Halkların Eşitlik ve Demokrasi Partisi’nin (DEM Parti) seçim çalışmaları kapsamında Şırnak'ta bulunan siyasetçi Leyla Zana, DEM Parti seçim bürosunda halka seslendi. 31 Mart seçimlerine ilişkin konuşan Zana, "Bu dönemim hassasiyetini biliyorsunuz. Botan kendi başına bir örnektir. Dışarda olan kim varsa onlara seslenmelisiniz. Herkesin buraya gelmesi lazım. Zaman, Botan zamandır" dedi.
Zana, programının ardından kent merkezine geçti. Zana kent merkezinde önce DEM Parti İl Örgütünü ziyaret etti. Zana’yı DEM Parti il binası önünde yüzlerce kişi meşalelerle karşıladı. Halkla selamlaşan Zana, beraberindeki kitleyle Uludere Caddesi üzerinden yürüyüşe geçti. Ömer Kabak Meydanı’ndan Gazipaşa Mahallesi Yeni Çarşı Caddesi’ndeki seçim bürosuna yürüyen kitle, burada halay, slogan ve tezahüratlarla DEM Parti'ye destek verdi.
'SEÇİMLER VARLIK YOKLUK MÜCADELESİDİR'
Leyla Zana, konuşmaya başlamadan önce beyaz tülbentli anneleri kitlenin önüne çağırdı. 1991 yılında Şırnak'a geldiğini ifade eden Zana, “O zaman geldiğimizde 18 kişiydik ve aralarında tek kadın bendim. Şimdi meydanlarda kadınların sayısını görüyorsunuz” dedi. Kadınların özgürleşmeden toplumun özgürleşmeyeceğini dile getiren Zana, “Şırnak 91’in sıcaklığıyla sizi selamlıyorum. Birlik ve beraberlikle selamlıyorum. Bu coşkunuz için teşekkür ederim. Bazıları diyor Şırnak, eskisi gibi coşkulu değil. Şimdi görüyorum daha da coşkulu” diye konuştu.
Seçimlerin kendisi gibi yaşı büyük insanlar için bir üniversite olduğunu vurgulayan Zana, “Gençler içinde ilkokuldur. Çünkü seçimler bizim için sadece belediye seçimi değildir. Seçimlerde, egemenlere karşı varlık ve yokluk mücadelesi veriyoruz. Bunun için kimse özgür irademize göz koymasın. Şırnak'ı vermeyeceğiz. Şırnak bizim evimizdir. Şırnak bizim için çok önemlidir. Şırnak direniştir, Botan’ın sıcaklığıdır. Şırnak annelerin sıcaklığı ve özgürlüğüdür. Bunun için Şırnak'ı kimseye vermeyiz” diye belirtti.
'KÜRT AKLI OLMADAN HİÇBİR ŞEY YAPAMAZLAR'
“Bizimle dalga geçiyorlar. Bizim, kendimizi yürütemeyeceğimizi söylüyorlar” diyen Zana, “Bugün bakanlarının yarısı Kürt’tür. Kürt aklı olmazsa hiçbir şey yapamazlar. Önce kendilerini yürütsünler sonra konuşsunlar. Bizim yolumuz 3’üncü yoldur. Hakikat yoludur. Buyurun onlarda gelsin bizim yolumuzda yürüsünler” çağrısında bulundu.
Farklı nedenlerle Şırnak dışında olan seçmenlere seslenen Zana, şöyle devam etti: “Şırnak'tan sesleniyoruz. Dışarda yaşayanlar iradelerine sahip çıksınlar. Egemenler, Kürt halkını kendilerine köle olarak görüyorlar. Bizler kimsenin kölesi değiliz. 100 yıldır bizleri yok sayan bir politikaları var. Emeğimizi, toprağımızı, suyumuzu almışlar. Şimdi elimizde kalan tek şey irademizdir. Ona da göz dikmişler. Asla ama asla irademizi size vermeyeceğiz.”
'BİR KERE DE SİZ KÜRTLERE OY VERİN'
Muhalefet ve iktidarın halka verebileceği bir umut ve vaadin kalmadığını sözlerine ekleyen Zana, şunları ifade etti: “Görüyorsunuz, muhalefetten bin bir farklı ses çıkıyor. Topluma verecekleri bir umut ve vaat yok. İktidar da aynı durumda. Bazı hırsızlarda işin içine girmiş işin kaymağını yiyor. Hırsızlar çalıyor halk eziliyor. Zehirli dilleriyle toplumu ayrıştırıyorlar. Yine birlik ve beraberlik diyen Kürtlerdir. İstanbul, Mersin bilmem nerede bize versinler diyorlar. Neden size verelim? Kime ne borcumuz var? Asıl sizlerin Kürtlere borcu var. Bir kere de siz Kürtlere verin. Her sıkışıklıkta size el atan Kürtlere bu sefer siz verin.”
‘DEM PARTİ BİR AİLEDİR’
Devlet aklının Kürt halkı üzerinde sistematik inkar politikasına başvurduğunu hatırlatan Zana, sözlerine şöyle devam etti:
“Bir kardeşi doyurup diğeri aç bıraktılar. Birini kendilerne çekip diğerini ittiler. Artık yeter. Sizin yalanlarınıza inanacak Kürt kalmadı. Kurdistan nüfusunun yarısı Türkiye metropollelerindedir. Halkımız, Kurdistan toprağı yetmediği için gitmedi. Devlet, onları göçe zorladırlar. Kürt halkının iradesini yok etmek için 50 yıllık plan yaptılar. Artık yeter. Her bir Kürt önce yanındakinin elini tutacak. Aile olacağız. En büyük ailemiz DEM Partisidir. Milyonlarca bir aileyiz. Kimseye karşı değiliz. Bizlerde bütün halklar kadar değerliyiz. Kimsenin üstünde ya da altında değiliz. Eşitiz.”
‘TOPLUMU NE HALE GETİRDİNİZ’
İktidara da seslenen Zana, şunları söyledi: “Ülkeyi çürüttünüz. Yazıklar olsun. 70 yaşındaki insan ekmez kuyruğuna giriyorsa bu bir utançtır. Bu utanç, halklarımıza ait değil. Bu utanç bir avuç insanın herkesin rızkına göz dikmesinden kaynaklıdır. Vicdan diye bir şey var. Zulümden şikayet edip zulme göz yumanlara sesleniyorum. Bir işçi sadece kirasını ödeyebiliyor. Memur aldığı maaşın büyük bir bölümünü elektrik ve kiraya veriyor. Bunun sorumlusu bizzat ülkeyi yönetenlerdir. 15 yıl önceki söylemlerinize bir bakın. Ne vaatlerle geldiniz. Toplumu ne hale getirdiniz. İnsanlar açsa ve siz toksanız orada zulüm var. Bu insanların haklarını bütün bu ağır yüke rağmen biz savunacağız. Çünkü biz insanız.”
'DEMOKRATİK VE BARIŞÇIL BİR ŞEKİLDE ÇÖZÜME İHTİYAÇ VAR'
“Yüreğimiz yanıyor” diyen Zana, sözlerini şöyle tamamladı: “Artık yüreğimiz yanmasın. Demokratik ve barışçıl bir şekilde çözüme ihtiyaç var. Birliğinize, ittifakınıza inanın. Kazanacağız. Eğer ömrümüz yetmezse çocuklarınıza inanın. Ama inanıyorum ki kazandığımızı görmeye ömrümüz yetecek. Olumsuz sözlere kulaklarınıza kapatın. Bizim olan olumlu konuşur. Olumsuz konuşan, bizden değildir.”
Yapılan konuşmaların ardından kitle Yeni Çarşı Caddesi’ndeki esnafları ziyaret etti.
Mezopotamya Ajansı