Wan’da Çevre Tarihi Eserleri Koruma Araştırma ve Geliştirme Derneği (ÇEVDER), “21 Mart Dünya Ormancılık Günü” dolasıyla yazılı açıklama yayınladı. Açıklamada ormanların; enerji, madencilik, mega projeler, endüstriyel tarım gibi faaliyetlerle, rant uğruna yok edildiği belirtilerek, “Orman idaresi, orman ekosistem değil, kereste gözüyle görüyor. İklim krizine karşı en önemli karbon yutak alanı olan ormanlarımızdan tek bir dalın dahi kopartılmasına tahammülümüz yok” denildi.

‘Kanunlarda değişiklikler ormanları yok ediyor’

Küresel olarak gerçekleştirilen orman tahribatlarının, iklim krizi ve biyolojik çeşitlilik kaybının ana nedenlerini oluşturduğu belirtilen açıklamada, orman alanlarında madencilik, enerji, turizm, ulaşım, alt yapı yatırımları gibi ormancılık dışı uygulamalar için verilen izinlerin, orman varlıkları için tehlike oluşturduğu kaydedildi. Ormancılık dışı uygulamalar için verilen izinler orman tahribatına neden olduğu belirtilen açıklamada, “Biyolojik çeşitliliğin azalmasına neden olan parçalanmayı da artırıyor. Ormanlarda, 2012-2020 yılları arasında madencilik, enerji ve diğer kullanımlar için verilen izinlerin miktarı 450 bin hektarı geçti. Bu oran, aynı dönemde yanan 87 bin 342 hektar orman alanının yaklaşık 5 katını oluşturuyor. Son yıllarda Turizmi Teşvik Kanunu’ndaki değişiklikler ile Orman Kanunu’na eklenen EK-16 maddesi ile yasalarda orman tahribatına neden olan uygulamaların kapsamının daha da genişletilmesi orman varlığı için büyük risk oluşturuyor” ifadelerine yer verildi. 

Valilik, Van ve ilçelerinde 3 günlük yasak kararı alındığını duyurdu Valilik, Van ve ilçelerinde 3 günlük yasak kararı alındığını duyurdu

‘Bölgede çıkartılan yangınlar söndürülmüyor’

Açıklamanın devamında: “İlimizde orman yetersizliği, bölgedeki mevcut ormanların yakılması ve birçoğunun söndürülmesine müsaade edilmemesi ve her yıl popülist söylem ve uygulamalarla maalesef orman yerine yalnızca tabelası kalıyor. Daha önce oluşturulan orman alanların korunmadığı, mevcutların ağaç ölümüne terk edildiği, kent ormanı ve benzerlerin yok olduğu, zaten yok denecek derecede olan orman alanların korunmadığı ve geliştirilmediği, orman yerine geçecek sazlıkların korunamadığı sazlık alanlarla ilgili yanlış algılar yaratılarak; ‘(bataklık) kurutulmalı’ gibi söylemlerle sazlıkların imara açılması ya da tarım alanı olarak değiştirilmesi, yol yapılması, dolgu yapılması vb . Uygulamalardan dolayı sazlıklarda bitme noktasına getirilmiştir. Sazlıkların, biyolojik arıtma işlevini görmesi binlerce canlıların üreme alanları olması ve en önemlisi ormandan daha fazla oksijen sağlandığı halde korunmaması ve orman alanlarının geliştirilememesi ormana ve sazlıklara verilen önemin ölçüsüdür” denildi.