İçişleri Bakanı Süleyman Soylu, Surp Krikor Lusavoriç Ermeni Kilisesi’ne saldıran ve Hrant Dink Vakfı’nı ölümle tehdit eden kişilerin yakalandığı ileri sürdü.  Soylu, “Kuzguncuk’ta kilisenin haçını kıran provokatör 24 saatte, Hrant Dink Vakfı’na tehdit maili atan provokatör hemen yakalandı. Provokasyona izin vermeyiz!” açıklaması yaptı.

Hrant Dink Vakfı tarafından tehdit eden kişinin yakalandığına dair bir açıklama henüz yapılmadı.

Binler İstasyon Meydanı'nda: Eşitlik ve barış istiyoruz Binler İstasyon Meydanı'nda: Eşitlik ve barış istiyoruz

İstanbul Kuzguncuk Surp Krikor Lusavoriç Ermeni Kilisesi’nin iki gün önce kapısındaki haç kimliği belirsiz bir kişi tarafından yerinden sökülmüş. Hrant Dink Vakfı, dün bir basın açıklaması yaparak e-posta yoluyla ölüm tehdidi mesajları aldıklarını duyurmuş, “Bir gece ansızın gelebiliriz” ifadesini de içeren mesajda, Hrant Dink’in eşi Rakel Dink ve dernek avukatının da ölümle tehdit edildiği belirtilmişti.

NE OLMUŞTU?

Hrant Dink Vakfı, e-posta yoluyla gelen bir ölüm tehdidini kamuoyu ile paylaşmış, konuyla ilgili Şişli Emniyeti ve İstanbul Valiliğinin bilgilendirmişti. Vakfın açıklamasında "Tehdit, Hrant Dink Vakfı’nı 'kardeş masalları' anlatmakla itham ediyor, ülkeyi terk etmemizi talep ediyor, Rakel Dink’i ve avukatımızı ölümle tehdit ediyor" denilmişti.

Hrant Dink Vakfı'nın açıklamasında şu ifadelere yer verilmişti:

"27-28 Mayıs 2020 tarihlerinde Hrant Dink Vakfı’na email yoluyla yazılı ölüm tehdidi ulaştığını kamuoyuyla paylaşmak istiyoruz. Şişli Emniyeti ve İstanbul Valiliği’ne durumu yazılı olarak bildirdik. Hrant Dink’in 19 Ocak 2007’de resmi kurumların bilgisi dahilinde, herkesin gözü önünde öldürülmesinden önce de duymaya aşina olduğumuz ve bugünlerde marifet sayarak kimi çevrelerce sıkça tekrarlanan 'Bir gece ansızın gelebiliriz' sloganını da içeren tehdit, Hrant Dink Vakfı’nı 'kardeş masalları' anlatmakla itham ediyor, ülkeyi terk etmemizi talep ediyor, Rakel Dink’i ve avukatımızı ölümle tehdit ediyor.

Son dönemde yükseltilmesinde sakınca görülmeyen ırkçı, ayrımcı, nefret dili ancak bu tür korkunç yaklaşımları tetikler, cesaretlendirir, azmettirir. Her vatandaşın eşit, özgür ve adil yaşamasını sağlamak için çalışmak Türkiye’de siyaset yapan tüm kesimlerin görev ve sorumluluğudur. Oluşturulan iklimin ciddiyetini vurgulamak ve tüm yetkililere sorumluluklarını hatırlatmak üzere bu talihsiz duyuruyu yapmanın da bizim görevimiz olduğu kanaatindeyiz.

2007’den sonra daha adil, özgür, eşit bir Türkiye’ye katkı sunmak için kurulan ve o günden beri çalışmalarını bu yönde sürdüren Hrant Dink Vakfı olarak; tüm farklılıkların bir arada yaşadığı, ifade özgürlüğünün sonuna kadar kullanıldığı bir ülkeye kavuşma hayaliyle, ayrımcılıkla mücadele etmeye devam edeceğimizi saygıyla duyururuz."