Evrimsel genetikçiler, Neandertallerin, omuriliğe ve beyine ağrılı hisler taşıyan NaV1.7 proteinini kodlayan bir gende üç mutasyon taşıdığını buldular. Buna göre Neandertallerin acı eşiği insanlara göre daha düşük

Erman Ertuğrul’un Arkeofili’de yer alan haberine göre türünün ilk örneği olan bir genom çalışması Neandertallerin düşe kalka yaşamlarına rağmen, artan acı hissine biyolojik bir yatkınlıkları olduğu söylüyor. Araştırmacılar ayrıca, İngiliz insanlarından oluşan bir örnekte, NaV1.7’nin Neandertal versiyonunu devralanların diğerlerinden daha fazla acı hissetme eğiliminde olduklarını gösteriyor.

Araştırmacılar sadece birkaç Neandertal genomuna erişebiliyor ve bunların çoğu düşük bir çözünürlükte dizilebiliyor. Bu, soyları 500.000 ila 750.000 yıl önce insanlardan ayrıldıktan sonra gelişen mutasyonları tanımlamayı zorlaştırıyor.

Ağrı bilme olasılığı 7 kat yüksek

Bilim insanları daha sonra NaV1.7’nin Neandertal versiyonuna sahip insanları aradı. Yarım milyon İngiliz insanın genom veritabanı olan Birleşik Krallık Biobank’taki katılımcılardan ağrı belirtileri bildirenlerin yaklaşık yüzde 0.4’ü mutasyona uğramış genin bir kopyasına sahipti. Ancak hiç kimsede Neandertaller gibi iki tane kopyası yoktu. Genin mutasyona uğramış versiyonuna sahip olan katılımcıların hayatlarında ağrı bildirme olasılığı, ona sahip olmayan insanlardan yaklaşık yüzde 7 daha fazlaydı.

“Acı hissetmek kötü bir şey olmak zorunda değil”

Mutasyonların faydalı oldukları için mi evrildiği belirsiz. Neandertal popülasyonları küçüktü ve düşük genetik çeşitliliğe sahipti. Bu da zararlı mutasyonların devam etmesine yardımcı olabilecek koşullar anlamına geliyordu. Ancak Pääbo, değişikliğin doğal seçilimin bir ürünü gibi “koktuğunu” söylüyor. Yanıtlar sağlamaya yardımcı olabileceğini düşündüğü yaklaşık 100 Neandertalin genomunu dizilemeyi planlıyor. Durum ne olursa olsun, acının uyarlanabilir bir şey olduğuna dikkat çeken Zeberg; “Acı hissetmek kötü bir şey olmak zorunda değil.” dedi.