CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu, katıldığı bir televizyon programında gazetecilerin sorularını yanıtladı. AKP’li Cumhurbaşkanı Tayyip Erdoğan’ın açıkladığı “İnsan Hakları Eylem Planı” ile ilgili Kılıçdaroğlu, “Cumhurbaşkanına hakaret diye açılan davaların tamamından vazgeçilmesi lazım. AİHM kararlarının derhal uygulanması lazım. Selahattin Demirtaş’ın, Osman Kavala’nın derhal bırakılması lazım. Anayasa Mahkemesi kararlarını uygulamayan yargıçların derhal görevden alınması lazım. Bunlar yargıç değildir. Bunlar siyasi otoritenin talimatını yerine getirdiler. Erdoğan samimiyse, o talimatı veren ve Anayasa Mahkemesi kararını uygulamayan o yargıçların yargının tamamen dışına çıkarılması lazım. Birkaç böyle güzel davranışlar yaparsa biz de samimi olarak adımlar atılıyor der inanmış oluruz” dedi. 

BAHÇELİ, ERDOĞAN’I TESLİM ALDI 

MHP Genel Başkanı Devlet Bahçeli’nin Erdoğan’ı teslim aldığını söyleyen Kılıçdaroğlu, “Erdoğan kendi koltuğundan korkuyor ama koltuğunu korumak için tek dayandığı kişi Sayın Bahçeli. Bahçeli’nin ‘AYM kapatılsın’ demesi ve Erdoğan’ın bu konuda hiçbir yorum yapmaması ilginç. Erdoğan’ın AYM’nin kapatılması asla söz konusu olamaz demesi gerekir. En azından partinin sözcüleri böyle bir açıklama yapabilir. Bu açıklama gelmedi, ben duymadım en azından” ifadelerini kullandı. 

AİHM KARARI

Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi’nin (AİHM) HDP eski Eş Genel Başkanı Selahattin Demirtaş ile ilgili kararının uygulanmamasını eleştiren Kılılçdaroğlu, “Bahçeli’nin Osman Kavala ile ilgili Selahattin Demirtaş ile ilgili çok sert söylemleri var. Bunlar kesinlikle içeride kalmalı diye açıklamaları var. AİHM kararları ne demek biz asla uygulamayız. AYM kararları zaten AYM’nin kapatılmasına kadar getirildi. Dolayısıyla Cumhur İttifakı bir düşünce ittifakı değil. Bir koltuğun korunmasına yönelik olarak hazırlanan ya da bir araya gelen bir ittifak. Erdoğan’ın koltuğu korunmalı ve Erdoğan burada kalmalı. Hatta Erdoğan burada kalırken, Cumhurbaşkanlığı Hükümet Sistemi'nin daha da güçlendirilmesini istiyor Bahçeli. Söylemlerde farklılık olmakla beraber olay bir koltuğun korunmasına yönelik bir olay” diye konuştu. 

HDP’NİN KAPATILMASI

Kılıçdaoğlu, Bahçeli’nin HDP’nin kapatılmasına yönelik çağrıları ve Yargtay’ın başlattığı incelemeye dair şunları söyledi: “Eğer siz HDP’yi kapatarak 6-6.5 milyon kişiyi cezalandıracaksanız bunun adı demokrasi değil. Tüzel kişi suç işlemez, onun içindeki insanlar suç işleyebilir. Zaten onlarla ilgili varsa bir şey davalar açıyor, insanları tutukluyor, hapse atıyorsunuz, kayyımlar atıyorsunuz. Haklı mısınız haksız mısınız o da belli değil, çünkü bir yargı kararı belli değil. Gördüğüm tablo şu aslında: İktidar kendisine oy vermeyen bütün Kürtleri cezalandırmak istiyor. Siz nasıl bana oy vermezsiniz, nasıl başka bir partiye oy verirsiniz. Muhafazakar Kürtler de buna karşı. Biz de bu ülkenin asli unsurlarıyız. Biz de bu ülkede yaşıyoruz. Ankara’da, Diyarbakır’da, Rize’de, Trabzon’da, her yerde biz de varız. Milli Kurtuluş Savaşı’nı beraber yaptık. Bu ülkenin bağımsızlığı için birlikte mücadele ettik. Çanakkale’de de biz varız, neden bizi cezalandırıyorsunuz. Tabii Kürtler de haklı olarak böyle bir tepki gösteriyorlar.”

ÇÖZÜM DEĞİL

Parti kapatmanın çözüm olmadığını dile getiren Kılıçdaroğlu,  “Samimi inancım şu: Bahçeli kesinlikle HDP’nin kapatılmasını istiyor. Ama gördüğüm, anladığım kadarıyla ve gelen bilgiler AK Parti’nin bu kadar sert bir çıkışın doğru olmadığı yönünde düşüncesi var. Bu grup başkanvekillerince de parti sözcülerince de bir şekilde ifade ediliyor. Biz parti kapatarak ne elde ettik bugüne kadar. Hiçbir şey elde edemedik. Parti kapatarak Türkiye’ye daha modern, daha güçlü demokrasi mi getirdik, hayır. O parti kendisi oy alamıyorsa yok olup gider zaten. Siyasi partiler tarihine baktığınızda 100’lerce siyasi parti kurulmuş, belli zaman diliminde yok olup gitmiştir. HDP de görevini yapmaz, başarılı olmazsa o da bir süre sonra yok olacaktır” şeklinde konuştu.

DOKUNULMAZLIKLAR

Meclis’e gönderilen fezlekeleriyle gündeme gelen dokunulmazlıkların kaldırılmasını “Demokrasiye ihanet” olarak değerlendiren Kılıçdaroğlu, devamında şunları söyledi: “Her partinin farklı görüşü var ama biz demokrasiyi her koşulda savunmamız lazım. Dokunulmazlıklar kaldırılabilir mi kaldırılabilir, nitekim bir HDP milletvekilinin dokunulmazlığı üstelik oy birliği ile kalktı. Getirilmek istenen dokunulmazlıklar ise siyaset mühendisliği gereği getirilen dokunulmazlıklar. Acaba İYİ Parti ve CHP’yi ayrıştırabilir miyiz, kavga eder hale getirebilir miyiz diye. Bunlar doğru değil. Yargı bağımsızlığının olduğu yerlerde dokunulmazlıklar kaldırılabilir. Gerçekten sağlıklı, hukukun üstünlüğüne, vicdani kanaate göre bir mahkemede karar verilirse, böyle bir yargı düzeni olursa dokunulmazlığı kaldırırsınız. Ama bunun dışında doğru değil. Siz parti genel başkanı olarak mahkemeye hakimi tayin etmişsiniz, ona göre de Hakim ve Savcılar Kurulu oluşturmuşsunuz, AYM kararını uygulamayan hakimi ödüllendiriyorsunuz, biliyorsunuz yeri geldiğinde daha üst bir göreve Yargıtay’a hakim tayin ediyorsunuz, istediğiniz kişiyi bir talimatla tutuklatıp hapse attırabiliyorsunuz, dokunulmazlığı kaldıralım bu zaten bizim hakimin önüne gidecek, hakim de zaten saraya bakıyor, atın bunu içeri diyecek, hapse atılacak. Böyle bir ortamda eğer siz dokunulmazlığın kaldırılmasına evet derseniz demokrasiye ihanet etmiş olursunuz. Demokrasi herkes için var.”