ÇAYKUR, Kürtlerin kaçak çay olarak bilinen Seylan Çayı'ndan yana kullandıkları çay tercihini değiştirmek amacıyla, GAP Çaydan sonra bu sefer şansını farklı bir çayla denemek istiyor. Çay tiryakisi Kürtlerin gönlünü almak için 20 Kürt ilinde piyasaya sürdüğü çayın ismi, Kürtlere ait bütünlüklü tarihi bir coğrafya ismini çağrıştırdığı için devlet erkanının dillendirmekten sakındığı "Mezopotamya" adını koyan ÇAYKUR, Diyarbakır, Şanlıurfa, Antep, Tunceli, Mersin, Mardin, Bingöl, Hatay, Malatya, Batman, Van, Elazığ, Bitlis, Muş, Hakkari, Şırnak, Siirt, Ağrı, Adıyaman ve Adana'daki Kürt çay tiryakilerinin çay tercihini değiştirmeyi hedefliyor. 

KÜRT TÜKETİCİYE KÜRTÇEYLE GÖZ KIRPMA

Söz konusu illerde, billboardlarda Mezopotamya Çayı'nın tanıtımını başlatan ÇAYKUR, kentteki reklamlarında "Diyarbakır bu çayın tiryakisi olacak" sloganını kullanıyor. Çay paketi üzerinde Kürt kilim ve halı motifini kullanan ÇAYKUR, marketlerde 400 gramı 17 TL'den piyasaya sürdüğü çayın tüketilmesi için Kürtçe üzerinden tiryakilere göz kırpıyor. Paketin alt sloganı olarak "Sevdiğiniz demlerde, yepyeni bir lezzet" tercih edilmiş. 

YASAK BAŞLAYINCA İSMİ 'KAÇAK'A ÇIKTI

Akıl almaz olay! Telefonu için canından oldu
Akıl almaz olay! Telefonu için canından oldu
İçeriği Görüntüle

Mezopotamya Çayı, ÇAYKUR'un, Kürtlerin çay alışkanlığını değiştirmek için attığı ilk adım değil. Kürtlerin damak tadını değiştirmek için başlatılan savaş, Türkiye'nin yaygın olarak çay üretimini başlattığı 1960-1965'e dayanıyor. Bu dönemde, Türk çayının tüketimini teşvik etmek amacıyla, çay ithalatı yasaklanmaya başlandı. Ancak; bu adım Kürtlerin çayla tanışıklığını sağlayan ve ismini üretildiği Srilanka'nın Seylan bölgesinden alan Seylan Çayı alışkanlığını değiştirmeye yetmedi. Kürtler Iran, Irak ve Suriye'deki Kürt bölgeleri üzerinden kaçak yollarla Türkiye'ye sokulduğu için kaçak çay olarak adlandırılan Seylan Çayıyla damaklarını tatlandırmayı sürdürdü.

GAP ÇAY GİRİŞİMİ BAŞARISIZ OLDU

Yasaklama, Kürtlerin çay alışkanlığını değiştirmeye yetmeyince bir devlet teşekkülü olan Çay İşletmeleri Genel Müdürlüğü (ÇAYKUR) 1980'lerde şansını, ismini "Güneydoğu Anadolu Projesi"nden alan GAP Çayla denedi; ancak başarısız oldu. Bir devlet politikası olarak Kürtlerin çay alışkanlığını değiştirmek işe yaramayınca vergiler yüksek tutularak Seylan Çayı'nın ithalatı önündeki engeller kaldırıldı.

Ne dönemin Osmaniye Valisi Celalettin Cerah'ın "kaçak çay içmenin vatan hainliği" olduğu sözleri ne devletin Kürtlerin çay tercihini değiştirme politikası, ne de kaçak çaya uygulanan yüksek vergiler Kürtlerin alışkanlığını değiştirebildi. 

60 YILDIR BAŞARI KAZANAMADI 

Kendilerine karşı başlatılan "damak tadı değiştirme mücadelesinin" 60 yıllık galibi çay tiryakisi Kürtler, Mezopotamya Çayı üzerinden yeni bir raunt başlatan ÇAYKUR'un bu denemesinin de başarısız olacağı görüşünde. Tiryakiler, bunun nedeni olarak iç piyasaya sürülen Türk çayının elek altı diye tabir edilen düşük kalite olması, aroması ve geniş yapraklı olmasıyla nedeniyle Seylan Çayının verdiği tadı verememesi olarak görüyor.

'TÜRK ÇAYINDAN ZEVK ALMIYORUM'

Çay tiryakisi Abdurrahman İyisoylu (66), Seylan Çayı'nın ithalatının yasak olduğu dönemde müşterilerinin kaçak çay isteme ısrarıyla çay tiryakisi olmaya başladığını söylüyor. Terzilik mesleğine 18 yaşında başladığını belirten İyisoylu, iş yerine gelen müşterilerinin tercihiyle iş yerine kaçak çay almaya başladığını o günden sonra da bırakamadığını belirtti. 46 yıldır çay tiryakisi olduğunu ifade eden İyisoylu, günde en az 30 çay içtiğini kaydetti. Türk çayının kendisini hafif olduğunu ve kendisini tutmadığını dile getiren İyisoylu, "Türk çayı beni tutmuyor, onu içince zevk alamıyorum. Çay alışkanlığımı değiştirmem mümkün değil. Kimsenin de alışkanlığını değiştireceğini düşünmüyorum. Türk çayı kaçak çayın yerini alamaz. Bu çay da tutmaz." diye konuştu.

'RİZE ÇAYINDAN TAT ALAMIYORUM'

Diyarbakırlı olan ve Bursa'da ikamet eden İbrahim Akay, 30 yıllık çay tiryakisi olduğunu anlatarak, çay alışkanlığını değiştirmeyi düşünmediği ifade etti. Memleketinden yaşadığı Bursa'ya Seylan Çayı götürdüğü ve orada tükettiğini dile getiren Akay, "Mezopotamya Çayı kaçak çayın yerini tutmaz. Kimse de alışkanlığını değiştirmez. Ben Bursa'ya kaçak çay götürüyorum. Bittiği zaman, istemeye istemeye ara sıra Rize çayı içiyorum, ama tat alamıyorum ondan da. Kimse kaçak çaydan vazgeçmez." ifadelerini kullandı.

İLK SORU 'ÇAYINIZ KAÇAK MI?'

Bir cafe-kahvaltı tarzından hizmet veren bir işletmede garson olarak çalışan Baran Gölcü, kendisinin de kaçak çay kullandığını belirti. Gölcü, Türk çayından daha güzel olduğu için kimsenin kaçak çaydan vazgeçeceğine ihtimal vermiyor. Gelen müşterilerin ilk sorduğu sorulardan birinin "Çayınız kaçak mı?" sorusu olduğunu "Kaçak" yanıtını verdikten sonra çay siparişi verdiğini aktaran Gölcü, "Türk çayı ile kaçak çay arasında lezzet farkı var. Bu farktan dolayı çay tiryakileri çay alışkanlıklarından vazgeçmezler. Kaçak çaya devam ederler. Oturmuş bir damak tadı var, bunu değiştirmek kolay değildir" dedi.