Barış Annesi Dilşah Özgen (89), Êlih'ın Sason ilçesinde 1999 yılında yaşanan bir çatışmada yaşamını yitiren oğlu Ferdi Özgen'in gömülü olduğu Amed’in Licê ilçesine bağlı Sîsê (Yolçatı) kırsal mahallesindeki mezarlığa, ziyarete gelenlerin dinlenmeleri, abdest alıp namaz kılabilmeleri için 4 adet konteyner kurdu. Söz konusu durumdan kaynaklı Özgen hakkında dava açıldı. Özgen'in yanı sıra konteynerleri satan Erdoğan A., nakliyat firması sahibi Nurettin E., nakliyatı yapan vinç operatörü  İsmail E., çırağı Hüseyin K., nakliyatı yapan TIR şoförleri Kenan D., Mehmet E., Mehmet Can Y. ile YDG-H üyesi olduğu ileri sürülen ve konteyner teslim edilirken orada bulunduğu iddia edilen Hüseyin S. hakkında da dava açıldı. "Örgüte üye olmak" ve "örgüte üye olmamakla birlikte örgüte bilerek isteyerek yardım etmek" iddialarıyla açılan dava 8 yıl sonra sonuçlandırıldı. 

CEZA VERİLDİ

Diyarbakır 8’inci Ağır Ceza Mahkemesi, Dilşah Özgen, nakliyat firması sahibi Nurettin E., nakliyatı yapan vinç operatörü İsmail E., nakliyatı yapan TIR şoförleri Kenan D., Mehmet E. ve Mehmet Can Y.'ye "örgüte üye olmamakla birlikte örgüte bilerek isteyerek yardım etmek" suçlamasıyla ayrı ayrı 5 yıl hapis cezası verildi. Cezalarda ayrı ayrı indirime giden mahkeme, sanıkların cezalarını 2 yıl birer aya düşürdü. 

Mahkeme, konteyner firması sahibi Erdoğan A., vinç operatörü çırağı Mehmet K. hakkında "örgüte üye olmamakla birlikte örgüte bilerek isteyerek yardım etmek" suçlamasından beraat kararı verdi. Mahkeme, konteynerleri karşıladığı ve YDG-H üyesi olduğu iddia edilen kimlikteki adı Hasan (-aile içerisinde Hüseyin) yerine, kimlikte Hüseyin (aile içerisinde Hasan) olan kişiye olayla ilgisi bulunmadığı halde isim karmaşasından dolayı "örgüt propagandası yapmaktan" 1 yıl 6 ay 22 gün hapis cezası, "örgüt üyesi olmaktan" ise beraat karar verdi.

GEREKÇE ‘ÖRGÜT MEZARLIĞINA' GÖTÜRÜLMESİ

Mahkeme cezanın gerekçeli kararını açıkladı. Gerekçeli kararda, Özgen’in istediği konteynerleri "örgütün mezarlığında kullanılmak üzere istediği" savunularak, suçun işlendiğine kanaat getirildi.

Gerekçede, nakliyat firması sahibi Nurettin E., nakliyatı yapan vinç operatörü  İsmail E., nakliyatı yapan TIR şoförleri Kenan D., Mehmet E., Mehmet Can Y.’ye verilen hapis cezaları ise, konteynerlerin taşınacağı yerin bilindiği halde götürmesine dayandırıldı. 

ATK raporları: Tecrit koşullarına 'tıbbi meşruluk' kazandırıyor ATK raporları: Tecrit koşullarına 'tıbbi meşruluk' kazandırıyor

BERAATLER DELİL YETERSİZLİĞİNDEN VERİLDİ

Konteyner firması sahibi Erdoğan A.’nın konteynerleri ne amaçla kullanılacağını bilmeyebileceği ve konteynerleri para karşılığı sattığını, parasını aldığını belirten mahkeme, sanığın üzerine atılı suçu işlediği konusunda her türlü şüpheden uzak, kesin ve inandırıcı delil elde edilemediğinden hakkında beraat karar verildiğini belirtti. Gerekçeli kararda, vinç operatörü yardımcısı Mehmet K.’nın söz konusu yerde işçi olarak çalışması, verilen talimat üzerine araçta yardımcı olarak bulunması karşısında üzerine atılı suçu işlediği konusunda her türlü şüpheden uzak kesin ve inandırıcı delil elde edilemediği için beraat kararı verildiği vurgulandı. 

KARDEŞLERİN KİMLİK KARMAŞASI ÇÖZÜLDÜ

Mahkeme, aile içerisinde Hasan olan kimlikte ise Hüseyin S. olarak geçen ve kardeşi olan aile içerisinde Hüseyin olan kimlikte ise Hasan S. olduğundan kaynaklı yargılanma durumunda kalan kişiye dair düğümü de çözdü. Ama buna rağmen diğer kardeşin kullandığı sanal medya hesabından dolayı, olayla ilgisi bulunmayan kardeşe hapis cezası verdi. Mahkeme, gerekçeli kararında “(…) gerçekte Hasan olan ve kimlikte adıyla Hüseyin S. hakkında her ne kadar ‘örgüt üyeliğinden’ dava açılmışsa da sanığın üzerine atılı suçu işlediği yönünde her türlü şüpheden uzak kesin ve inandırıcı delil elde edilmediğinden beraatına” karar verdiğini açıkladı.

HASAN’IN HÜSEYİN, HÜSEYİN’İN İSE HASAN OLDUĞUNA İKNA OLDU

Kimlikteki adıyla Hüseyin S.’nin “örgüt üyeliği” suçlamasında kardeşiyle isim karmaşası yaşandığına kanaat getiren mahkeme, şunları belirtti: “(…) sanığın ısrarla kendisinin Hasan olduğunun ve kardeşinin Hüseyin olduğunun belirtmesi karşısında bu hususun aksinin tam olarak ispat edilemediği, (hem dokümandaki bilgilerin gerçek nüfus bilgileri ile farklı olması, hem de sanığın kullanımında olan Facebook hesabının Hasan Liceli olması karşısında ciddi şüphelerin mahkememizde uyandığı) göz önüne alındığında dokümanda yer alan bilgilerin sanığa ait olmadığı mahkememizce kabul edilmiştir."

Mahkeme, vardığı sonuca rağmen kimlikte Hüseyin S.’ye verdiği 1 yıl 6 ay 22 gün hapis cezasının gerekçesini açıklamadı.

Mezopotamya Ajansı