Halkevleri, "Güvenceli çalışmak insanca yaşamak istiyoruz" kampanyasını Genel Merkez’de gerçekleştirdiği açıklama ile duyurdu. Ücretsiz izin, yoksulluk, salgın ve işsizlik sorunlarına dikkat çekilen açıklamada, "Güvenceli çalışmak insanca yaşamak istiyoruz" afişleri taşındı. Açıklamada konuşan Halkevleri Genel Sekreteri Mustafa Eberlikose, "Nerde bir haksızlık varsa bunun karşısında olacağız, arkadaşlarımızın dostlarımızın eşimiz ve çocuklarımızın ölmesini istemiyoruz. Bu kampanya buna ilişkin yapılmış bir kampanyadır" dedi.

Kampanyanın detaylarını açıklayan Genel Başkan Nebiye Merttürk de, koronavirüsün (Kovid-19) "işçi sınıfı hastalığı" haline getirildiğini belirterek, "Bir yanımızda salgın hastalığın bulaşma riski diğer yanımızda salgınla birlikte saldırganlığı giderek artan neo-liberalizm ve onun uygulayıcısı bir iktidar var. Salgından kendimizi korumayı başarsak bile ya bir iş cinayetinde ya bir erkek şiddetinde ya da tahrip olan doğanın bir doğal afetinde ölmeye devam ediyoruz" diye konuştu. 

‘İŞÇİLER AÇLIĞA MAHKÛM EDİLİYOR’

Pandemiyi kendi iktidarını ayakta tutmak için fırsata çeviren bir iktidarla karşı karşıya olduklarını söyleyen Merttürk, "İktidarın uyguladığı politikalar sonucu pandemi bir işçi sınıfı hastalığı haline gelmiştir. Salgın en çok işçilerin, yoksulların yaşadığı mahallelerde yaygın haldedir. AKP, pandemi döneminin başından beri çıkardığı yasa, yönetmelik ve KHK’larla patronların yanında olduğunu gösteriyor. İşsizliğin giderek büyümesine rağmen istihdamı artırmaya yönelik hiçbir politika uygulanmıyor. Kısa çalışma ödeneği bile fazla görülüyor, ücretsiz izin dayatması ile işçiler açlığa mahkûm ediliyor" dedi.

‘SAĞLIK VE EĞİTİMDEKİ SORUNLAR ARTIYOR’

Merttürk, sağlık ve eğitimde yaşanan sorunlara ise şu şekilde değindi: "Hastanelerin yoğun bakım ünitelerinin yetersizliği kabul edilmiyor. Hastalar evlerde tedavi ediliyor. Sağlık çalışanları arasında ayrım yapılıyor. Sağlık çalışanlarının kendilerini koruması için yeterli tedbirler alınmıyor. Her gün bir sağlık çalışanını kaybediyoruz. Eğitimde ise eşitsizlik, adaletsizlik var. Parası olan eğitim hizmetlerinden yararlanabilirken yoksul halkın çocuklarının geleceği adeta yok ediliyor. Özel sektörde çalışan öğretmenlerin çalışma koşulları her gün biraz daha zorlaştırılıyor."

'SAVAŞ POLİTİKALARI BİR YÖNETİM BİÇİMİ OLDU’

Pandemi başladığından bu yana 100’den fazla proje için ÇED onayının verildiğini kaydeden Merttürk, "Kapatılması gereken termik santraller iktidar açısından adeta görünmez oldular. Akkuyu’daki nükleer santral inşaatı ise işçilerin ölümleri göze alınarak devam ettiriliyor. Hukuken tıkanan projelere Cumhurbaşkanı bizzat müdahale ederek şirketler için acele kamulaştırma yaparak köylülerin topraklarını gasp ediyor. Diğer bir yandan ise içeride ve dışarıda savaş politikaları ara vermeden sürdürülüyor. Türkiye’de yaşayan halklar arasında düşmanlığı artırmaya yönelik politikalar izleniyor. Bu yetmiyormuş gibi Ortadoğu’da, Libya’da, Azerbaycan’da, Kıbrıs’ta savaş kışkırtılıyor. Yoksul halkın çocuklarının canları ve kanları üzerinden rant peşinden koşuluyor. Katliamlar ve savaş politikaları bir yönetim biçimini almış durumda" ifadelerini kullandı. 

Konuşmanın ardından Merttürk, kampanya kapsamında şu talepleri sıraladı:

"* Kovid-19 tüm insanlar için yaşamsal bir tehdittir. Sadece çocuklara ve risk grubundaki insanlara sağlanacak koruma ayrıcalıklarına tahammül edebiliriz. Geri kalan herkes için hastalık riski eşitlenmelidir.

* Derhal günlük çalışma süresi 4 saate düşürülmeli, işçinin net ücretinde hiçbir eksiltmeye gidilmemeli, istihdam artırılmalıdır. Vardiyaya bölünebilecek bütün işler 4 saat olarak vardiyalandırılmalı, işe başlangıç saatleri sektör sektör farklılaştırılmalı, işçiler için ulaşım parasız hale getirilmelidir.

* İşten çıkarma tam olarak yasaklanmalı; işçiler, çalışma süreciyle bağlantılı her hangi bir durumda COVİD-19 riskiyle karşı karşıya kaldıklarında kıdem tazminatlarını alarak istifa edebilmelidir.

*Ücretsiz izin işçinin rızasına bağlanmalıdır. Kısa çalışma ödeneği ve ücretsiz izin desteği en az asgari ücret seviyesinde tutulmalı ve geçen süre prim gününe eklenmelidir.

* Uzaktan eğitime erişim şartları tüm öğrencilere sağlanmalı, okullarda yüz yüze eğitimin başlaması için gerekli bilimsel önlemler bir an önce alınmalıdır.

*Kültür, sanat ve eğlence gibi pandemide çalıştırılmayan emekçilere destek sağlanmalıdır.

* Hasta, yaşlı, çocuk bakımı ve eğitim gibi temel hizmetler pandemi koşullarına uygun şekilde kamusallaştırılmalıdır, kadınlar üzerindeki bakım emeği yükü kaldırılmalıdır.

* Kadınların ücret ve gelir düzeyi en az erkeklerin gelir düzeyine getirilmelidir.

* Kovid-19 her sağlık çalışanı için 'meslek hastalığı', fiilen iş yerinde çalışan her işçi için de 'iş kazası' sayılmalıdır."