Ağır hasta tutsak Abdurrahman Çağan’ın serbest bırakılması talep edildi
Ağır hasta tutsak Abdurrahman Çağan’ın serbest bırakılması talep edildi
İçeriği Görüntüle

Danimarka'da Kopenhag Eyalet Mahkemesi tarafından Kürt televizyonları MMC, Nuçe ve Roj TV'nin yayın lisanslarının iptal edilmesi ve 5 Milyon Danimarka Kronu para cezası verilmesine dönük alınan karara, yurttaşların tepkisi dinmek bilmiyor. Ercişliler, başlatılan barış sürecinde en çok ihtiyaç duyulan Kürt basınına yapılan bu girişimin barışa yönelik bir saldırı olarak ahlak dışı olduğu görüşünde. Kürt basının cesur habercilik anlayışı ile sorunlara ayna tuttuğunu dile getiren Ercişliler, Kürt basının etkilisizleştirmeyi amaçlayan bu kararın barışın sağlanması konusunda kendilerini endişelendirdiğini ifade etti.

'Bu Karar Rasmussen'le Erdoğan'ın pazarlık sonucudur'

Avrupa'nın ikiyüzlü politikayla işlerine geldiğinde Kürtlere destek verdiğini ifade eden yurttaşlardan Alparslan Bütün, hiç kimsenin Kürtlerin sesini susturamayacağını dile getirdi. Bütün, karara dönük tepkisini "Kürtler 30 yıllık bu savaş sürecinde hiçbir güce boyun eğmedi. Kendi ihtiyaçlarını karşılayacak konumu aldı. Alınan karar Kürt halkını barış inancında soğutmaya yönelik ve barış mücadelesinin sesini kısmaya yöneliktir. Ne Danimarka, ne de satılık başka güçler Kürt halkının sesini kısamayacak, aksine Kürt halkının yıllardır güçlü direnişine karşı diz çökecektir" ifadeleriyle gösterdi. Kararın Danimarka ile Türkiye arasındaki bir pazarlık neticesinde olduğunu kaydeden Bütün, "Yıllardır Kürtleri asimile etmek, halkı taleplerini yıldırmak için çok çeşitli pazarlıklar yapıldı. Yapılan diğer bütün pazarlıklarda olduğu gibi bu pazarlıkta Türkiye'nin zararınadır, çıkarına değildir" dedi.

Kürt televizyonların kapatılması savaşa hazırlıktır'

Roj, Nuçe ve MMC televizyonlarına yönelik kararın siyasi çıkarlara dayalı bir karar olduğunu görüşünde olan Murat Keser isimli yurttaş da, "Bu ülkede ne zaman barış kararları alındıysa buna yönelik saldırılar oluyor" sözleriyle tepkisini gösterdi. Hükümetin barış sürecinde samimi olmadığını altını çizen Keser, "Bir yandan barış süreci diyorlar, diğer yandan ise PKK'nin attığı hiçbir adıma cevap vermeyerek aksini yapıp savaş yatırımlarını güçlendiriyorlar. Kürt televizyonları ve basınına yapılan saldırının barışa yapılan saldırı olarak değerlendiriyoruz. Başlatılan bu süreçte Kürt basının emekleri çok büyük. Bu emekler gözardı edilmemeli ve barış konusunda bir samimiyet varsa Kürt televizyonlarının kapatılmasının önüne geçilmedir. Çünkü halk barış ile ilgili en iyi gelişmeleri kendi televizyonlarında izliyor. Ve kendi televizyonlarının yaptığı cesur haberlerle ikna oluyor" dedi. Keser, kendileri açısından Kürt televizyonlarının kapatılmasının savaşa yapılan hazırlık ve savaşa hizmet anlamı taşıdığını söyledi.

'Bu karar kirli savaş politikalarına hizmet eden karardır'

Şirin Sakur isimli yurttaş da, bu televizyonların Kürt halkının dili ve gözü olduğunu vurgulayarak, Kürtlerin yıllar önce kendi seslerini duyurmak amacıyla binlerce bedel vererek bu yayınları açtığını kaydetti. Kürt basının, türlü zorluklar ve bedeller sonucu oluştuğunu dile getiren Sakur, "Bizim için basınımız kutsal niteliktedir. Bu anlamda Danimarka kutsal değerlerimize saldırmıştır. Bu af edilecek veya kabul edilecek bir durum değildir. Bu alınan karar kirli savaş politikalarının aldığı kirli bir oyundur" dedi. Bu kararları alanların demokrasiden ve insan haklarından söz etmek gibi bir hakkı olamayacağını belirten değerlendiren Fevzi Can isimli bir diğer yurttaş ise, barışa destek olması gerekirken Danimarka'nın bu kararı almasının kendilerini hayal kırıklığına uğrattığını söyledi. Can, şunları söyledi: "Böyle bir kararın Kürtlere yönelik nefret kararı olduğu açıkça ortadır. İnsan hakkı tellahlığı yapanların bugün Kürtlerin yayın özgürlüğü haklarına saldırması gerçek kimliklerini açığa çıkarmıştır. Alınan bu kararın Avrupa demokrasisine vurulmuş bir darbe olduğu bilinmelidir. Yaşanan durumun kabul edilecek bir tarafı yok, bunu kabul etmiyoruz."

Konu Kürtler olunca düşmanlar dost oluyor'

Bundan aylar önce peygamber efendimize hakaret içerikli karikatürleri ile gündeme gelen ve bu karikatürler için hiçbir önlem almayan Danimarka'ya düşman kesilen Türkiye'nin, konu Kürt düşmanlığı olunca Danimarka ile dost kesildiğinin altını çizen Can, Türkiye Başbakanı Erdoğan'a seslenerek, "Hani Danimarka'ya dine ve peygambere hakaret eden bir karikatürler yayınlandı diye düşman kesilmiştiniz, bütün ticari ilişkilerinizi keseceğinizi duyurmuştunuz. Sorun Kürt halkının basın özgürlüğü ellerinden alınmaya gelince dostu oldunuz. Kürtlere verilecek darbeler karşılığında dininizden vazgeçecek kadar aciz misiniz? Yaşananlar şu gerçeği açığa çıkardı ki din sizin için bir araçtır, bu durum bunu açığa çıkardı" diye konuştu.

Danimarka'nın aldığı bu karara karşı Kürtlerin sessiz olmayacağı yeni alternatifler geliştirerek televizyonlarını yeniden kuracaklarını ifade eden Can, "Kürtler kendilerini külünden yaratmasını öğrenmiş bir halktır. Aldığınız bu kararlar size yüzünüz ne kadar kara olduğunu gösterecek. Kürtler ise yeni televizyonları ve mücadele biçimleri ile onurlu duruşlarından söz ettirecektir" dedi.