Hakların Demokratik Partisi (HDP) Şırnak Milletvekili Nuran İmir, Garzan Mezarlığı’ndan çıkarılan 261 cenazenin, Kilyos Mezarlığı'ndaki kaldırımın kazılarak, 18 mezarlık için açılan bir alanda üst üste gömülmesini Meclis gündemine taşıdı. Bitlis’in Yukarı Ölek kırsalında bulunan Garzan Mezarlığı’ndan çıkarılan 261 cenazenin, yaklaşık 2 yıl İstanbul Adli Tıp Kurumu’nda (ATK) bekletildiğini hatırlatan İmir, “Garzan mezarlığından 19 Aralık 2017 tarihinde 267 cenaze çıkarılarak, İstanbul ATK’ya götürülmüş. 267 cenazeden sadece 5 tanesi aileleri tarafından teslim alınarak istedikleri yerlere defin edilmişti. 11 cenazenin ise DNA eşleşmesi yapılıp aileleri tarafından alınacaktı. Ancak DNA eşleşmesi yapılan 11 cenaze dahil olmak üzere, toplam 262 cenazenin Mart 2019’da Sarıyer’de bulunan Kilyos Kimsesizler Mezarlığına defin edildiği iddia edilmişti” dedi. 

Mezarlıktan çıkarılan cenazeler için 30 ailenin DNA için başvuruda bulunduğu, 11 cenazenin eşleştiği ve ailelerine teslim edilmesi beklendiği anımsatılan önergede, konuyla ilgili Bitlis Cumhuriyet Başsavcılığı’nın İstanbul Cumhuriyet Başsavcılığı’na yazı gönderdiğinin basına yansıdığı belirtildi. 

MA'NIN ULAŞTIĞI BİLGİLER SORULDU

Mezopotamya Ajansı'ın “261 cenaze kaldırıma defnedildi” başlıklı haberinin  içeriğine yer verilen önergede, şu bilgiler yer aldı: “Fakat 18.05.2020 tarihinde basına yansıyan bilgilere göre, 261 cenazenin Kilyos Mezarlığı’nda aile mezarlıkları için ayrılan parsel ile yol arasında bulunan kaldırıma defnedildiği iddia edilmektedir. Kazılan kaldırımda 18 mezarlık için alan açıldığı ve 1’den 18’e kadar numaralandırılmış dar bir alana 261 cenazenin üst üste defnedildiği bilgisi basına yansımıştır. Cenazelerin gömüldüğü kaldırımın yaklaşık 3 metre derinliğinde kazıldığı ve sol tarafına tuğlalarla duvar örüldüğü; defin yapılan yerin üzerinin 30 santimlik beton bloklar ile kapatılarak, üstünün toprakla, toprağın üstünün de kaldırım taşlarıyla kapatıldığı ve etrafının pislik içinde olduğu iddialar arasındadır.”

Ölü bedene, ölü bedeni gömmeye, taziye kurmaya, yas tutmaya saygının, evrensel bir hak olduğunu vurgulanan önergede, “Ayrıca, dünyanın her yerinde yaşanan çatışmalarda cenazelerin alınıp defnedilmesi ahlaki bir sorumluluktur” ifadesine yer verildi. 

‘HANGİ VİCDANA SIĞMAKTADIR?’

İmir, konuyla ilgili Cumhurbaşkanı Yardımcısı Fuat Oktay'a şu soruları sordu: 

* Üç yıl boyunca bekletilen cenazelerden başvuru yapan ailelerin cenazelerinin DNA’ları neden belirlenip teslim edilmemiştir?

* Bu kadar uzun süre cenazeleri bekletmenin amacı nedir?

İstanbul ve Elazığ’da deprem İstanbul ve Elazığ’da deprem

* Üç yıllık süreç içerisinde bu cenazelerin sahiplerine ulaşmak için bir çalışma yapıldı mı? Yapılmadıysa neden yapılmadı? Yapıldıysa sonuçları nelerdir?

* Cenazelerin mezarlığın yanındaki kaldırıma toplu bir şekilde gömülmesindeki amaç nedir? Bu cenazelerin ailelerinin çoğunun başvurduğu ve DNA’ları eşleştiği halde sahiplerine verilmemesindeki amaç nedir?

* Cenazeleri üst üste yığarak beton yığınları ile üstünü kapatmak hangi hukuka, vicdana ve adalete sığmaktadır? Bu vahşeti hangi gerekçelerle açıklamayı planlıyorsunuz?

* Bunu yapanlar hakkında bir araştırma yapacak mısınız? Bu cenazelerin ailelerine nasıl bir cevap vermeyi planlıyorsunuz?”

MECLİS ARAŞTIRMASI TALEBİ

Öte yandan, HDP Milletvekili Ayşe Sürücü, Garzan Mezarlığı’ndan çıkarılan 261 cenazenin Kilyos’ta usulsüzce gömülmesi ile ilgili Meclis araştırması istedi.

Halkların Demokratik Partisi (HDP) Urfa Milletvekili Ayşe Sürücü, 2017 yılında Garzan Mezarlığı’ndan çıkarılan 267 cenazeden 261’inin İstanbul'un Kilyos semtinde, otoban kenarında üst üste usulsüzce gömülmesiyle ilgili Meclis araştırması istedi.

Önergenin gerekçesinde, defin ruhsatının bulunduğu cenazelerin mezarlarından çıkarılmasının kanuna aykırı olduğu belirtildi. Ailelerin 3 yıldır bu konuda prosedür “işkencesi” yaşadıklarının ifade edildiği önergede, “Aynı zamanda Adli Tıp Kurumu alenen hantal bir çalışma süreci işletmiş olup, aileler ülkenin dört bir yanından İstanbul’a gelip DNA örneği vermek zorunda kalmıştır. Mezar açma işleminde iş makinaları kullanıldığı için titizlikle yapıldığından şüphe ettiğimiz DNA eşleşme işlemlerinde, şuana kadar 65 başvuru olup 21 eşleşme gerçekleşmiştir” denildi.

CENAZELERE YAKLAŞIM

Önergenin devamında şunlar kaydedildi: “DNA'sı eşleşen ailelerin yaşadığı sıkıntı, cenazeleri aldıktan sonra daha da ağırlaşmıştır. Tekrar memleketlerine götürdükleri cenazeleri gömerken, kolluk kuvvetlerinin baskı ve yasaklamaları ile karşılaşmıştır. Cenazelerin yeniden defin sırasında mezar kazma, gömme işlemine dahi 1. derece akrabalar dışında yaklaşılmasına izin verilmemiş ve anne babalar kendi elleriyle evlatlarını gömmek durumunda kalmıştır. Geriye kalan tüm cenazeler ve onlara ek olarak nereden ve nasıl getirildiğini bilmediğimiz 21 cenaze daha getirilerek, toplamda 261 cenaze, basına da yansıdığı gibi kapakları kırık bir şekilde, şeffaf bir kutuya konularak İstanbul Kilyos’ta otoban bitimindeki bir duvarın dibine üst üste gömülmüştür. Cenazelere olan bu yaklaşımı kabul edilebilir görmemiz mümkün değildir.”

‘TOPLUMSAL TRAMVAYI DERİNLEŞTİRİR’

Garzan Mezarlığı’na yapılanların toplumda ciddi bir travma yarattığının belirtildiği önergede, yas ve gömülme hakkı başta olmak üzere, ciddi ihlallerin yaşandığı kaydedildi. Önergede, “Şuan da bizzat devletin cenazelerle bu kadar uğraştığı bir ülke örneği daha veremiyoruz. Ölümün politika malzemesi haline getirilmesi toplumsal travmayı derinleştirir, ortak toplumsal hafızada kopuşlar yaratır. İnsanlık tarihinden bu yana ölüye ve geride kalanın yas hakkına saygı insan olmanın en büyük göstergesidir. Bu anlayış henüz Seyid Rıza'nın mezarının saklanmasından başlayan ve hala daha devam eden bir cinnet halidir” denildi.