Temelli: Mülteci sorunu Rojava’daki huzuru Suriye’ye yaymakla biter Temelli: Mülteci sorunu Rojava’daki huzuru Suriye’ye yaymakla biter

Halkların Eşitlik ve Demokrasi Partisi (DEM Parti) Hukuk Komisyonu Eş Sözcüleri Sevda Çelik Özbingöl ve Öztürk Türkdoğan, yarın görülecek Kobanê Davası’nın karar duruşmasına ilişkin, partilerinin genel merkezinde basın toplantısı düzenledi. Toplantıda konuşan Türkdoğan, görülecek duruşmada tüm siyasetçilerin özgür bırakılmasını beklediklerini ifade etti. Türkdoğan, davanın Kürt siyaseti ve HDP siyasetinin yargılandığı dava olduğunu belirterek, "HDP’li siyasetçiler yargılanıyor, sadece onlar değil, aslında bir dönemin çözüm ve barış siyaseti yargılanmak isteniyor. Kürt halkının statüsü yargılanmak isteniyor" dedi.

'DEVLET İÇERİSİNDEKİ ÇETELER AKTİF HALE GELDİ'

Protestolar sırasında Kürt protestocuların nasıl öldürülmeye başlandığını anlatan Türkdoğan, "Varto’da bir Kürt protestocunun, güvenlik güçleri tarafından katledilmesiyle birlikte devlet içerisindeki çeteler aktif hale geldi. Çok sayıda yerde olaylar oldu. Bununla ilgili çok fazla sivil toplum örgütlerinin raporları var. İnsanlar yaşamını yitirmeye başladı. O gün sokağa çıkma yasağı ilan edildi. Türkiye’de uzun zamandan sonra sokağa çıkma yasağı ilan edilmişti. Biz bir gün sonra olaylar yatıştı, çağrılar yapıldı, HDP’li siyasetçiler İçişleri Bakanı ile görüştüler. Olaylar yatıştı" ifadelerini kullandı. 

'ARKADAŞLARIMIZA KUMPAS KURULDU' 

Ekim sonunda toplanan Milli Güvenlik Kurulu'nun (MGK) bildiri yayınlandığını, bildiride olayların barış ve çözüm sürecini sabote etmeye dönük girişimler olarak değerlendirildiğini, çözüm sürecinin övüldüğünü vurgulayan Türkdoğan, "Herhangi bir kalkışma olarak değerlendirmiyor. Çok net değerlendirmeleri var. Ankara Savcılığı bir soruşturma açıyor sadece ifade alıyor ve soruşturma dosyasında herhangi bir gelişme olmuyor. Daha sonra siyasi süreçte, çözüm ve barış sürecinin sona ermesiyle birlikte Kürt siyasetinin tasfiyesine yönelik gelişmeler oldu. Mayıs 2016’da milletvekilli dokunulmazlığı kaldırıldı. Sonra bir darbe teşebbüsü oldu ve iktidar bunu bir karşı darbe sürecine çevirdi, o karşı darbe süreci içerisinde Türkiye’yi uzun yıllar OHAL ile yönetti. İşte OHAL koşullarında 4 Kasım 2016’da Selahattin Demirtaş ve Figen Yüksekdağ ile diğer arkadaşlarımızın evleri basılıp gözaltına alındılar ve tutuklandılar. O tarihten beri de tutuklu yargılanıyorlar. Kobanê Kumpas Davası soruşturma ve kovuşturma aşamasında çok sayıda hukuka aykırılıklar var. Soruşturma aşamasında 2014’teki soruşturmadan sonuç alınmayınca 2017’deki rejim değişikliğinden sonra 2018’de Ankara TEM Şube’de ilginç bir belge hazırlanıyor. Biz buna 'yeni tip andıç belgesi' diyoruz. Yaşı müsait olanlar hatırlarlar; böyle belgeler, 90’lı yıllarda 2000’li yılların başında Genelkurmay’da hazırlanırdı. Böyle belgeler, bunlar muhtıradır aynı zamandı. Şimdi de Emniyet’te andıç belgeleri hazırlanmaya başlandı. Arkadaşlarımıza kumpas böyle kuruldu" şeklinde konuştu. 

'YARIN BİR FIRSATTIR'

Suç örgütü yöneticisi Bora Kaplan davasında ortaya çıkan emniyet içindeki gruplaşmalara dikkati çeken Türkdoğan, "Bakın şu anda siyasi iktidar sözcüleri emniyet içerisindeki gruplaşmalardan bahsediyor. Günaydın yeni mi uyandınız?  Bu gruplaşmalar elbette sizlerin bilgisi dahilindeydi. Uzun zamandır zaten partimize ve arkadaşlarımıza kumpas gerçekleştiriyorlardı. Dolayısıyla bunun artık önüne geçilmesi gerekiyor. Devlet içerisinde gerçek manada bir temizlik yapılması gerekiyor. Siyasi iradenin buna öncelikle uygun adım atılması gerekiyor. Yarın bir fırsattır; arkadaşlarımız yarın mutlaka ama mutlaka tahliye edilmelidir ve bu kumpas davası yarın mutlaka beraatle bitirilmelidir" diye belirtti. 

ÖZBİNGÖL: BARIŞÇIL BİR PROTESTO ÇAĞRISI

Eşsözcü Sevda Çelik Özbingöl ise, davaya gerekçe yapılan tweette barışçıl bir çağrının yer aldığını ve Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi Büyük Dairesince de bu durumun karar altına alındığını söyledi. Kararın dosyada bulunmasına rağmen yargılamanın tutuklu şekilde devam ettiğini hatırlatan Özbingöl, şunları söyledi: "7 Ekim 2014 tarihinde Erdoğan’ın Kobanê düştü düşecek açıklamasının ardından dünyanın her yerinde devam eden barışçıl yürüyüş protesto ve basın açıklamaları devreye giren paramiliter güçlerin ortaya çıkardığı katliamlarla da gölgelenmeye çalışılmıştır. Bu topraklara demokrasi ve barışın gelmesi ve bunun sağlanması için ortak mücadele yürütenlerin kumpasla 8 yıldır tutsak edilmesinin anatomisi olan Kobanê Kumpas davasında verilecek karar; bu anlattıklarımız dikkate alındığında siyasi bir karar olacaktır.  Biz Kobanê Kumpas davası savunma avukatları olarak bu süreçte gösterilen duyarlığı çok önemsiyor ve çok kıymetli buluyoruz. Bu temelde de Türkiye kamuoyunu ilgilendiren bu siyasi kumpası boşuma çıkarmak ve eşitlik özgürlük emek mücadelesinden yana güçlü bir tavır koymak adına da yarın 16 Mayıs 2024 saat 10.00’da Sincan Kampüsü’nde görülecek olan duruşmada da herkesi o mücadelede dayanışmaya ve yanımızda olmaya davet ediyoruz."