Kürt siyasetçi Altan Tan, Çözüm Süreci'nin kritik bir dönemeçte olduğunu belirterek, sürecin ya kalıcı bir çözüme ulaşacağını ya da geçici adımlarla çıkmaza sürükleneceğini ifade etti. Tan, bu noktada nihai kararın Cumhurbaşkanı Erdoğan ve AK Parti’ye ait olduğunu vurguladı.

Kürtlerin Cumhuriyet Paradigmasıyla Mücadelesi

Serbestiyet’in Yoldaki İşaretler programına katılan Tan, Kürtlerin hem Müslüman kimlikleri hem de inkar edilen Kürt kimlikleri nedeniyle Cumhuriyet’in oluşturduğu yeni paradigmaya karşı çıktıklarını belirtti.

Dil yasakları üzerinden geçmişi değerlendiren Tan, “Bir insanın dilini yasakladığınızda, kimliğini de yasaklamış olursunuz” diyerek bu durumun tarih boyunca ciddi tepkilere yol açtığını söyledi.

İslami ve sol ideolojilerin Kürt meselesine yaklaşımını eleştiren Tan, İslamcı kesimin "İslam geldiğinde her şey düzelir" yaklaşımını benimsediğini, sol sosyalist hareketlerin ise "Önemli olan sınıf mücadelesidir, Kürt meselesi de kendiliğinden çözülür" diyerek benzer bir mantık yürüttüğünü ifade etti. Ancak, her iki kesimin de Kürt halkının somut taleplerini dile getirmediğini ve bu süreçte Kürtlerin sadece yük taşıyan konumda kaldığını belirtti.

Türkiye’deki İslamcıların Kürtlere Borcu

Tan, Türkiye’deki İslami hareketin Kürtlere karşı sorumlulukları olduğunu belirterek, açık ve net olarak şu hakların tanınması gerektiğini ifade etti:

  • Anadil yasağı haramdır.

  • Kürtçe eğitim hakkı olmalıdır.

  • Yerleşim yerlerinin tarihi isimleri kullanılabilmelidir.

  • Kürtçenin resmi kurumlarda kullanımı serbest olmalıdır.

Ancak, İslamcıların bu noktada net bir tutum sergileyemediğini ve "ama, fakat, lakin" gibi çekingen ifadelerle konuyu geçiştirdiğini vurguladı.

İslami Yapıların Sessizliği ve Devletçilik Geleneği

Tarikat ve cemaatlerin de Kürt meselesinde sessiz kaldığını belirten Tan, Refah Partisi gibi siyasi partilerin de net bir çözüm önerisi sunmadığını söyledi.

Erdoğan konuşurken pankart açan tekstil işçisi tutuklandı Erdoğan konuşurken pankart açan tekstil işçisi tutuklandı

İslami hareketin yapısındaki "devletçilik" anlayışı ve "liderlik fetişizmi" nedeniyle Kürt meselesine mesafeli yaklaşıldığını savundu. Bu anlayışın, Türkiye’deki İslamcıların Kürt meselesinde sınıfta kalmasına neden olduğunu ifade etti.

Çözüm Sürecindeki Kadrolar Değişmedi

Tan, bugünkü Çözüm Süreci’nin geçmiştekine kıyasla farklı dinamiklere sahip olduğunu ancak süreci yöneten kadroların değişmediğini belirtti. Eski hataları yapan aktörlerin yeni çözümler üretebileceği konusunda şüpheleri olduğunu dile getirdi.

Türkiye İçin Yeni Bir Paradigma Şart

Türkiye’nin içinde bulunduğu coğrafyanın hızla değiştiğini vurgulayan Tan, bu süreçte hem içerde hem de dışarıda yeni bir paradigma oluşturulması gerektiğini söyledi.

Türkiye’nin, milliyetçi ve ulus-devletçi politikalarla yol alamayacağını, bölgesel entegrasyonu ve demokratikleşmeyi esas alan yeni bir vizyon geliştirmesi gerektiğini belirtti.

Tan’a göre, Çözüm Süreci yalnızca Kürt meselesini değil, Türkiye’nin demokratikleşme sürecini de belirleyecek kritik bir dönüm noktası. Eğer bu süreç doğru yönetilirse, Türkiye büyük bir sıçrama yapabilir. Ancak, eski reflekslerle hareket edilirse felaket ve bölünme kaçınılmaz olur.

“Bugün hangi yola gidileceğine karar verecek olan Erdoğan ve AK Parti’dir.”