Van’ın Çatak ilçesi kırsalındaki Görentaş Yaylası'nda 12 Ekim 1998’de çıkan çatışmada yaşamını yitiren PKK'lilerin ailelerinin, kemiklerin kendilerine verilmesi amacıyla açtığı davanın dün görülen 31'inci duruşmasında karar çıktı. Çatak Sulh Hukuk Mahkemesi'nde görülen davada, ailelerin kemiklerin kendilerine iade talebi reddedildi. Mahkeme, gerekçeli kararın daha sonra açıklanacağına ve kararın kesinleşmesi halinde adli emanette tutulan kemiklerin gömülmek üzere Çatak Kaymakamlığı'na teslim edilmesine karar verdi. Ailelerin avukatı Turan Ece, kararı Yargıtay'a taşıyacaklarını söyledi. 

NELER YAŞANDI?

Van’ın Çatak ilçe kırsalında bulunan Görentaş (Gorandeşt) Yaylası'nda 12 Ekim 1998 tarihinde askerler ile PKK'liler arasında çatışma çıktı. Resmi makamlar çatışmada 22 PKK'linin ve 14 korucunun yaşamını yitirdiğini, PKK ise 27 üyeleri ve 14 korucunun yaşamını yitirdiğini açıkladı. Korucuların cenazeleri ailelerine teslim edilirken, PKK'lilerin cenazeleri ise toplu bir şekilde defnedildi. Çocuklarının kemiklerini isteyen ve birçok girişimde bulunan aileler, 2011'de PKK tarafından konuya ilişkin yapılan açıklama üzerine bölgeye gitti. Aileler, daha sonra kemiklerin kendilerine teslim edilmesi için İnsan Hakları Derneği (İHD) Van Şubesi’ne başvurdu.

Başvuru üzerine 13 Ağustos 2011 tarihinde aileler, İHD, Van Barosu, Avrupa Parlamentosu'nun bazı üyeleri ve Latin Amerika’dan gelen adli tıp uzmanlarından oluşan bir heyet, toplu mezarın bulunduğu bölgeye yakın Andiçen Mahallesi’ni (Kelahi) ziyaret etti. Askerlerin toplu mezara gidilmesini engellemesi üzerine heyet, farklı bir toplu mezarın olduğu Görentaş (Gorandeşt) Mahallesi kırsalındaki Badılgali Yaylası'nı ziyaret etti. 

BAŞVURU AİHM'DEN DÖNDÜ

Aileler, ziyaret sonrası kemiklerin teslim edilmesi için Çatak Cumhuriyet Başsavcılığına başvurdu. Savcılık, ailelerin "toplu mezarın kamu marifetiyle açılması, DNA testinin yapılması ve teslimi” talebiyle yaptığı başvuru hakkında 24 Ağustos 2011'de "takipsizlik" kararı verdi. Aileler, avukatları Turan Ece ile Erciş Ağır Ceza Mahkemesi'ne itirazda bulundu. Bu itirazın reddedilmesi üzerine aileler, kararı Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi’ne (AİHM) taşıdı. Başvurunun geri dönmesi üzerine aileler, 30 Nisan 2013 tarihinde Çatak Asliye Hukuk Mahkemesi’ne başvuru yaptı. 

MEZARLAR FERAŞİN'E TAŞINDI

Mahkemesi, 3 Mayıs 2013 tarihinde "görevsizlik" kararı vererek başvuru için Çatak Sulh Hukuk Mahkemesi’ne işaret etti. Ailelerin, Çatak Sulh Hukuk Mahkemesi'ne yaptığı başvuru kabul edildi. Mahkeme, 16 Temmuz 2014 tarihindeki davanın 3'üncü duruşmasında toplu mezarların keşfine karar verdi. Karar sonrası 21 Ağustos 2014'te yapılan keşifte, birçok kemiğin Van-Hakkari ve Şırnak üçgenindeki Feraşin Yaylası'nda PKK'lilerin cenazelerinin bulunduğu "Şehit Mehmet Goyi Mezarlığı’na" götürüldüğü ortaya çıktı.  

KEŞİF YAPILDI

Adli Tıp Uzmanı Ümit Biçer’in de aralarında bulunduğu uzmanlar ile yapılan keşifte ulaşılan kemik kalıntıları, Adli Tıp Kurumu’na gönderildi. ATK, "kimliklendirmeye uygun" olmadığı gerekçesiyle kemik ve bulguları mahkemeye gönderdi. Aileler, yakınlarına ait olduğu belirtilen ve dosyaya eklenen fotoğraflar ile 28 Temmuz 2015'te teşhis yaptı. Aileler, yakınlarına ait olduğu belirtilen kemiklerin yeniden ATK'ye gönderilmesine rıza göstermeyerek, Feraşin'e defnedilmeleri için kendilerine verilmesini istedi.  

İKİNCİ GÖREVSİZLİK

Çatışmada yaşamını yitiren "Piling" kod adlı Abdullah Malgaz'ın ailesi, ayrıca 1998'de oğulları tarafından alıkonulduğu iddia edilen dönemin Bahçesaray Belediye Başkanı Naci Orhan'ın ifadesine başvurulmasını istedi. Aile, bu taleplerine ise, çatışma sonrası çocuklarının askerler tarafından koparıldığı iddia ettiği kafasının teşhis için Orhan'a götürülmesini gerekçe gösterdi. Ancak, Orhan'ın ifadesi almayan mahkeme 20 Eylül 2015'de bir kez daha "görevsizlik" kararı verdi. 

ORHAN'IN İFADESİ

Mahkemenin yaklaşık 3 yıl sonra böylesi bir karar vermesi üzerine dosya Yargıtay'a taşındı. Başvuruyu değerlendiren Yargıtay 20’nci Hukuk Dairesi, dosyayı Çatak Sulh Hukuk Mahkemesi’ne iade etti. Mahkeme, yeniden yapılan yargılama kapsamında 17 Ekim 2017 tarihinde Naci Orhan’ın ifadesini aldı. Orhan, kendisine böylesi bir teşhisin yaptırılmadığını iddia etti. 

Av. Ece, yargılama sürecinde Amerikan Massachusetts Amherst Üniversitesi Şiddet ve Çatışma Labaratuarının başında bulunan Antropoloji Doçenti Dr. Ventura Perez ve aynı üniversitede Siyaset Bilimi Doktora adayı Bilgesu Sümer’in hazırladığı bilirkişi raporunu dosyaya sundu. Raporda, "vatandaşların haklarının çiğnendiğine" vurgu yapıldı. 

555 BİN TL MASRAF

Mahkeme, ailelerin talebine rağmen "kamu düzenini ilgilendirdiği" gerekçesiyle kimlikleştirme için kemik ve bulguları tekrardan ATK'ye gönderilmesine karar verdi. Mahkeme, ayrıca ATK’den kimlikleştirme işleminin masrafını istedi. ATK, tüm bulgular için 555 bin 750 TL masrafın olacağını mahkemeye iletti. 

Av. Ece ise, “yargılama giderlerinin mahkemece karşılanmamasının hukuk devletinin ihlali olduğunu ve ailelerin maddi durumlarında değişme olmadığı halde mahkemenin adli yardım kararından dönmesinin kabul edilemez olduğu" gerekçesiyle masrafların mahkemece karşılanmasını istedi. Mahkeme, bu talebi de reddetti. 

Ailelerin, kemiklerin kendilerine verilmesi amacıyla açtığı davanın dün 31'inci duruşması görüldü. Av. Ece, kemiklerin tamamına yakınının Feraşin Yaylası'na götürüldüğünü anımsatarak, kemiklerin birleştirilmemesinin suç olduğunu belirtti. Av. Ece, kemiklerin teslim edilmesini istedi. Mahkeme, ise talebi reddetti. 

MA / Müjdat Can - Gökhan Altay