Meclis Genel Kurulu’nda konuşan Halkların Demokratik Partisi (HDP) Grup Başkanvekili Meral Danış Beştaş, Ukrayna -Rusya krizine değindi. Doğu Avrupa’daki siyasi ve askerî gelişmelerden büyük bir kaygı duyduklarını dile getiren Beştaş, “Ukrayna ve diğer Doğu Avrupa ülkeleri, NATO ve Rusya arasındaki iktidar mücadelesinin ve askerî yayılmacı politikanın zemini olmamalıdır. Doğu Avrupa halkları bu çatışmalı durumdan en fazla zarar görecek kesimi oluşturuyor. Çalınan savaş tamtamlarına karşı her türlü barışçıl siyaset ve diplomatik çabayı desteklediğimizi paylaşmak istiyorum. Hem NATO hem de Rusya, gerilimi düşürmek için pozisyonlarını tekrar gözden geçirmelidir. Başta bölgedeki sivil halk olmak üzere milyonlarca insanın hayatını tehlikeye sokacak bu tırmanış, küresel bir felaketin kapısını da aralayabilir. Tüm tarafları müzakere ve diplomasiyle meseleleri çözecek bir tutum geliştirmeye çağırıyoruz” dedi.

‘DIŞİŞLERİ BAKANI BİLGİLENDİRME YAPMALI’

Rusya Devlet Başkanı Vladimir Putin'in asker göndermesi meselesiyle sürecin daha da ağırlaşacağını kaydeden Beştaş, “Son yansıyan bilgilere göre askerler de gönderildi. Her türlü askerî müdahaleye karşı olduğumuzu da paylaşmak istiyorum. Bu durumda Ukrayna gerilimindeki her denklem, Türkiye'yi jeopolitik ve ekonomik olarak doğrudan etkileyecek durumda. Ukrayna'da yaşananlarla ilgili karar süreçleri sadece sarayın insafına bırakılmayacak kadar tüm Türkiye halkını yakından ilgilendirmektedir. Türkiye halkının yüzde 90'nını temsil eden bir Parlamentodayız şu anda. Hem Dışişleri Bakanının Meclise gelip bilgilendirme yapması ve tüm grupların mevcut durumu analiz etmesi hem de karar alma sürecinde önerilerini sunması gerektiğini düşünüyoruz” ifadelerini kullandı.

‘SAĞLIKTA ŞİDDET’

Sağlıkta artan şiddeti de eleştiren Beştaş, “Evet, hiçbir şekilde bitmiyor. Şırnak'taki bir doktora uygulanan şiddeti -tüm Türkiye'de yayınlandı- duymuşsunuzdur ve TTB dün açıklama yaptı. Savcı olduğunu belirten bir hasta yakını Şırnak'ta bir hekimin hastasına uyguladığı tedaviyi beğenmediğini belirterek şiddet uygulamıştır. Şiddetin faili, bizzat sağlıkta şiddet davalarına bakması muhtemel bir yargı mensubu. Bir savcının bir hekime şiddet uyguladığı bir coğrafyada sağlık emekçilerini şiddetten koruyamayacağımız çok açık. Bu olayı ve tüm bu bilgiyi yargının ve tabii ki kamuoyunun bilgisine sunuyorum” diye belirtti.

SMA’LI ÇOCUKLARA DEĞİNDİ

SMA’lı çocukların durumuna da dikkat çeken Beştaş, şöyle devam etti: “Bu SMA meselesi çok önemli bir gündem ve eminim, bütün milletvekillerine de aileler ulaşıyordur. İlaç giderlerine ilişkin bir tebliğ yayınlandı Resmî Gazete'de ve öyle bir yayınlandı ki sanki ‘Artık bu kampanyalara ihtiyaç olmayacak, SGK bunların giderlerini karşılayacak.’ diye büyük bir yanıltma yapıldı. Oysa sadece kullanılan ilacın, önceden de kullanılan bir ilacın kullanılma yöntemi değiştirildi. Bu ilacın adını da şimdi paylaşacağım: ‘Zolgensma’ adlı ilacın uygulanma şartları değiştirildi ve aileler sıklıkla bizi arıyorlar, ‘Bu konuda kampanyalarımız aksadı’ diyorlar çünkü kamuoyuna yanlış bir bilgilendirme yapıldığını söylüyorlar. Zolgensma'yla ilgili herhangi bir gelişme yok, tedavi onunla yapılabiliyor ve 1, 2, 3 tip SMA hastalarının Nusinersen almaya devam edebilmeleriyle ilgili kriterler kaldırılmış oldu.

AİLELERE KULAK TIKAMAYIN

Kararda ayrıca mekanik solunum desteği ihtiyacı olmayan hastalarda tedaviye başlanacağı belirtildi. Yani SMA hastalığı tedavisi için bir kısım kriterler sağlandı ama asla bu bir çözüm değil. Özgecan isminde bir çocuğumuzun ailesi bana ulaştı; yüzlerce bebeğin, birçok bebeğin yakını ulaşıyor. 2,5 trilyonluk bir ilaca ulaşmak ve çocuklarını yaşatmak için kampanya yapan ailelere kulaklarımızı tıkamayalım ve tabii ki Sağlık Bakanlığının da bir an önce bu konuda yeni bir adım atması ve bu ilaç bedellerini karşılaması gerektiğini söylemek istiyorum. SMA hastası çocukların ölümünü hep birlikte bu aşamada dayanışmayla engelleyebiliriz ama asıl talebimiz, tabii ki Sağlık Bakanlığının karşılaması yönünde.”

GÜLİSTAN DOKU’NUN AKIBETİNE DİKKAT ÇEKTİ

Cumhuriyet Halk Partisi (CHP) Grup Başkanvekili Engin Altay da Dersim’de 5 Ocak 2020’den bu yana kaybolan Gülistan Doku’ya değindi. Altay, “Türkiye Büyük Millet Meclisinde bir acılı anne babanın feryadını sanıyorum bütün gruplar işitti, bu anne baba bütün grupları ziyaret etti. Kızları, evlatları Gülistan Doku iki yıldır, 5 Ocak 2020'den beri kayıp. Kayıp olayının yaşandığı andan itibaren bu konunun üzerine eksik ve yanlış gidildiğine dair ciddi iddiaları var. Meclisten talepleri var, Türkiye Büyük Millet Meclisi çare müessesesidir ve bu talebe, bu feryada, bu çığlığa seyirci kalamaz, yürütme organına Türkiye Büyük Millet Meclisinden sesleniyorum: Gülistan Doku'nun akıbetinin ne olduğunun, nerede olduğunun ortaya çıkarılması konusunda azami gayreti göstermeye çağırıyorum. Bu acılı anne babanın feryadına hem Meclisimizin hem aziz vatandaşlarımızın ve yürütme organının dikkatini çekiyorum” şeklinde konuştu.

‘ULUSLARARASI HUKUK İHLAL EDİLDİ’

Altay, Ukrayna ve Rusya krizine ilişkin de şöyle konuştu: “Rusya Devlet Başkanı Vladimir Putin, Ukrayna'nın doğusundaki ayrılıkçı Donetsk ve Lugansk bölgelerinin bağımsızlığını tanıdığını belirterek bir açıklama yapmıştır. Ukrayna'nın bağımsızlığını, egemenliğini ve toprak bütünlüğünü hiçe sayan ve uluslararası hukukun açık bir ihlali olan bu kararı asla kabul etmiyor ve kınıyoruz. Cumhuriyet Halk Partisi ‘Yurtta barış, dünyada barış’ diskuruyla hareket eden, bu anlayışa sahip bir partidir. Uluslararası ilişkilerde emrivakilere ve uluslararası hukuku ihlal eden her türlü gelişmeye karşı çıkan Birleşmiş Milletler Şartı'nda ifadesini bulan devletlerin toprak bütünlüğü ve sınırların dokunulmazlığı ilkelerine saygı gösteren bir anlayışa sahibiz. Karadeniz'in güvenliğini önemsiyoruz, Ukrayna krizinin Türkiye'ye çok olumsuz etkilerinin olmaması, olası etkilerin bertaraf edilmesi için Türkiye Büyük Millet Meclisini ve yürütme organını şimdiden yapıcı ve samimi bir şekilde uyarmayı da bir görev addediyoruz.”