HABER: İdris YILMAZ www.haberercis.com
TUHAD-DER Erciş Temsilciliği öncülüğünde çeşitli yer ve zamanlarda yaşamını yitiren asker, polis ve PKK’lilerin aileleri bir araya geldi. Çelebibağı Belediyesi Musa Anter Halk Toplantı Salonu'nda düzenlenen toplantıda, tutuklu Çelebibağı Belediye Başkanı Veysel Keser’in “irademe dokunma” yazılı fotoğrafı ile “Savaşın kazananı, barışın kaybedeni olmaz” pankartı asıldı. Toplantıya çeşitli tarihlerde çıkan çatışmalarda yaşamını yitiren asker, polis ve PKK’lilerin ailelerinin yanı sıra, çocukları henüz dağda ve askerde olan aileler, Barış Anneleri İnisiyatifi aktivistleri, BDP Erciş ve Çelebibağı yöneticileri, Eğitim Sen Erciş Temsilciliği, KURDÎ-DER ve Van Baro temsilcileri, Erciş Şoförler Odası, Kahveciler Odası, Ticaret Odası, İstanbul Otobüs İşletmecileri Derneği temsilcileri, BDP Çelebibağı ve Erciş Belediye meclis üyeleri, BDP Van il meclis üyeleri de katıldı. Demokrasi ve özgürlük mücadelesinde yaşamını yitirenlerin anısına bir dakikalık saygı duruşu ile toplantı başladı.
'Savaşın kazanını barışın ise kayıp edeni olmaz'
Toplantıda konuşan TUHAD-DER Erciş Temsilcisi Fevzi Can, Türkiye’de yıllardır süren çatışmalı ortamda binlerce gencin yaşamını yitirdiğini belirterek, “Savaşta hiçbir mazlum halkın çıkarı olmaz, hiçbir ülkenin de olmaz. Yıllardır Türkiye’de yaşanan çatışmada binlerce insanımız ölmüş ve kimse bu durumdan sorumluluk üstlenmemiştir” dedi. "Ülkemizde insanlar ölürken film izler gibi kimimizin evine kimimizin mahallesine, kimimizin ise ocağına ateş düşüyor. Bu ülkenin halkları ‘vatan sağolsun’ nutukları ile savaşı destekliyordu” dedi. Can, “Barış bu topraklarda savaşı yok etmekle yükümlüdür, yıllardır bu topraklarda Kürtler asit kuyusuna atıldı, hemen yakınımızda Zilan deresinde binlerce silahsız, suçsuz, insan göz göre göre katledildi. Birçok Kürt annesi evladının mezarını bile bilmiyor. Buna rağmen ‘Bijî aşiti, yaşasın barış’ sloganı atarak bu savaşın durmasını istiyorlar. Bu annelerin elleri öpülür. Gün artık helalleşme günüdür. Barışın kırmızı çizgisi olmaz, barışın sağlanması için herkes elini taşın altına koymalıdır” diye konuştu. Başlatılan sürecin artık kaçınılmaz bir fırsat olduğunu dile getiren Can, Türkiye’deki barışın sağlanması için tüm halkların üzerine düşen rolü iyi oynaması gerektiğine vurgu yaptı.
'PKK’nin sınır ötesine çekilmesi ile barış sağlanmaz'
Barışın sağlanması için PKK’nin sınır ötesine çekilmesini şart koşan Hükümete seslenen Can, "PKK’nin sınır ötesine çekilmesi barışı sağlamaz, devlet de bu durumda önemli adımlar atmalıdır. Bir yandan barış konuşulurken diğer yandan dağların bombalanması, koruculuk sisteminin yaygınlaştırılması barışın dili değildir” şeklinde konuştu.0 Can, yaşanan savaş hazırlıkları üzerine barış inançlarının sarsıldığını ifade ederek, şöyle konuştu: "Şu anda Tekirdağ, Şakran cezaevlerinde bir çok mahkum ölüm sınırına yaklaşmış durumda. Sadece siyasi faaliyetleri yüzünden ölüme terk edilen bu insanlar için yapılan onlarca girişime rağmen hiçbir önlem alınmadı. Bu nasıl bir barış anlayışıdır, bir yandan Kürt tutsaklar üzerinde cezaevlerinin koşullarını ağırlaştırarak cezaevleri ölümlerinin oluşmasına yol açıyorsunuz, diğer yandan ise ölümleri durdurmaktan söz ediyorsunuz. Bu uygulamalarla Kürt halkını tedirgin ediyorsunuz” dedi.
'Öcalan Ortadoğu ve Türkiye'nin tarihini iki yaprağa sığdırdı'
Eğitim Sen Erciş Temsilciliği Örgütleme Sekreteri Ebubekir Dikmen ise, PKK Lideri Abdullah Öcalan'ın 21 Mart Diyarbakır Newroz’unda verdiği mesaja dikkat çekerek, Mezopotamya topraklarında yıllar sonra kahramanların ektiği barış tohumlarının yeniden filizlendiğini söyledi. Yıllardır bu topraklarda kardeş halklar olarak bir arada yaşandığına dikket çeken Dikmen, “Bizler, Türkler, Kürtler, Lazlar, Çerkezler, Müslüman, Alevi, Ermeni bu topraklarda yaşamlarını sürdürdü. Sayın Abdullah Öcalan ve yoldaşları güzel şeyler yapmaya çalışıyorlar, bunu ise Sayın Öcalan, Türkiye'nin ve Ortadoğu'nun tarihsel sürecini Diyarbakır Newroz’unda verdiği mesajla iki yaprağa sığdırarak en iyi şekilde ifade etti. Bugüne kadar bunu yapan başka biri var mı? Bunun için bu barış projesinin önemsenmesi gerekir” diye konuştu.
'Kürt halkına yaklaşım beni oğlumdan ciğerimden kopardı'
Bir oğlunu dağda yitirdiğini ifade eden Zülfidan Ateş, oğlunu göz bebeği gibi sevdiğini ifade ederek, oğlunun beslediği sevginin oğlunda özgürlük sevgisi oluşturduğunu dile getirdi. Yıllardır Kürtlere karşı yürütülen kart-kurt politikalarının oğlunun dağa çıkmasına neden olduğunu dile getiren Ateş, "Bu ülkede Kürtlerin onurları ayaklar altına alınmaya çalışılmasaydı belki de kimse ölmezdi ve bugün burada barışı ya da savaşı tartışmazdık. Kürt halkına yönelik uygulanan tahammülsüz ve köleci yaklaşım beni canımdan ve ciğerimden kopardı. Hergün oğlumun fotoğrafına baktığımda çocukken koştuğu sırada avluda düşüşü, aklıma geliyor. Büyümesi için sabırsızlanıyordum. O her düştüğünde yüreğim yanardı ve bir an önce büyümesini isterdim. Nereden bilirdim ki oğlum büyüdüğünde mezarını bile bana göstermeyecekler” dedi. Ateş, konuşmasının ardından yaşlı gözlerde üst üste barışın ismini anarak, “Yıllardır yanan yüreğimiz ve yaşlı gözlerimizle başka annelerin bizim çektiğimiz acıyı çekmemesi için barışı diliyoruz. İnşallah bu dileklerimiz gerçekleşir yeter artık barış barış, barış olsun" ifadesinde bulundu. Ateş'in konuşması salonda duygulu anlar yaşattı.
'Her an evlat acısı tereddüdü ile yaşıyorum'
Oğlu askerde olan Zülfinaz İş ise, “Akşam haberlerini tereddütle izliyoruz, her sabah uyandığımda evlat acısı korkusu ile uyanıyorum. Bizler bunları yaşamayı hak etmiyoruz. Müslüman bir devletiz ve Peygamber efendimizin doğduğu kutsal haftadayız, bütün insanlık bu haftada dua etsin ki barış sağlansın akan kan dursun artık" dedi.
Tutuklu Çelebibağı Belde Belediye Başkanı Veysel Keser’in eşi Hüveyla Keser, barış sürecinde halen Kürt siyasetçilerin esir tutulduğuna dikkat çekerek, “Barış süreci siyasetçilerle yürür, fakat devlet Kürt siyasetçilerini esir tutarak Kürtlerin barış inancını kırıyor” dedi. PKK'nin barışın sağlanması için gereğinden fazla adım attığının altını çizen Keser, "Türkiye'nin ise en azından esir tuttuğu siyasetçilerimizi serbest bırakmasını bekliyoruz” dedi. Akil İnsanlar Komisyonu çalışmalarına da değinen Keser, belediye başkanlarının da nasıl ki seçim propagandası yapılıyorsa, barış sürecini anlatmaları için bir kampanya başlatmaları gerektiğini söyledi.
Konuşmaların ardından toplantıdan bir gün önce evlerde bir araya gelen asker ve PKK'lilerin anneleri, birlikte yoğurdukları hamurlarla pişirdikleri pasta ve kurabiyeleri toplantıya katılan kişilere ikram etti.