Koronavirüs salgınında turizm mevsiminin açılmasıyla birlikte 1 Temmuz’da tüm kısıtlamalar kaldırıldı. Kısıtlamaların kaldırıldığı gün koronavirüs nedeniyle 42 kişi yaşamını yitirirken, 5 bin 288 vaka tespit edildi. 13 Temmuz’da açıklanan verilere göre ise ölüm sayısı 46’ya ulaşırken vaka sayısı yaklaşık bin artış ile 6 bin 285’e ulaştı. Öte yandan 13 Temmuz itibari ile 18 yaş üstü bir doz aşı olmuş kişi oranı yüzde 61, ikinci doz aşı olmuş kişi oranı ise yüzde 29 olarak açıklandı. 

İstanbul Tabip Odası Yönetim Kurulu üyesi Prof. Dr. Rukiye Eker Ömeroğlu, vaka ve ölümlerin yeniden artışa geçmesi, aşılama süreci ve aşılara ilişkin kaygılar ile Delta varyantı gibi güncel tartışmalara ilişkin değerlendirmelerde bulundu.  

VAKALAR YÜKSELİŞTE

Vaka sayılarının artışına, ani ve kontrolsüz açılma ile sosyal hareketliliğin artışının neden olduğunun altını çizen Ömeroğlu, turizm mevsimi nedeniyle iktidarın yeniden kapanma ve kısıtlama tedbirlerini hayata geçirmeyeceğini tahmin ettiğini söyledi. Ömeroğlu, vaka artışlarının devam etmesi halinde Eylül ayı civarında yeni bir pik yaşanma olasılığının yüksek olduğunu kaydetti. 

DELTA VARYANTI TEHLİKESİ

Turizm ve göç dalgaları nedeniyle yaşanan hareketliliğin Delta varyantının yayılması gibi bir tehlike arz ettiğini ifade eden Ömeroğlu, “Özellikle Rusya’da Delta varyantı vakaların yüzde 90’ını oluşturuyor ve günlük vaka sayıları da oldukça yüksek. Oradan Türkiye’de zaman zaman günde 40 uçak geldiğini biliyoruz. Öte yandan göç dalgası nedeniyle Afganistan’dan çok fazla insanın İran yoluyla Türkiye’ye geçtiğini biliyoruz. İran’da da günlü vaka sayıları 30 binlerde ve Delta varyantının yoğun olduğunu biliyoruz.  Hem turizm hem de doğudaki göç dalgasından gelen kişilerin Delta varyantını yaymaları mümkün.”

Delta varyantının pek çok ilde görülmeye başlandığını hatırlatan Ömeroğlu, Ağustos-Eylül aylarında vakaların yüzde 60’nın Delta varyantından kaynaklı olabileceği uyarısında bulundu.

AŞIYA GÜVENSİZLİĞİN NEDENLERİ

Aşılara karşı kaygılara ilişkin de değerlendirmelerde bulunan Ömeroğlu, “Aşı çok hızlı bulundu. Birçok insan bunu tıbbi ve bilimsel bulmuyor. Paranoyak düşünceler var. 'İçine çip yerleştirilmiş' ya da 'vuran kişi bir süre sonra ölecek' Kısırlık gibi iddiaları var. Herkes bir iddiada bulunuyor. Başta, Sağlık Bakanı Biontech için 'ne olduğu bilinmeyen bir aşı' demişti. Biontech’e karşı öyle bir önyargı oluşmasına sebep oldu. Sonra da Coronavac’ın koruyuculuğunun çok iyi olmadığı konuşulmaya başlandı. Bizzat da bu işi yönetenler tarafından yapılan konuşmalar güvensizlik yarattı diyebiliriz” diye konuştu.

SAYILAR GİZLENİYOR

Türkiye’de pandemiden kaynaklı ölüm sayısının 150 bin civarında olduğunu belirten Ömeroğlu, gerçek sayının resmi rakamların 3 katı olduğuna dikkat çekti. Ömeroğlu, önümüzdeki süreçte de gerçek verilerin iktidar tarafından gizlenmeye devam edileceğini belirterek, “Ama önceki yıllara göre ölüm oranlarına baktığınız zaman gerçek ortaya çıkıyor. Ölüm, illa kayıt altına alınması gereken bir durum. Dolayısıyla o rakamları ne kadar gizlemeye çalışırsanız çalışın, yapamazsınız. Çünkü olağandışı ölümleri açıklamak için ciddi başka bir sebebin olması lazım. Olmadığına göre bu işin pandemiden kaynaklı olduğu çok açık” dedi.

BİRİNCİ SORUMLULUK: AŞI

Aşılamanın artması ve vaka sayılarının görece düşmesi ile ortaya çıkan rehavetin kesinlikle sonlanması gerektiğini söyleyen Ömeroğlu, kişisel koruma tedbirleri, fiziki mesafe, el ve vücut hijyeni gibi durumlara dikkat edilmesi gerektiğini vurguladı. Rehavetle birlikte rakamların artabileceğini ve yeni kısıtlamaların gelebileceğine işaret eden Ömeroğlu, "Ekonominin durumu zaten ortada. Yeniden kapanmalarla pek çok alanda çalışanlara çok sıkıntılar yaşatılabilir. Onun için birinci sorumluluğumuz aşı olmak, ikinci sorumluluğumuz ise önlemlerimizi devam ettirmek” ifadelerinde bulundu.

MA / İdris Sayılğan