Halkların Demokratik Partisi (HDP) Batman Milletvekili Necdet İpekyüz, Meclis’te düzenlediği basın toplantısında, HDP Ekonomi Komisyonu tarafından hazırlanan “Türkiye’nin Borçluluk Raporu”nu açıkladı.

AKP’nin 2002 yılından beri Türkiye toplumunu ve yurttaşları sistematik olarak borçlandırdığını belirten İpekyüz, “Bankalara bağımlı hale getiriyor, faize bulaştırıyor. Faiz lobisi hiç durmadan AKP’nin politikaları sayesinde para kazanıyor. Bir yönetme taktiği olarak borçlandırma, AKP’nin bu topraklara, bu toprakların insanına ve birikimine yaklaşımını gösteriyor” dedi. 

İktidarın politikasını “borçlandır, faiz al, iktidara bağımlı hale getir” olarak ifade eden İpekyüz, hükümetin “istikrar” söyleminin de “borçta, konkordatoda, iflasta istikrar” olduğunu belirtti.

‘BÖYLESİ GÖRÜLMEDİ’

AKP’nin ekonomik krizi derinleştiren popülist politikaları nedeniyle devlet hazinesinin de borç krizi içerisinde olduğunu vurgulayan İpekyüz, “Yani boğaza kadar borca batmış durumdayız. Koronavirüs pandemisinin de etkisi ile çanlar Türkiye ekonomisi için çalıyor ve en büyük tehlike borçların geri ödenememesi sorunudur. Bugün borç öyle bir aşamaya geldi ki, ne 2001 ne 1994 krizlerinde bu denli bir borçlanma görülmedi. 2002 yılından bugüne bireysel kredi, hane halkı, KOBİ ve Kamu borçları inanılmaz derecede yükselen Türkiye, her düzeyde borçlanmanın ekonomik çöküşü ve sosyal buhranı çağırdığı bir gerçekle karşı karşıyadır” şeklinde konuştu.

‘İCRA DOSYALARI TARİHİ’

İpekyüz, pandemiyle birlikte siyasi iktidarın karşılıksız destek paketleri yerine borçlandırma paketleri açıkladığını ve bireysel kredi borçlarının sadece 9 ayda yüzde 35 yani 218 milyar TL arttığını söyledi. İpekyüz, şöyle devam etti: “AKP politikaları sonucunda yurttaşlar geçimlerini sağlamak için borçlanma kanallarını kullanmak zorunda bırakılıyor; borçların ödenememesi ile devasa bir yük yurttaşların geleceğinin üstünde ağırlık yapıyor. Sadece 2020 yılı içerisinde Eylül dönemine kadar 739.756 kişinin kredi borcunu ödeyemediği bir felaket tablosu ile karşı karşıyayız. Kredi borcunu ödeyemeyenlere art arda icra takipleri gönderiliyor. AKP iktidarının tarihi artan icra dosyaları tarihidir. İstikrar, artan icra dosyalarındaki istikrardır.  2002 yılında icra takibine düşmüş dosya sayısı 8 milyon 613 bin iken 2008 yılında bu sayı 12 milyon 333 bine yükselmiştir. Bu sayı 2012 yılında 19 milyon 098 bin iken, 2020 yılında 26 milyon takibe düşmüş icra dosyası vardır.”

18 YILDA 127 KAT ARTTI

İpekyüz’ün açıkladığı raporda öne çıkan tespitler şöyle:

“*AKP iktidarı döneminde hane halkları her yıl yüksek oranda borçlanarak yaşamını sürdürdü. Birikerek büyüyen hane halkları borçları 18 yılda 127 kat arttı.

* Gelir dağılımında adaletin bozulduğu ve son yıllarda gelir edinme kanallarının giderek daraldığı bu zaman zarfında, hane halkları için borçlanma hane içine konan bir ateşe dönüştü.

* Konut, taşıt ve ihtiyaç kredilerinden oluşan bireysel kredi borçları 2002 yılında 6,6 milyar TL iken, 2019 yılında 618,5 milyar TL’ye, 2020 yılı Eylül ayı itibariyle de 836,8 milyar TL’ye çıkmıştır.

* Hane halkı borçları aynı dönemde bir önceki döneme göre 2020 ilk çeyreğinde 44 milyar, ikinci çeyreğinde ise 77 milyar TL artış gösterdi. AKP iktidarında 2002’den 2020 yılına kadar Gayri Safi Yurtiçi Hâsıla 3 kat artarken, bireysel kredi borçları 100 kat arttı.

* Pandemi nedeniyle yaşanan kredi patlaması borçlu sayısında mutlak bir artışla sonuçlandı. 2020 Eylül ayı verilerine göre son bir yıl içerisinde kredi borçlusu sayısı 2 milyon 268 bin kişi artarak 33 milyon 643 bin kişiye yükseldi.  Yani nefes alan her vatandaş borçlu durumdadır.

MİLYONLARCA KİŞİ İLK KEZ BORÇLANDI

* Sadece 2020 yılında 4 milyon 755 bin kişi “ilk defa” kredi ile borçlandı.

*Türkiye’de ekonominin temel yapı taşı KOBİ’lerdir. KOBİ’ler toplam istihdamın yüzde 75’ini sağlarken, pandemi sürecinin kötü yönetilmesi ile KOBİ’ler büyük bir iflas eşiğine geldi. KOBİ’lerin iflası demek Türkiye ekonomisinin tepetaklak olması demektir.

* Son bir yılda KOBİ kredi borcu yüzde 50 oranında arttı.  KOBİ’lerde takibe girmiş alacak oranı pandemi öncesi dönemde yüzde 9,2 gibi yüksek bir orana çıktı.

* Vatandaş yoksullaşıyor ve KOBİ’ler iflasın eşiğinde iken AKP’nin popülist ve yandaşları gözeten politikaları neticesinde devlet büyük bir borç batağına doğru gidiyor.

* Kamu brüt toplam borç stoku, 2019 yılının 4. çeyreği itibariyle 1 Trilyon 442 Milyar liraya ulaşmış durumdaydı. Bu borç 2020 yılında daha da artarak 1,9 Trilyon bandına yaklaştı. Yani Halka ilave vergi ve bütçe açıkları şeklinde yansıyan ‘Merkezi Yönetim Toplam Borç stoku’ son 10 yılda yüzde 308 oranında arttı.

*AKP iktidara geldiğinde yani 2002 yılının 4. çeyreğinde bu tutar sadece 215 Milyar 300 Milyon liraydı. Yani 18 yılda yaklaşık 9 katlık bir artış yaşandı.

* Borç demek, faiz demektir. AKP iktidarı her ağzını açtığında muhalefeti ‘faiz lobisi’ diye suçlasa da, Türkiye tarihinin en büyük ‘faiz lobisi’ yanlısı iktidarı oldu.

179 MİLYAR FAİZ ÖDENECEK

* 2021 yılı bütçesinde ise 179,5 milyar TL faiz ödenmesi planlanıyor.

* Kamuda borç limitlerini hem de fahiş faiz oranları ile aşan AKP 1923-2018 yılları arasında alınan toplam cari borç kadar borcu 2018-2021 yılları arasında alacaktır. Yani 4 yıllık borç toplamı 95 yıllık borç kadar olacaktır.

*AKP iktidarını sürdürmek için kamuyu her geçen gün daha fazla faiz ödemesine yönlendirmekte; kamunun çöküşü yüksek sesle çağrılıyor.

BORÇSUZ YAŞAM EKONOMİSİ

HDP, raporda şu önerilerde bulundu:

* Bu bataktan çıkmanın yolu, demokrasi ittifakı ile eşitlikçi bir ekonomik düzen yaratmaktır.

* HDP olarak iktidardan ve muhalefetten farklı olarak alternatif bir ekonomi modelini hayata geçireceğiz.

* HDP olarak ‘Borçsuz Yaşam Programı’ önerimiz kapsamında; esnaflar ve vatandaşlar açısından kredi borçlanmalarında faizlerin silinmesi, borçların sıfır faizle yeniden düzenlemesi, geleceğin ipotek altına alınmaması için adım atmayı, bireysel kredi kartı borcu olanlardan temerrüde düşen ya da ödeyemeyenler için faizlerin silmeli, ana borcun uzun taksitli yeniden yapılandırarak tüm kredi kartı faizlerini düşürmeyi, borçlu yurttaş/esnaf/KOBİ’ler için karşılıksız olmak kaydıyla sabit giderleri destekleme teşviki düzenlemeyi, üretimi ve ekonomik adaleti sağlamak adına işçi, çiftçi, esnaf, memur, emekli, işsiz, 25 yaş altındaki gençler ile 65 yaş üstü geliri olmayan, yoksulluk sınırının altında gelire sahip tüm yurttaşlarımızın, toplam 50 bin liraya kadar olan her türlü banka borçlarını ve faizlerini silmeyi, tüm siyasi partiler ve demokratik kamuoyuna öneriyoruz. Krizin yükünün emekçilere, esnafa, yoksula çıkarılmasına rıza göstermeyeceğiz.

* HDP olarak ‘ekonomik adalet yoksa toplumsal barış imkânsızdır’ diyerek ‘Borçsuz Yaşam Ekonomisi’ni halklarımızla birlikte hayata geçireceğiz.”