Aydın Efeler İmamköy Mahallesi'nde Kipaş Elektrik Üretim A.Ş. tarafından kurulan Jeotermal Enerji Santrali (JES) için Aydın Valiliği’nce 24 Temmuz 2014'te verilen Çevresel Etki Değerlendirmesi (ÇED) “Gerekli Değildir” kararının 2015 yılında öğrenilmesinin ardından İdare Mahkemesi’nde dava açıldı. Bilirkişi heyeti keşfi de yapılmasına rağmen Aydın İdare Mahkemesi 26 Şubat 2016 tarihinde davanın zaman aşımı yönünden reddine karar verdi. Bunun üzerine davayı açan 5 yurttaş adına avukat Arif Ali Cangı, Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi’nde (AİHM) başvurdu. 

HÜKÜMETİN İTİRAZLARINA RED

Davacıların JES kuyularından olumsuz etkilendiklerinin kabul edilir olduğu vurgulanan AİHM kararından, yine hükümetin "İç hukuk yolları tüketilmedi" itirazını ise "Mahkeme, idari yargıda açtıkları davanın İdare Mahkemesi tarafından süre aşımı nedeniyle reddedilmesinden sonra, başvurucuların, hem Danıştay önündeki temyiz yargılamasında hem de Anayasa Mahkemesi önündeki bireysel başvurucularında, mahkemenin süre sınırlamalarını şekilci bir şekilde yorumlaması nedeniyle mahkemeye erişimlerinin engellendiğini iddia ettiklerini kaydeder. Ancak temyiz başvuruları reddedilmiştir. Mahkeme, bu şekilde ulusal makamlara, ihlal edilen ihlali giderme fırsatı verildiği kanaatindedir. Buna göre, Hükümet’in iç hukuk yollarının tüketilmediğine ilişkin iddiası da reddedilmelidir" gerekçesiyle reddetti.

ZAMAN AŞIMI GEREKÇESİ UYGUN BULUNMADI

Başvuruyu değerlendiren AİHM kararında, mahkemeye erişim hakkının zedelendiği kararının verildiği belirtilerek, "Süre sınırlamaları ilke olarak mahkemeye erişim konusunda meşru usuli sınırlamalar olsa da, ilgili pratik koşullar göz ardı edilerek yorumlanmaları Sözleşme’nin ihlaline yol açabilir. Mahkeme, yerel mahkemelerin, idari işlemin hukuki kesinliğini sağlamak amacıyla, valiliğin ÇED’e ilişkin kararı duyurma konusundaki yasal yükümlülüğünü yerine getirmemesi ile söz konusu faaliyete ilişkin dava açma süreleri arasında bir denge kurmadığını; usuli süre sınırı kurallarının özellikle katı bir şekilde uygulanmasıyla başvurucuların aşırı bir yüke katlanmak zorunda bırakıldığını gözlemlemektedir. Sonuç olarak, yerel mahkemelerin söz konusu süre sınırlamalarını katı bir şekilde yorumlaması, başvurucuların davanın esasına ilişkin tam bir inceleme yapmalarını engellemiştir. Dolayısıyla, yerel mahkemeler, başvuruculara orantısız bir yük yükleyerek, mahkemeye erişim haklarının özüne zarar vermişlerdir" ifadeleri yer aldı. 

İHLAL KARARI

Depremin 1'inci yılı: Sözler tutulmadı, tek bir ev teslim edilmedi Depremin 1'inci yılı: Sözler tutulmadı, tek bir ev teslim edilmedi

AİHM bu gerekçelerle davanın kabul edilebilir olduğuna hükmederek, yaşanan olayda Avrupa İnsan Hakları Sözleşmesi'nin 6’ncı maddesinde yer alan “adil yargılanma hakkı”nın ihlal edildiğine karar verdi. 

DAVACI ÇETİN: YENİDEN YARGILAMA İSTEYECEĞİZ

Konuya ilişkin açıklama yapan davacılardan Efkan Çetin, kararın kesinleşmesinden sonra, davanın reddine karar veren Aydın 2’nci idare Mahkemesine başvurarak yeniden yargılama yapılmasını isteyeceklerini belirtti. Faaliyete devam eden JES'in çevresel etkilerinin denetlenmesini sağlayacaklarını söyleyen Çetin, "Bu kararla Çevre Hukuku'na önemli bir içtihat kazandırdığımız düşünüyoruz. Bundan böyle yürütülen ÇED süreçleri ya da ÇED Gerekli Değildir kararı ve öncesi süreçlerin yörede yaşayan yurttaşların öğrenmesi sağlamak ve halkın itirazlarının alınmasında Çevre Bakanlığı ve Valiliklerin daha titiz davranmaları gerekecektir" dedi.

Halkın bilgisi dışında ve kabul etmediği hiç bir projeye izin verilemeyeceğini kaydeden Çetin, "Yürüttüğümüz mücadele bugünkü ve gelecek kuşakların sağlıklı yaşama haklarını koruma mücadelesidir. Aydın'ın toprağını, havasını, ülkenin gıda deposu olan Aydın ovasını kirleten JES'ler ve diğer kirleticilere karşı toplumsal ve hukuksal mücadelemiz devam edecektir" diye belirtti.

MA / Tolga Güney