HDP'nin kapatılması davasıyla ilgili sürece tepki gösteren DEVA Partisi Genel Başkanı Ali Babacan, "Siyasi partilerin kapatılma cezasıyla karşı karşıya kalmasına karşıyız" dedi.

DEVA Partisi Genel Başkanı Ali Babacan, Halk Radyo’da gazeteciler Elif Doğan Şentürk ile Savaş Kerimoğlu’nun sorularını yanıtladı. Radyo Vizyon, Harman Radyo, Aşk FM ve Ostim Radyo’da da canlı yayınlanan programda Babacan, HDP'nin kapatılması istemiyle hazırlanan ikinci iddianamenin AYM tarafından kabul edilmesine ilişkin değerlendirmelerde bulundu.

'SİYASİ PARTİLERİN KAPATILMASINA KARŞIYIZ'

"Siyasi içerikli davaların maalesef hükûmetin ve hükûmet başkanının yoğun etkisi altında sürdüğünü görüyoruz. Yargı sürekli sinyal bekliyor" diyen Babacan, şöyle konuştu:

"Suç kişiseldir, şahıslarla ilgilidir. Biz siyasi partilerin kapatılma cezasıyla karşı karşıya kalmasına karşıyız. Partilerin mensuplarının, yöneticilerinin hukuk karşısında her an hesap vermeleri gerektiğini düşünüyoruz. Tabela değiştirmekten kolay bir şey yok. HDP’nin temsil ettiği siyasi çizginin evveliyatında harfin birisi öne, birisi arkaya konuyor. Bunlar yanlış yöntemlerdir, siz kişilerin suç işleyip işlemediğine bakın."

'ERDOĞAN BÖYLE BİR KONUDA SUSPUS'

Babacan, suç örgütü lideri Sedat Peker'in ifşaatları karşısında AKP Genel Başkanı ve Cumhurbaşkanı Tayyip Erdoğan'ın sessiz kalmasına tepki göstererek, "Vatandaşlarımızda ciddi bir rahatsızlık var. Sabırla bekliyorlar. ‘Bu kadar itham var, acaba Cumhurbaşkanı ne yapacak?’ diye. Cumhurbaşkanı’nın aldığı tutum çok pasif. Daha çok kenarda bir izleyici rolünde. En ufak konuda topa giren Sayın Erdoğan böylesine büyük bir konuda suspus" dedi.

İktidarın, "Bu bir devlet meselesi" yaklaşımına ilişkin de konuşan Babacan, şunları söyledi:

"Devlet meselesini hukuksuzlukla çözemezsiniz. Devletin bekasını, ülkenin bekasını anayasayı, hukuku çiğneyerek, suç işleyerek sağlayamazsınız. Bazı televizyon dizileri, bazı filmlerde toplumumuzun bilinçaltına bu kavramı işlemeye çalışıyorlar. ‘Mesele memleket meselesiyle hukuk teferruattır’ gibi. Buna kesinlikle karşıyız. Bunlar, paylaşılan siyasi ve maddi menfaatin üzerini örtmek için kullanılan suni gerekçeler. Bir devlet hukukla yönetilir.

"Halkın desteği zayıflayınca, suç örgütlerinden, mafyavari yapılardan medet uman bir yönetim anlayışı da hakim olmaya başladı. ‘Kim olursa olsun yeter ki iktidarı tutalım’. Bu gerçekleri görmek lazım. Korkunç bir menfaat paylaşımı da söz konusu. Suç örgütleri alanları, onların arkasındaki siyasetçiler, büyük menfaatler var. Bunlar paylaşılamadığı için kimi bugünün ‘in’ örgütü oluyor. Hapisten çıkanlar, özel yasal düzenlemelerle çıkarılanlar, alan açılanlar… Bir de ‘sana alan kalmadı’ deyip yurtdışına çıkmak zorunda kalanlar. Onlar da ‘out’ örgütler."

'BİZE İMRENİYORLAR' YANITI: KİMMİŞ MERAK EDİYORUM

Erdoğan'ın gençlerle yaptığı bir toplantıda, "Bize imreniyorlar" açıklamasının 'Türkiye gerçeğinden kopması' anlamına geldiğini söyleyen Babacan, "Hangi ülke bize imreniyormuş, merak ediyorum. Parası pul olan, çiftçisinin traktörüne haciz gelen, yem, ilaç, gübre fiyatlarının bir yılda yüzde yüzden fazla arttığı, esnafın zekât isteme durumuna düştüğü bir ülkeye mi imrenecek yabancılar? Azerbaycan’dan gelen bir video vardı. ‘Beni sabah şantiyeden aradı’ diyor. Etrafındaki üç beş kişi zengin olunca bütün Türkiye’nin zenginleştiğini zannediyor" diye konuştu.

'BEŞTEPE, BÜTÇE DIŞI YÖNTEMLERLE YAPILDI'

Babacan, Erdoğan'ın Beştepe'deki Saray'ına ilişkin de şu değerlendirmede bulundu:

Beştepe, cumhurbaşkanlığı hükûmet sistemiyle sembolleşti. Aslında ilk inşaatı “Başbakanlık Hizmet Binası” diye başladı. Sayın Davutoğlu’nun başbakan olduğu bir gün yanındaydım, Sayın Erdoğan’dan telefon geldi. Biz orayı cumhurbaşkanlığı yapacağız, dedi. Baştan kurgulanmış, belli. İnşaatı ilk gördüğümde ‘Burası öyle Başbakanlık falan değil, Başkanlık Sarayı’ dedim. Özel yöntemlerle, bütçe dışı yöntemlerle yapıldı orası. Normal ihale süreçleri değil."

'BAHÇELİ, KÂRDA ORTAK ZARARDA DEĞİL'

MHP Genel Başkanı Bahçeli'ye ilişkin de konuşan Babacan, "Sayın Bahçeli her ne kadar kabine üyesi vermediyse de Sayın Erdoğan sorumluluğu paylaşmak için MHP’li birkaç bakan olmasını çok ister diye tahmin ediyorum. Sayın Bahçeli ne yapıyor? ‘İktidarın ortaklığından menfaatim olsun ama sorumluluğuna karışmayayım’ diyor. ‘Kâra ortak olayım, zarardan uzak durayım’ diyor" ifadelerini kullandı.