İYİ Parti Genel Başkan Yardımcısı ve İzmir Milletvekili Aytun Çıray, ABD'li Alexion ilaç firmasının, “Soliris” adlı ilacın satışını artırmak amacıyla, Türkiye ve Rusya'da rüşvet verdiği için 21 milyon dolar para cezasına mahkûm edildiğini açıklamıştı.

Çıray, TBMM'ye verdiği soru önergesinde, firmanın Türkiye'de de 2010-2015 yılları arasında Sağlık Bakanlığı görevlilerine rüşvet verdiğinin kanıtlandığını belirtmişti.

Soru önergesine yanıt alamayan Çıray, rüşvet iddialarına dair son gelişmeleri Artı TV ekranlarında yayınlanan Gün Başlıyor programında Nazım Alpman’a anlattı.

İlacın daha fazla reçetelerde yer alması ve Sağlık Bakanlığı prosedürlerinin hızlandırılması için firma tarafından 1 milyon 300 bin dolara danışman tutulduğunu söyleyen Çıray dağıtılan para ve hediyelerin miktarının ise bilinmediğini dile getirdi.

Anaysa değişikliği ile TBMM’nin yetkilerinin kısıtlandığını hatırlatan Çıray, yasal süre içinde soru önergesine yanıt verilmemesi halinde konuya dair suç duyurusunda bulunacağını belirtti.

'BAKANLIKTAN AÇIKLAMA YOK'

Çıray’ın Artı Tv ekranlarında yaptığı açıklamalardan önce çıkan satır başları şöyle:

“Sağlık Bakanlığı’ndan hala bir açıklama yok. Geçmişte kendi kendimize eleştirdiğimiz devlet yönetiminde bile bu tür haberler ve soru önergeleri ortaya çıksa bakan dahil herkes ayağa kalkar iddiaların gerçek olup olmadığını araştırır, kamuoyunu aydınlatmaya çalışırdı. Bu kadar büyük iddialara rağmen, ortada hiçbir ses yok. Artık soru önergelerine cevap vermiyorlar, ama en azından seçmenine saygı duyar.”

“Alexion diye bir ilaç şirket var ve bu şirketin ürettiği Soliris adlı ilaç kan hastalıklarında kullanılan bir ilaç. Bu ilacın reçetelere daha fazla yazılması ve bakanlık işlemlerinin hızla yapılması için şirket 1,3 milyon dolara bakanlığa yakın bir danışman tutuluyor. Bu danışman aracılığı ile para dahil hediyeler dağıtıyor. Firma ABD’de bu konuda suçlanıyor ve kesilen 21 milyon dolarlık cezayı ödeyerek olayı kabulleniyor. Sadece Türkiye değil Rusya’da da bu iddialar gündeme geliyor. Bu konu ortaya çıkınca soru önergesi ile meclis kayıtlarına geçmesini istedik.”

'RECEP AKDAĞ DÖNEMİNDE YAŞANMIŞ'

“2010 ve 2015 yılları arasında, Recep Akdağ’ın yönetiminde yaşanmış bir olay. Danışmana verilen para 1,3 milyon dolar, ancak dağıtılan miktarın ne kadar olduğunu bilmiyoruz bile. Miktarlar artık Türkiye’de alışılır hale geldi. Türkiye’de büyük yolsuzlukların konuşulmasına alıştık. Bir vatandaş yanımıza 30 milyon dolar yolsuzluk iddiası ile geldiğinde ‘Boş ver 1 milyar dolardan aşağı yolsuzluklara bakmıyoruz’ diyerek şakalaşmıştık. Türkiye’de yolsuzlukların ne hale geldiğini göstermek açısından önemli.

Soru önergesine cevap verilmesi için gerekli süreyi tamamladıktan sonra suç duyurusunda bulunacağız. Bu tür konularda savcıların suç duyurusu olmadan harekete geçmesi gerekir.”

'PARLAMENTO NASIL DENETLENECEK?'

“Hem bir milletvekili hem bir tıp doktoru hem de geçmişte Sağlık Bakanlığı bürokrasisinde yer alan biri bu iddiada bulunuyorsa bakanın arayıp belgeleri istemesi gerekir. Bu tür şeyler basına yansıdığında kamu davaları açılabilirdi, bu da olmuyor. Türkiye’de denetlenemeyen bir siyasi iktidar var. Gensoru veremiyoruz, bütçeye hayır desek de bütçe geçiyor, sözlü soru önergesi veremiyoruz. Peki bu parlamento nasıl denetlenecek?”

'ERKEN SEÇİM İHTİMALİ GÖRMÜYORUM'

Erken seçim ihtimalini de değerlendiren Çıray, Türkiye’de erken seçim ihtimalini görmediğini ve TBMM’nin erken seçim kararı almasının Erdoğan’ın yeniden adaylığı anlamına geleceğini ve Meclis’ten seçim kararı çıkmaması halinde cumhurbaşkanının bir daha aday olamayacağını söyledi.

Çıray erken seçim tartışmalarına dair değerlendirmelerinde şunları kaydetti:

“Türkiye iki türlü erken seçime gidebilir. Bunlardan birincisi cumhurbaşkanının meclisi feshetmesi ile 90 gün içinde seçime gider. İkincisinde de TBMM seçim kararı alır ve seçime gider. Anayasa'nın 101. maddesine göre cumhurbaşkanı ikinci defa seçilmiştir. Dolayısıyla Meclis'i feshederek seçime gitmek isterse ya da 2023'ü beklerse bir daha aday olamaz. Bir daha aday olabilmesi için onun iradesi dışında erken seçim kararını TBMM’nin alması gerekecek. Erken seçim için 360 oy gerekiyor, ancak Cumhur İttifakı’nın oyu 340 civarı ve meclisten bu kararı çıkaramıyorlar. Muhalefet ‘Erdoğan Türkiye’yi yönetmiyor’ diyor, Meclis seçime giderse aday olabilecek. Şimdi Meclis karar alırsa ben Erdoğan bir daha aday olsun diye neden oy vereyim? Eskiden seçimler olsun diye oy veriyorduk, şimdi Erdoğan’ın bir daha seçilmesine oy vereceğiz. Sandıkta hallederseniz diyebilirler. Türkiye’de seçimlerin kanuni meşruiyeti olsa bile siyasi meşruiyeti olabilir mi? İstanbul seçiminde yaşananları unutmadık. YSK’nın mühürsüz oy kanunsuzluğunu unutmamalıyız. Bu nedenle ben erken seçim görmüyorum, ama Erdoğan’ın erken seçimi Meclis’ten çıkarmak isteyeceği gücü varsa da bunu kullanmayacaktır.”