Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi’nin (AİHM) kararına rağmen tahliye edilmeyen HDP’nin eski eşbaşkanı Selahattin Demirtaş, 2015 ve 2016 yıllarında yaptığı miting konuşmalarında TCK 301 kapsamında “hükümeti ve devlet organlarını alenen aşağıladığı” iddiasıyla 10 adet dosyanın birleştirilmesiyle oluşan davada konuştu. Demirtaş, yargılandığı davada “Ben Kürdüm, Kürt siyasetçisiyim, yargılanmamın sebebi budur” dedi ve ekledi: “Irkçı, faşist bir çete lideri olsaydım yargılanmazdım.”

İnegöllü: Uluslararası koruma başvurusu alınan müvekkilim kaçırılarak GGM'ye götürüldü İnegöllü: Uluslararası koruma başvurusu alınan müvekkilim kaçırılarak GGM'ye götürüldü

Mersin 14. Asliye Ceza Mahkemesindeki duruşmaya Selahattin Demirtaş, yedi yıldır tutuklu bulunduğu Edirne Cezaevi’nden SEGBİS ile katıldı.

Savunmasını yapan Selahattin Demirtaş, “Bu dava ile Avrupa İnsan Hakları Sözleşmesinin (AİHS) 14.ve 18.maddesi ihlal ediliyor. Kürt siyasetçi olduğum için dava sürecinde ayrımcılık yapıldı. İdeolojik ve siyasi bakan, devletin suçlarını örtmeye çalışan savcı; asker ve polisin hendeklere karşı mücadele ettiğini belirtmiş. Benim de onlara hakaret ettiğimi söylemiş. Peki o asker ve polislerden 15 Temmuz’dan sonra darbeci çıktı mı? Çıktı. Peki savcı bunları inceledi mi?” dedi.

‘KÜRT OLDUĞUM İÇİN YARGILANIYORUM’

Demirtaş, şöyle devam etti:

“Savcı benim milletvekili olduğumu, muhalefet partisi başkanı olduğumu, vatandaş olduğumu, dönemin siyasal atmosferini, polis ve askere ‘taş üstünde taş baş üstünde baş bırakmayın’ diye Meclis’ten talimat verenleri, yargıdaki siyasilesmeyi, bana, Canan Kaftancıoğlu’na, Selçuk Kozağaçlı’ya ceza veren hakimin yükselmesine bakmamış. Hakkımda ‘terörist Demirtaş diye 1.5 milyon tweet olduğuna bakmamış. Savcı, ben bu sözleri uydurdum mu yoksa somut bir olay üzerine bakarak mı söyledim, bunu incelemiş mi? Korumanız gereken şey bu alçaklığı yapanlar değil, insanlıktır.

Ben bir Kürt olduğum için yargılanıyorum. Irkçı, faşist bir çete lideri olsaydım yargılanmazdım. Yüz bin yıl yatsam söylemeye devam edeceğim. O dönemde az bile söylemişim. Beni seçen milyonlarca insan beni bu gerçekleri söylemem için seçti. Bunları söylememek alçaklıktır. Taleplerimiz meşrudur. Mahkeme benim etnik kimliğimden dolayı, siyasi kimliğimden dolayı ayrımcılığa uğramamı ortadan kaldırırsa adil bir yargılama olur.”

Bir sonraki duruşma 15 Mayıs 2024’e ertelendi.