştirdi. Sosyal medya hesabından duyuru yapan Bağımsız Maden-İş Sendikası görüşmenin olumlu geçtiğini, Soma'ya dönmeden Manisa Kırkağaç ilçesinde somut bir çözüm gelinceye kadar bekleyişlerini sürdüreceklerini ifade etti.

ERMENEK İŞÇİLERİ İŞ GÜVENLİĞİ İÇİN YÜRÜYOR 

Ermenek bölgesinde faaliyet gösteren Cenne 1 no’lu ile Seba Maden ocaklarında çalışan işçiler ile 28 Ekim 2014 tarihinde Has Şekerler Maden ocağında meydana gelen faciada hayatını kaybeden 18 içinin aileleri, alamadıkları hakları ve işçi sağlığı ve iş güvenliği önlemleri mevzuatının uygulanması için yürüyor.

İŞÇİLER BEKLEYİŞİNİ SÜRDÜRÜYOR

Taleplerini ve seslerini duyurmak için maden sahası önünde 43 gündür direnişte olan işçilerin Ankara’ya yürüyüşleri ise 12 Ekim’de Jandarma ekipleri plastik mermi ve biber gazıyla müdahale etti. Yaşanan arbede sonucunda 3 işçi yaralandı. “Yerin altı ölüm üstü zulüm” diyen işçiler geceyi maden ocağında geçirdi. Cenne ve Seba maden ocağında bekleyişlerini sürdüren işçiler, gün boyunca maden ocağında geçiren işçiler her gün basın açıklamaları yaptı. 6 gün boyunca bekleyişlerini devam ettiren işçiler, yetkililerle yapılan görüşmelerden sonuç alamayınca 19 Ekim’de yeniden Ankara’ya yürüme kararı aldı. Güneyyurt alanında bir araya gelen işçiler ve aileleri askerler tarafından erken sabahın saatlerinde ablukaya alındı. İşçilerin yürümesine izin vermeyen askerler, meydanda konaklamak için çadır kurulmasına da “Kamu düzenini bozduğu” gerekçesiyle engelledi. 

Maden işçileri, AKP Karaman Milletvekili Selman Oğuzhan Eser’in Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakanı ile görüşeceği sözünü üzerine, maden ocağındaki bekleyişlerini 25 Ekim Cuma gününe kadar sürdürme kararı aldı.

BÜBER: GİTMEDİĞİMİZ YER KALMADI

Ermenek’te Has Şekerler Madencilik'e ait Cenne Linyit Ocağı'nında 31 Ağustos’ta direnişe başlayan işçilerden Abdullah Büber (31), “Şubat ayından beri maden ocağı kapalı. İçeride 12 yıllık tazminatı olan da var, 6 yıllık tazminatı olan da var” dedi. Çalmadıkları kalmadığını belirten Büber, “Patronun kapısının önüne gittik, kaymakam ile görüştük ama sonuç alamadık. Bir sonuca bağlaya bilmek için Ankara’ya yürümeye karar verdik. Biz yürüyüşü 12 Ekim’de başladığımızda ocak çıkışında jandarma barikatı ile karşılaştık. Bize çoluk çocuk dinlemeden plastik mermi, biber gazı sıktılar” diye konuştu.  Ankara’da 15 Ekim’de Türkiye Kömür İşletmeleri (TKİ) yöneticileriyle görüşme yapan heyette yer alan Büber, “Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakanlığı ile görüşme sağladıklarını söyleyerek yürüyüşü durdurdular. Biz Ankara’ya geldiğimizde etkisi ve yetkisi olmayan bir TKİ müdürüyle tek görüştük. O da bize ‘yetkisinin olmadığını’ söylediği için geri döndük” diye belirtti.

‘SORUN ÇÖZÜLMEZSE TEKRAR YÜRÜRÜZ’

AKP Karaman Milletvekili Selman Oğuzhan Eser’den 25 Ekim Cuma gününe kadar sorunun çözüleceğine dair söz aldıklarını belirten Büber, çözümümüm olmaması hainde direnişlerini sürdürdükleri maden ocağından tekrar yürüyeceklerini sözlerine ekledi. Yürüyüşün salgın nedeniyle engellenmesine tepki gösteren Büber, şöyle devam etti: “Bütün işyerleri çalışıyor, biz maden de çalışırken aynı havayı soluyoruz, işine gelen siyasi partiler istediği gibi miting yapıyor, onlara pandemi yokta işçi önlem alıp yürümeye karar verince mi pandemi var.” 

‘UYAR’IN SİYASİ BAĞLANTILARI VAR’

Soma’da Uyar Madencilikte 2004 ile 2014 yılları arasında çalışan hak ettiği tazminatları almadığı için mücadele eden yüzlerce işçiden biri Nevzat İndirik de Salihli’den Ankara’ya sesini duyurmaya çalışıyor. Uyar Madenciliğinin çıkarılan yasada kapsam dışı bırakılmasının Aziz Uyar’ın siyasi bağlantılarından dolayı olabileceğini vurguladı. İktidarın işçilerin yürümesinden korktuğunu dile getiren İndirik, şunları ifade etti: “Artık insanların boğazına kadar geldi, insanların sokağa çıkmasından korkuyorlar. Bizim yürümemiz işçilere örnek olabilir bunun önünü almak istiyorlar. Pandemiyi bahane ediyorlar, ama 10 bin kişi ile miting yapıyorlar. Yürümemiz için ellerinden geleni yapıyorlar. Bütün engellere rağmen sonu ne olursa olsun bu yürüyüşten ölmek var dönmek yok.” 

‘ÇOCUĞUMUN HAKKI’

“Sizi kim yürütüyor” diye sorularla karşılaştıklarını sözlerine ekleyen İndirik, şunları söyledi: “Bizi kim yürütebilir, biz kendimiz yürüyoruz. Ben bu yola çıkarken 2 yaşındaki çocuğumla helalleştim öyle yola çıktım. Ben o çocuğun hakkını bırakmam, Ankara’ya gelinecek. Hak aramamak suç değil. Duyarlı olan herkese çağrım bize sahip çıksınlar ve hakkı yenilen varsa hakkını arasın.” 

Mezopotamya Ajansı/ Emrullah Acar