Prömiyerini 2023 Berlin Film Festivali’nin Karşılaşmalar bölümünde yapan, 42’nci İstanbul Film Festivali ile 3’üncü İzmir Sinema ve Müzik Festivali’nde En İyi Film ödülü kazanan, 34’üncü  Ankara Film Festivali’nde En İyi Film dışında çok sayıda ödülü alan Berlin’de yaşayan Kürt yönetmen Ayşe Polat imzalı “Kör Noktada” filmi 5 Ocak’ta Türkiye’de gösterime girdi. 1990'lı yıllarda yaşanan faili meçhul katliamlara ve zorla kaybedilmelere dikkat çekilen filmde söz konusu tema 3 bölümle, her bölümde farklı bakış açıları ile anlatılmış. Filmin konusu ise özetle; faili meçhul katliamlara dair bir belgesel hazırlayan Alman ekip Kars'ta 26 yıl önce oğlu kaybedilen Hatice’nin belgeselini çekmeye gelir. Bu sırada onlara Kürt insan hakları avukatı Eyüp ve kendilerine tercümanlık yapan Leyla eşlik eder. Leyla aynı zamanda JİTEM’ci Zafer’in 7 yaşındaki kızı Melek'e İngilizce dersi vermektedir. Zafer’in babası da Kürt illerinde görev yapmış JİTEM’in ağababalarındandır. En büyük arzusunun da oğlunu kendi gibi yetiştirmek olduğunu daha küçük yaşlarda “operasyon bölgelerine” götürdüğünü Zafer’in amirinden öğreniyoruz. Ekibe aynı zamanda kaybetmelerle ilgili röportaj verecek olan Eyüp’ün ortadan kaybolması ile birlikte yaşananlar daha da kaygılı bir hâl alırken; film aynı zamanda JİTEM elamanlarının kendi aralarındaki çekişmelerine de sahne olur. Yönetmen sadece özneye değil, faile de odaklanırken, Zafer’in, kaygılı ve paranoyak hali ve yaptıkları kötülüğün bilincinde olarak işlediği tüm suçların bir gün açığa çıkacağı gerçeği nedeniyle kendisi ve çekirdek ailesini kurtarmak için sarf ettiği eylemlere de geniş yer verir.

1990’lı yıllar günümüze taşınmış

Film 1990'lı yıllarda yaşananları günümüze taşır. Bu sefer Beyaz Toros’un yerini 4X4 marka bir Jeep almıştır, 90’larda yaşanan çoğu olayın kayıt altına alınamamasının aksine film boyu sürekli olarak kayıt devrededir. Filmin kamerası, JİTEM’ci Zafer’in telefon kamerası, gazetecilerin kamerası gerçekliğe birkaç açıdan ışık tutar. Aynı zamanda kameraların hareket etmesi tekdüze çekimin aksine gerçeklik algısını derinleştiriyor. Öte yandan sürekli gözetleme hali film boyunca akıcı bir şekilde sunulmuş. Filmin başlarında belgesel ekibi ile avukatın tanışması sırasında dışarıda onları bekleyen siyah Jeep onları gözetler ancak, onları da başka bir göz gözetler. Yine JİTEM’ci Zafer’in evi hem içerden hem dışardan gözetlenir.

 Filmin ana karakterlerinden olan belgeselci kadının hakikat mücadelesi ve işini yaparkenki idealist tutumu da dikkat çekilmesi gereken noktalar arasında. Çünkü 1990’lı yıllarda çok sayıda gazeteci deklanşöre bastığında gördüğü ve aktardığı gerçeği yansıtırken “faili meçhul” bir şekilde katledildi. Bu noktada kaydın sürekli kanıt için diri tutulması; okuduğun, dinlediğin gerçeklerin kendi başına da gelebileceği telaşının yanı sıra gerçekleri açığa çıkarma arzusunun kadın belgeselci şahsında gösterildiğini söyleyebiliriz.

Melek’in gizemli gücü

Filmde sarsıcı olan sahneden biri de Hatice’nin oğlunun kaybedilmeden önce içtiği çorbayı 20 yıldır aralıksız pişirmesi ve köy halkına dağıtma ritüelidir. Bu durum Cumartesi Annesi Berfo Kırbayır’ın kaybedilen oğlu Cemil'i tanısın diye evini hiç boyamamasını akıllara getirir. Zaten yönetmen de Cumartesi Anneleri’nin direnişinden ilham alarak söz konusu filmi çekmiş. Melek’in doğaüstü hisleri ve algılayışı ile faili meçhule aynı zamanda bir çocuk gözüyle bakılırken, görülmeyen yerleri ifade eden “Kör nokta” tabiri burada Melek'in çocuk gözüyle geçmişi geleceğe taşıyan bildikleri ve etrafında bıraktığı rahatsızlık duygusu ile kendini gösterir.

Geçmiş her zaman bugüne taşınır. Adalet mücadelesi de geçmiş ve gelecek arasından kurulan bu bağa dayanıyor. Cumartesi Meydanlarında kaybedilenlerin fotoğrafı gülen gözleri son bakışları, isimleri bugüne yankılanıyor. "Kör Noktada" filmi de içinde barındırdığı derin anlatma tarzı ve çoklu gözlerle geçmişi bugüne harmanlayarak seyirciye sunuyor. Yine beyazperde ekranından binlerce göz de başka bir açıdan geçmişe ve bugüne göz gezdiriyor...

Jinnews Haber Ajansı