Grup toplantısında CHP'yi hedefenine alan Cumhurbaşkanı ve AKP Genel Başkanı Erdoğan, son 1 haftada yaşanan gelişmelerin ardından CHP'nin 28 Şubat anlayışının hala değişmediğinin kanıtı olduğunu söyledi. 

BİZİM İÇİN KILIÇDAROĞLU'NDAN DAHA İDEAL BAŞKAN OLAMAZ'

'Muharrem İnce Saray'da Erdoğan'la görüştü' iddialarını bir de grup toplantısında değerlendiren Erdoğan, Hiçbir CHP'liye genel başkan olması gerektiği yönünde telkinde bulunmadık. Çünkü bizim için Kılıçdaroğlu'ndan daha ideal bir başkan olamaz" dedi:

"Güya bir CHP’li Cumhurbaşkanlığı külliyesine gelip gizlice bizimle görüşmüş. Böyle bir görüşmemiz olmadı. Bu külliye'ye giren araç da çıkan araç da bellidir. Giriş çıkışlarda hepsinin künyesi bellidir. Herhalde bunlar kendi merkezleri gibi sanıyorlar buraya. Hiçbir CHP'liye genel başkanı olması konusunda telkinde bulunmadık, çünkü Sayın Kılıçdaroğlu'ndan başka ideal bir genel başkan olmaz. CHP'nin başında kimin olduğundan bize ne. Bu konu CHP'ye oy verenleri delegelerini alakadar eder. Olmayan bir şeyi ortaya atan gazeteciyi mazur görebiliriz. Bizden özür dilemiş. Peki bu iddianın üstüne tüy diken genel başkanı ne yapacağız. İddia o kadar saçma ki. Konuyla ilgili açıklamayı arkadaşlarıma yaptırdım. Kılıçdaroğlu herkes konuşuyor Erdoğan neden konuşmuyor diyerek seviyeyi düşürdü. Meselenin dallanıp budaklanmasının üzerine çıkıp makamımı ortaya koydum. Ama o çıkıp hata ettim diyemedi.

Külliye milletin evidir. Herkes gibi CHP’lilerin de gelme hakkı vardır. 15 Temmuz’un ardından Bay Kemal de gelmiştir. Cumhurbaşkanlığı adaylığı döneminde Muharrem İnce bizimle görüşmek için partimize gelmiş ve genel merkezimizde İnce ile görüşme yaptık. İBB Başkanı İmamoğlu da geldi, onu da kabul ettik. Seçim sonrası tüm başkanları yine Külliye’de kabul ettik. Hiçbir CHP'liye genel başkan olması gerektiği yönünde telkinde bulunmadık. Çünkü bizim için Kılıçdaroğlu'ndan daha ideal bir başkan olamaz.

'TAHT OYUNLARINI GÖLGEDE BIRAKAN BİR OYUN SEYREDİYORUZ'

Kendisi CHP'nin başına bir kaset kumpasıyla geldiği için orada kalmaya çalışıyor. İddia ortada kaldı. İthama maruz CHP diyor ki bu kumpas CHP Genel Merkezi'nde kuruldu. Kılıçdaroğlu diyor ki öyle demek istemedik. CHP'li yetkililerin hâlâ susuyor olmaları da hala trajikomiktir. Şimdi yeni bir iddia daha ortaya çıktı, yatta bir araya gelenler. Şimdi onlar ben o yatta yoktum diyor. Sayın İnce de diyor ki onlar kendilerini iyi bilir. Dizilerdeki taht oyunlarını gölgede bırakan bir oyun seyrediyoruz. Yalanla iftira ile karalama ile altı boş iddialarla alavera dalavera siyasetle ülkemizi meşgul ettikleri için milletimizden özür dilemelidir. CHP kendi kendine bir ortaoyunu oynadı ve artık bitti.

'TEK PARTİ FAŞİZMİNE SAVRULAN BİR PARTİDEN...'

Varsınlar CHP'liler kendi iç dalaşmalarını kapalı kapılar arkasında gerçekleştirsinler. Yalan üzerine bu süreci inşa etmeye çalışıyorlar. Ama ne olur milletin yakasından artık düşsünler. Bir gün tek parti faşizmine, bir gün emperyalizmin sözcülüğüne savrulan bir partiden en köy olur ne kasaba. Nitekim. Milletimiz de bu gerçi gördüğü için CHP'yi belli bir oy oranının üzerine çıkarmıyor. Mahalli seçimlerde kazandıkları birkaç mesele bunların dengelerini iyice bozdu. Şimdi biz bu şartlarda Ankara'yı yönetemeyiz diyorlar. 

'ŞİZOFRENİK VAKKALAR SADECE CADDELERDE DEĞİL PARLAMENTONUN İÇİNDE'

Aldığı oy oranı bakımından Türkiye’nin ikinci büyük partisinin gündemine baktığımızda bambaşka bir manzara görüyoruz. Önce bir başkan vekili Meclis’te AK Partiyi temsil eden bir başkanvekilimize bu hanıma haddini bildiriniz diye imalı bir sataşmada bulunuyor. Şizofrenik vakalar sadece caddelerde değil parlamentonun içinde de var. Önce bu şizofrenik vakaları parlamentodan temizlemek lazım. Burada da en önemli iş basın mensuplarına düşüyor, sokaklarda bunu yazmanız lazım. Sokaklarda başörtülü hanımlara had bildirmeye kalkanlar başladı. Onlar gözaltına alınıyor. Bunlar dokunulmazlık zırhına sarılarak bunları yapıyor. Dokunulmazlık zırhı olmazsa bunları yapabilir mi? Gidecekleri yer bellidir, o da akıl hastaneleridir Beklerim ki bu hakareti yapan zat tamam ben dokunulmazlığımdan vazgeçiyorum, gereken neyse yapılsın. Özürmüş falan bunlar geçiştirme. Yüreğin varsa dokunulmazlık hakkımı kaldırın, hukukta bu mücadeleyi verelim desin. Bunların eskiden gelme alışkanlıkları var ama bu alışkanlıkların artık parlamentoda yerinin olmaması gerekir. "

'CHP 28 ŞUBATIN MİLİM ÖTESİNE GEÇEMEMİŞ'

Kadına şiddet diyeceksiniz karşı çıkacaksın, tokat atanlar diyecek karşı çıkacaksın. Parlamentoya gelince benim dokunulmazlığım var, ulan da diyeceksin, haddini bildirin de diyeceksin. Bunlar geçmişte, eski Türkiye'de kaldı. Bu partinin 28 Şubat zihniyetinden bir milim öteye geçemediğinin işaretidir. Türkiye demokrasisine sahip çıkarak 28 Şubat zihniyetini gömmüştür. Ancak hâlâ bunun kalıntılarının var olduğunu bu tartışma vesilesiyle görmüş olduk. 

(HABER MERKEZİ)