Sağlık alanında çalışma yürüten emek ve meslek örgütlerinden Türk Diş Hekimleri Birliği (TDB), Türk Tabipleri Birliği (TTB), Türk Eczacılar Birliği (TEB), Sağlık ve Sosyal Hizmet Emekçileri Sendikası (SES), Devrimci Sağlık İşçileri Sendikası (Dev Sağlık-İş ), Türk Hemşireler Derneği (THD), Türk Medikal Radyoteknoloji Derneği (TMRT-DER), Tüm Radyolooji Teknisyenleri ve Teknikerleri Derneği (TÜMRAD-DER), ve Sosyal Hizmet Uzmanları Derneği (SHUDER), Sağlık Bakanlığının 2021 bütçesine ilişkin ortak yazılı açıklama yaptı.

Merkezi Yönetim Bütçe Yasası ile 2019 yılından itibaren bütçe uygulanmasına yönelik yetkilerin Cumhurbaşkanı tarafından kullanılmaya başlandığına dikkati çekilen açıklamada, “2020 yılı tüm dünyayı etkileyen salgın nedeniyle özellikle sağlık alanında diğer yıllardan çok farklıdır.  Ülkemizde de düşük gelirli emekçi kesimler, sağlıksız koşullarda, uzun saatler, yoksulluk ve açlık ücreti düzeyinde çalışmak zorunda kalmakta, yüksek enflasyon yüzünden güvenli olmayan gıda, eksik beslenme, kötü barınma koşullarıyla birlikte daha sık ve kolay hastalanmakta, Covid19’u daha ağır geçirmektedir” diye belirtildi. 

‘SALGIN KOŞULLARINA GÖRE DÜZENLENMELİ’

Toplum sağlığının, Sağlık Bakanlığı’nın öncelikli görevi olduğuna vurgu yapılan açıklamada, “Bütçeden yeterli kaynak ayırmanın yanında insanların refah düzeyini artırmak ta diğer bakanlıkların sorumluluğundadır. Salgınla mücadele koruyucu ve kamusal bir sağlık politikası ile olur. Bu nedenle 2021 yılı bütçesinin veya en azından Sağlık Bakanlığı bütçesinin önceki yıllardan farklı olarak salgın koşullarına göre düzenlenmesi gerekirdi” ifadeleri kullanıldı.

‘DÖVİZ BAZINDA AZALMA’

Sağlık Bakanlığı 2021 bütçesinin döviz bazında azaldığına dikkati çekilen açıklamada, “Dolar bazında 2021 yılı merkezi yönetim bütçesi 2020 yılına göre yüzde 17 daha azdır. Dövizdeki bu hızlı artış göz önüne alınırsa bütçe açığı çok daha fazla olacaktır” denildi.

Sağlık meslek ve emek örgütleri devamında taleplerini şu şekilde sıraladı:

“* Sağlık Bakanlığı bütçesi pandemi koşullarına uygun hale getirilmelidir. Tedavi edici değil, koruyucu sağlık hizmetlerinin payı artırılmalıdır.

 * Sağlık Bakanlığı bütçesi genel bütçenin en az yüzde 10’un üzerinde olmalıdır.

 * Genel bütçe gelirleri içinde gelir vergisinin payı zenginlerden ve kurumlardan olacak şekilde artırılmalıdır. Özellikle önümüzdeki yıllar için servet vergisi uygulaması düşünülmelidir. Dolaylı vergiler, temel gıda, elektrik, su, ulaşım gibi ihtiyaçlar üzerinden kaldırılmalı ya da azaltılmalı. Asgari ücret üzerinden gelir vergisi alınmamalıdır.

FAHİŞ KİRALARDAN VAZGEÇİLMELİ

* Şehir/şirket hastaneleri statüsünden vazgeçilerek kamuya bağlı devlet hastanelerine dönüştürülmeli, dolar üzerinden ödenen fahiş kiralardan vazgeçilmelidir.

* Son yıllarda giderek azalan genel bütçe yıl sonu ödeneğinin Gayri Safi Yurtiçi Gelir içindeki payı yeniden artırılmalı, yüzde 40’ın altında olmamalıdır.

* Bütçeden personel giderleri çıkarılarak, sağlık hizmetlerine aktarılmalıdır.

 * Ekonomide ki krizi aşmak için çözüm olarak ‘acı reçete’ çıkışının yerine resmi kurumlara alınan araç filolarından, kiralanan konutlardan, ‘itibar’ denilen aşırı ve lüks tüketimden vazgeçilmelidir.

* Sağlık emekçileri sayısı OECD ortalamasına güvenceli ve kadrolu istihdamla çıkarılmalıdır. Görevlerinden uzaklaştırılan ve hakkında kesinleşmiş yargı kararı bulunmayan sağlık emekçileri derhal işe başlatılmalıdır.

* Sağlık emekçilerine ek ödeme, döner sermaye vb. adlarla yapılan, ekip anlayışını bozan, rekabet oluşturan ve çalışma barışını bozan ödeme yöntemi yerine yoksulluk sınırının üzerinde, tek kalemde, tamamı emekliliğe yansıyacak şekilde maaş ödenmesi yapılmalıdır

ÖZEL SAĞLIK KURUM PAYI KALDIRILMALI

* Özel sağlık kurumlarına aktarılan her türlü pay kaldırılmalıdır. Kamu sağlık kurumları ve sağlık eğitimleri için bütçeden ayrılan pay yükseltilmelidir.

 * Covid-19 pandemisinde gördüğümüz gibi tüm ülkelerde sağlık sistemi çökme aşamasına gelmiştir. Mevcut kapitalist sistemin doğaya orantısız müdahalesi nedeniyle yeni pandemilerin devamı olacağı da öngörülmektedir. Bu nedenle toplum sağlığı için Sağlık Bakanlığı’nın politikalarının kentleşmeden tarıma, çevre temizliğinden üretim ilişkilerine kadar müdahil olacak bir yapıya büründürülmesi gerekmektedir. Ayrıca yaşanması muhtemel yeni salgınlara karşı da bütçe kalemi oluşturulmalıdır.

* Sağlık hizmetlerinin üretilmesi planlanması ve sunulmasının tüm aşamalarında sağlık emekçileri ve örgütlerini ve halkı karar alma süreçlerine dahil edecek mekanizmalar oluşturulmalıdır.”