10 Ekim!
Lanet bir gün!
103 hayatını kaybeden, Beşyüzü aşkın yaralı olan, ülkemin aydınlık insanlarına; barış, demokrasi isteyen insanlarına; yönelik aşağılık, alçakça saldırı.

Ve biz dahil, hiç kimse masum değil!

Vergilerimizi verdiğimiz, askerlik yaptığımız, yurttaşı olduğumuz devlet hiç mi, hiç masum değil! Alçakça işlenen bu saldırıda; doğrudan rol üstlenmediyse de, Türkiye’nin sözüm ona “beyaz Türkler” dediği ötekileştirdiği, düşmanlaştırdığı yurttaşlara karşı sorumluluk duymadığı, kolaylaştırıcı, yol açıcı olduğu için suçlu.

Biz neden suçluyuz? gerekli tepkiyi göstermediğimiz, suçluların yakasına yapışamadığımız, saldırıların analitik değerlendirmesini yapmadığımız için.

IŞİD’in HDP’nin Diyarbakır mitingine; Kobani ile dayanışma içindeki Demokratlara, sosyalistlere Suruç; Ankara Gar; Turistlere, Yeni yıl kutlamalarına, Kürtlerin düğünlerine yapılan saldırılardan en büyük, en kanlı saldırısı, ki AKP’nin, Hükümetinin yetkililerinin, Hatta dönemin Ankara Belediye Başkanı, adı lüzumsuz kişinin; “saldırı Türkiye’ye saldırıdır! mealindeki algı oluşturma çabasındaki, psikolojik savaşın sözcülerine; Örneğin; neden AKP’ye, MHP’ye değilde, HDP’ye HDP’nin çeperlerindekilerilere yönelik olduğu sorulmalı; Ankara Gar saldırısı tesadüfi olarak düşünülmeside beklenmemelidir!

Ankara Gar saldırısı, Türkiye’nin baş şehrinde, merkezi yerinde bir saldırıdır.

Dönemin başbakanı , Hükümet yetkilileri, İç İşleri Bakanlığı, Hükümet yanlısı sözüm ona stratejist, akademisyen, gazeteci, düşüncesiz düşünenleri en hızlı biçimde “ KOKTEYİL TERÖR” ilan ettiler!

Neden?
1 Aynı zihin dünyasından, aynı ideolojiden beslendikleri için. Terörün kaynağını, beslendiği atmosferi, esas suçluları gözden uzak tutmak, psikolojik savaşın gereği; beyin yıkamak için.
2 Devletin, yönetimlerinin bu alçakça saldırıyı önleyemediği için! Aciz olan hallerini göstermek istemedikleri için diyeceğim. Maalesef rol üstlendikleri için. Bu saldırıların; halkta korku panik yaratmak için, siyasi amaçlı şiddet eylemi olduğu için.
Türkiye siyasi ve yönetim tarihinin Tek kişilik, yani yönetimin daha da merkezi hale getirildiği, halka (millete), yönetimde sadece plebisit oylamasında rol verildiği totaliter bir sisteme geçişin; Kürt ve Emek düşmanlığı üzerinden en geniş konsolidasyonu yaratmaya amaçlı HDP’yi terörize eden terör atmosferinin orta yerinde; alçakça saldırıydı.

A. Garı Canlı bomba saldırısında kullanılan araç Pozantı yakınlarında polis kontorülüne takılıyor. GBT yoklaması ( yapıldı mı?) ile Türkiye Cumhuriyeti Mahkemeleri tarafından; dinleme, takip, göz altı kararı verilen kişiler, ya da ilişkili olduğu tespiti yapılacaktı. Üstelik araçta uyuşturucu bulunmuştu. Buna rağmen bekletilmeden ( her halde randevusuna geç kalmaması için) yol veriliyor.
Saat On’u bir kaç dakika sonra iki canlı bomba kendisini patlatıyor. Olay yerine, herhangi arama ile karşılaşmadan ulaşıyorlar.
Miting için görevlendirilmiş bir ambulans var. Patlamadan sonra hiçbiri müdahale etmiyor.
Panik olan göstericilere, daha çok zaiyat olmaması, delillerin kaybolmaması için müdahalede bulunması gereken polis, yaralı arkadaşlarına yardım eden, kendi olanakları ile dağlık kurullarına ulaştırmaya çalışanlara biber gazlı, tazyikli su kullanıyor. Panik olmasına sebep oluyor. Yaralı arkadaşlarına yardımcı olamaya çalışanlar engellendi. İlgili mahkeme dosyasında, İç işleri bakanlığı müfettişlerinin raporlarında daha ayrıntılı olarak işaret edilmiş, Ne il sağlık görevlileri, ne asayıştan sorumlu nede istihbaratçıların açık ihmalleri olduğu halde, haklarında soruşturma açılmasına izin verilmemiştir.

Şimdi yurttaş olarak sormamız gereken, neden?

HDP, saldırı için araştırma önergesi veriyor AKP ve MHP belki bazı CHP oyları ile red ediliyor. 
Neden? Bu alçakça saldırının ardında ne var? Kimler rol aldı? Kimler sorumludur? Kimlerin görevini suistimal ettiğinin Türkiye Cumhuriyetinin yurttaşlarının, Dünya kamuoyunun öğrenmesini, istemiyorlar; demektir.