İnsan Hakları Derneği (İHD) Diyarbakır Şubesi ve Diyarbakır Barosu, 8-9 Aralık 2019 tarihlerinde kentin Kayapınar, Bağlar ve Çınar ilçesine bağlı mahallelerde gözaltına alınanların işkence ve kötü muameleye maruz kaldığına dair iddialara ilişkin hazırladıkları raporu kamuoyu ile paylaştı.

İHD binasında düzenlenen basın toplantısında konuşan Diyarbakır Barosu Başkanı Cihan Aydın, işkence ve kötü muamelenin ülkede insan hakları ihlalleri arasında önemli bir yer tuttuğuna dikkat çekerek, güvenlik güçlerinin gözetim ve denetimi altındaki yerlerde, yakalama sonrası alıkonulan araçlarda, toplama alanlarında, gözaltı merkezlerinde, cezaevlerinde, askeri kışlalarda işkencenin halen devam ettiğini söyledi. 

Baro Başkanı Aydın, “Siyasi otoritenin emri, onayı ve kimi hallerde göz yumması ile gerçekleşen kolluk güçlerinin orantısız, hukuk dışı zor kullanımı ve işkencenin, demokrasi ve insan hakları açısından başlıca tehdit haline geldiğini” vurguladı.

‘AİLE ÜYELERİNİN TAMAMI İŞKENCEYE MARUZ KALDI’

8 Aralık günü kent merkezinde M.Ç. ve M.Ç. isimli kişilerin konutlarına yapılan baskınlarda kapıların kırılması suretiyle içeri girildiğini ve evde bulunanlara darp, küfür, hakaret ve tehditlerde bulunulduğunu paylaşan Aydın, şüphelilerin yanı sıra ev halkının tamamının değişken düzeylerde işkence, kötü muamele ve tehditlere maruz kaldığını ifade etti.

‘ÖZELLİKLE PLATİN TAKILAN YERE VURULDU’

Aydın, işkenceye maruz kalan mağdurlara ilişkin şu bilgileri paylaştı: “Şüpheli/mağdur M.Ç., kendisine elektro şok verildiğini, kolunun işkence sonucunda çatladığını ve vücudunun çeşitli yerlerinde morlukların oluştuğunu ifade etmiştir. Diğer şüpheli mağdur M.Ç ise, daha önce geçirdiği trafik kazası nedeniyle bacağında platin olduğunu söylemesine rağmen özellikle o bölgeden darp edildiğini, bu nedenle olaydan sonra yürüme güçlüğü çektiğini, dudağının patladığını ve vücudunun çeşitli yerlerinde darp izlerine bağlı morlukların oluştuğu ifade etmiştir.” 

‘SAATLERCE İŞKENCE YAPILDI’

Yine 8 Aralık’ta Çınar ilçesi bağlı Çakırtutmaz (Misêrîkê) ve Kılıçkaya (Kerrik) köylerine yapılan operasyonda köy sakinlerine işkence yapıldığı iddiası sebebiyle İHD Diyarbakır Şubesi’ne iki başvurunun yapıldığını belirten Aydın, “İşkence gören ve gözaltına alınan şahıslardan birinin yüzde 50 oranında engelli olduğunu, E.E. isimli yurttaş tarlada bulunduğu sırada gözaltına alınmış, kendi beyanı ve avukatlarının gözlemlerine göre saatlerce işkenceye maruz kalmıştır” diye konuştu. 

‘CAYDIRICI TEDBİRLER ALINMALI’

Aydın, hükümete Türkiye’nin taraf olduğu uluslararası sözleşmelere riayet etme çağrısında bulunarak, “Bu insanlık dışı uygulamalara derhal son verilmeli, başvuranlar görevlerinden alınmalı ve işlemiş oldukları fiiller nedeniyle haklarında etkili bir yargılama yapılmalıdır.  Başta Cumhuriyet Savcıları olmak üzere tüm adli ve idari mercileri işkence ile etkin ve caydırıcı tedbirler almaya davet ediyoruz” ifadelerini kullandı.

İHD Kayıp Komisyonu Üyesi Hasan Yalçın ise, Kılıçkaya köyünde işkenceye maruz kalan Çiftçi ailesi yapılan görüşme ile köyde yapılan tespit ve incelemeler sonucunda dernek ve baro tarafından hazırlanan raporu okudu.

‘OĞLUMUN KAFASINA BASTILAR’

Raporda, gözaltına alınan İ.Ç. ve L.Ç.’nin aile üyelerinin beyanları şöyle yer aldı:

“ L.Ç.’nin annesi; Sabah çok erken saatte eve baskın yaptılar. Kapıyı çaldılar, açtığım gibi hemen yere yatırdılar oğlumla. Balyozlarla kapıyı vurdular. Benim ve oğlumun kafasına bastılar. Oğlumu sürekli kaldırıp oturtup yumrukladılar. Duvarlara çarptılar. Gözümün önünde oğluma dayak atmasalardı da her şeyi yapsalardı. Oğlumu öldürecekler sandım. Saatlerce dövdüler. İki kişi, oğlumu döverken diğerleri evin her yerini aradılar. Vahşice davrandılar. İnsan değillerdi. Oğluma öyle yüklendiler. 

 VURUN ACIMAYIN ÇOCUĞU ÖLDÜRÜN

İ.Ç.’nin eşi; İlk kapıyı ben açtım. Kızım haber verdi, ‘etraf polis’ dedi. Kapıyı onlar çalmadan açtım. Üç kişi üzerime çullandı. Eşimi sordular. ‘Evde’ dedim. Ellerimi arabaya dayadılar. Kadınları bir tarafa aldılar. Oğlumu dövmeye başladılar. Hepimiz ona yöneldik, korumak için izin vermediler. Yere yatırdılar, ters kelepçe yaptılar oğluma. O sırada eşim geldi, bu sefer onu yatırıp dövmeye başladılar. Kızlarımdan biri içerde uyuyan küçük kardeşini almak için gittiğinde silahı doğrulttular ‘seni vururuz’ deyip izin vermediler. Onlar çocuğu çıkarttılar. ‘Vurun acımayın çocuğu öldürün’ dediler. ‘Öldürün’ dedikleri çocuğum 5 yaşında. 

BABAMA AHIRDA İŞKENCE ETTİLER

İ.Ç.’nin kızı; Babam ile kardeşim dışarda kaldı. Ayakkabıları yoktu, giydirmek istedim beni de itekleyip beni duvara çarptılar. Sonra içeri aldılar odaya kapattılar. Bu kadar gördük. Köpeklerle evi aradılar. Sabah saatlerinde oldu. Gün aydınlanmaya başladı. Babama ahırda işkence ettiler. Asıl işkence orada oldu. Biz sesleri duyuyorduk. İçeri kimseye almadılar. Tekme tokat küfür hakaret sesi duyuluyordu. 

6-7 SAAT İŞKENCE YAPTILAR

İ.Ç.’nin kardeşi; Ablam avluda ağlıyordu, 2 saattir işkence yapıyorlar dayanamıyorum, diye ağlıyordu. Ben o sırada avludan bağırdım. Saat 12 civarıydı, ‘6-7 saattir işkence yapıyorsunuz’ diye tepki gösterdim. ‘Sizin yetkiliniz kimdir ne yapıyorsunuz bu insanlara işkence için mi geldiniz, ev araması için mi geldiniz’ dedim. Köylüler de tepki göstermeye başlayınca ‘işkence yaptığımız yok falan’ dediler. Bir süre sonra bizi biraz alandan uzaklaştırıp onları arabaya bindirip götürdüler.” 

  

SORUŞTURMA VE DAVA TALEBİ

Raporda, işkence eylemini yapan ve işkenceye göz yuman yetkililer hakkında soruşturma işleminin başlatılıp, kamu davasının açılması talep edildi.