Cumartesi Anneleri/İnsanları, gözaltında kaybedilen ve katledilen yakınlarının akıbetini sormak ve faillerin yargılanması talebiyle Galatasaray Meydanı’nda 995’incisi kez bir araya geldi. Cumartesi Anneleri/İnsanları’nın yanı sıra çok sayıda hak savunucusunun katıldığı eylemde, gözaltında kaybedilenlerin fotoğrafları taşındı. Bu haftaki eylemde 14 Nisan 1995’te Wan merkezde kendi yaptırdığı camide namaz kılarken JİTEM tarafından kaçırıldıktan sonra bir daha kendisinden haber alınamayan Kadir Keremoğlu’nun (75) akıbeti soruldu.

Bu haftaki açıklamayı okuyan İHD İstanbul Şube Başkanı Gülseren Yoleri, Türkiye'de yargının bağımsız olmaması nedeniyle kayıp yakınlarının acısının her geçen gün daha da katmerlendiğinin altını çizdi.

Van'da ofisinin penceresinden aşağı düşen genç avukat hayatını kaybetti Van'da ofisinin penceresinden aşağı düşen genç avukat hayatını kaybetti

'ÖLÜM LİSTESİNDE ADI VARDI' 

10 Temmuz 1994 tarihinde JİTEM mensuplarının, “ölüm listesinde isminiz var " diyerek Keremoğlu ailesinden haraç istediğini aktaran Yoleri, “İstenen parayı İstanbul, Çatalca'da bir adrese getirmeleri söylendi. Aile, polise ve savcılığa başvurarak suçüstü yaptırdı; haraç almaya gelen 4 kişi tutuklandı. Tutuklananlardan biri de JİTEM elemanı Alaattin Kanat'tı. Bu olaydan sonra Keremoğlu ailesi, JİTEM bağlantılı çetenin hedefi oldu ve tehditler arttı” şeklinde konuştu. 

JİTEM TARAFINDAN KAÇIRILDI

Keremoğlu’nun 14 Nisan 1995 tarihinde Wan’da kendisinin yaptırdığı Keremoğlu Cami’de namaz kılmaya gittiği sırada 01 EA 600 plakalı Beyaz Toros'la kaçırıldığını belirten Yoleri, süreci şöyle aktardı: “Keremoğlu’nu otomobile bindirenlerin arasında JİTEM'le irtibatlı Şehmus Durak isimli şahıs da vardı. Beyaz Toros'a iki otomobil daha eşlik ediyordu. Aile yaptığı araştırma sonucunda, kaçırıldıktan sonra Keremoğlu’nun ‘Yeşil’ kod isimli Mahmut Yıldırım'a teslim edildiğini, önce Van JİTEM merkezine, daha sonra da Van Jandarma Alay Komutanlığı'na götürüldüğünü öğrendi. Ayrıca kaçırma olayına karışan JİTEM’le ilişkili şahısların kimlik bilgilerine de ulaştı. 22 Nisan 1995 tarihinde aileyle görüşen ve kendisini özel harp dairesi mensubu olarak tanıtan kişi ‘babanızı bırakmak için 750.000 Mark istiyoruz’ dedi. Bunun üzerine aile, Emniyet Genel Müdürü Mehmet Ağar ile görüştü. Bu görüşmeden hemen haberdar olan aynı kişi aileye ‘babanız ölmüş bilin’ dedi.” 

ADLİ VE ASKERİ BAŞVURULAR SONUÇSUZ BIRAKILDI

JİTEM'le irtibatlı Şehmus Durak'ın eşinin yaşanılanlardan dolayı duyduğu vicdan azabı nedeniyle Keremoğlu ailesiyle iletişime geçtiğini belirten Yoleri, “Durak’ın eşi, Keremoğlu’nun kendi evlerinde Yeşil kod adlı Mahmut Yıldırım tarafında infaz edildiğini ve olaya kendisinin ve kayınvalidesinin de tanık olduğunu söyledi. Olay, 25 Aralık 1996 tarih ve 285 sayılı Aktüel Dergisi'nde kapak oldu. Aile ile fidye pazarlığı yapan Nafiz Karacan'ın fotoğrafı, 1 Ocak 1997 tarihli Aktüel Dergisi’nin 286. sayısında ‘İşte fidyeci Özel Harpçi’ başlığıyla yayınlandı. Keremoğlu’nun oğullarından biri, 13.01.1997 tarihinde TBMM Susurluk Araştırma Komisyonu'na gidip ifade verdi ve olayı detaylarıyla anlattı. Emniyet, adli ve askeri makamlara başvuran aile bir sonuç alamadı” ifadelerini kullandı.

DAVA AİHM'E TAŞINDI

Adliyeler arasında gidip gelen dosyada Keremoğlu’nun akıbetinin açığa çıkarılması ve sorumlu olanların cezalandırılmasını sağlayacak nitelikte bir yargılama faaliyetinin yürütülmediğini kaydeden Yoleri, “Yargısal yolların tüketilmesi üzerine dava 2015 yılında Anayasa Mahkemesi'ne taşındı. Anayasa Mahkemesi de başvuruyu reddederek iç hukuk yollarını tamamen kapattı. Aile AİHM'e başvurdu. Bir kez daha Keremoğlu’nun mezar yerinin açıklanmasını, onu kaybedenlerin yargılanarak cezalandırılmasını talep ediyoruz” dedi.

Eylem, meydana karanfil bırakılmasının ardından son buldu.