Halkların Eşitlik ve Demokrasi Partisi (DEM Parti) Çeşme İlçe Örgütü, DEM Parti milletvekilleri İbrahim Akın, Sırrı Sakık ve DEM Parti İzmir İl Eşbaşkanların konuşmacı olarak katıldığı "Demokratik, ekolojik, kadın özgürlükçü Çeşme bizimle mümkün" başlıklı söyleşisini Çeşme Çakabey Salonu’nda gerçekleştirdi. Panele çok sayıda yurttaş katılırken, ilçede bulunan sendika ve kurum temsilcileri de panele destek verdi. 

Panelde ilk olarak DEM Parti İzmir İl Eşbaşkanı Zehra Vezan Karabulut, topluma dair kararların alındığı siyasi alanın, kadınları öteleyen iktidarların en büyük aracı olduğunu belirtti. Hiyerarşiyi yeniden üreten bu zihniyetin binlerce yıldır devam ettiğini söyleyen Karabulut, "Kadınların öz iradeleriyle kendilerini ifade etmelerinin en önemli alanı siyasi partilerde temsil edilmeleridir. DEM Parti eş başkanlık sistemleri ile bu erkek egemen zihniyete meydan okumaktadır. Kadın Meclislerimiz mahallelerden genel merkeze kadar eşitlikçi, özgürlükçü, kadınların siyasi alanda güçlenmesi için oluşturulmuş mekanizmalardır. Yine hakim iktidar kadınları ve doğayı aynı biçimde katlediyor ve baskısını sürdürüyor. Bu nedenle kadınlar doğayla özdeşleşmiştir ve bütün çevreci hareketlerin içinde yer almıştır. Bugün Rojava'da ekolojist, demokratik ve kadın özgürlükçü paradigmanın uygulandığı bir model var ve kadınlar Rojava'da doğayı koruyarak kendilerini var ediyor. Rojava bir kadın devrimidir ve bütün dünya kadınları Rojava'yı örnek alıyor" dedi. 

KURUŞ: TECRİDİ MAHKUM ETMELİYİZ

DEM Parti İzmir İl Eşbaşkanı Mehmet Kuruş da, İzmir'de geçmişten günümüze birçok farklı topluluğun yaşadığını vurguladı. DEM Parti'nin bu farklılıkların bir arada yaşamasını vaat eden bir parti olduğunu ifade eden Kuruş, "Cezaevlerinde varlıklarını halklarına adayan insanlarla dolu. Bu insanların kendi aileleriyle görüşmelerine izin vermeyen ceberut bir sistem var. Bu sistem Ortadoğu’ya barışı getirebilecek Sayın Öcalan'ı avukatları ve ailesiyle görüşmesine bile izin vermiyor. Tecridi sadece cezaevlerinde insanlara yönelik bir uygulama olarak göremeyiz. Bu halklara dayatılan, onları sessizleştirmek isteyen egemenlerin işidir. Bunu güçlü bir şekilde mahkum etmek gerekiyor" diye belirtti.

Çeşme'nin tepelerinin RES'lerle, derelerin HES'lerle tahrip edildiğini ve doğasını korumak isteyenlerin karşısına barikatlar dizildiğini sözlerine ekleyen Kuruş, "Günümüz dünyasında halklar adına siyaset yürütme iddiası olan hiçbir parti ekolojiyi öncelemeden siyaset yürütemez. Bunun için tüm canlıların hakkını teslim eden yeni bir üretim sistemini de inşa etmek zorundayız. Ekoloji mücadelesini birçok küçük gruba havale edemeyiz. Bütün canlıların kurtuluşu üzerine yeniden biçimlenmek gibi bir sorumluluğumuz var. Dolayısıyla bizim savunduğumuz belediyecilik anlayışı ovalara doğru gelişen, kar hırsı olan dikey bir yapılaşma anlayışı değil. Doğayı esas alan bir anlayışımız var. DEM Parti böyle bir süreçte doğayı tahrip eden, Kürt de mesafeli yaklaşan, halkın politikalarına barikat çekenleri reddedecek" diye konuştu.

AKIN: ADAYLARI HALK SEÇTİ

Ardından söz alan DEM Parti İzmir Milletvekili İbrahim Akın da şöyle konuştu: "Bu ülkede insanların kimliklerinin tanınmadığı, hukukun ortadan kaldırıldığı bir dönemden geçiyoruz. İmralı'da uygulanan uygulama dünyanın hiçbir yerinde yok. Böyle bir ayrımcılık yok. Açlık grevi yapmak bizim için zulümdür. Biz görevimizi yerine getiremediğimiz için onlar açlık grevi yapıyor. Önümüzdeki süreç bir yerel seçim değil inşa edilmeye çalışılan faşist bir rejime karşı başka bir Türkiye inşa etmek istiyoruz. Sadece Kürdistan'da değil İstanbul'da, İzmir'de Çeşme'de milyonlarca Kürdün ve solcunun olduğunu bilecekler ve ona göre bizimle görüşecekler. Türkiye'de kayyımlara son vermek istiyoruz. Söz ve karar süreçlerinde halkın kendi sözünü söylemesini istiyoruz. Kayyım politikasının hiçbir gerekçesi kalmamıştır. Artık kayyıma meydan okuyoruz. Belediyelerimizi yeniden alacağız ve halkın yönetimini kuracağız. Halkımıza adayların komisyonlarda belirlenmeyeceğine dair söz verdik ve 81 yerde yüz bine yakın insanla seçim yaptık."

SAKIK: BUNDAN SONRA SİZE OY YOK

DEM Parti Agiri Milletvekili Sırrı Sakık ise, iktidarın Kürtler ve ötekilere düşman olduğunu belirtti. Sakık, "Fakat ne yaparsanız yapın hepimiz kimliğimizle var olacağız. Bu halk size teslim olmaz. Şimdi yerel seçimlere gidiyoruz. İki seçimdir AKP-MHP anlayışını mahkum etmek adına sandık başına gittik. Muş'ta silah zoruyla belediyeyi elimizden aldılar ama kimsenin kılı kıpırdamadı. Konu Kürt coğrafyası olunca tüm partiler AKP'lileşiyor. Kürtlerin bir sineği bile Ankara Büyükşehir Belediyesi’ne giremez. Ama bundan sonra hesaplı olacağız, varsanız biz de varız. Bizim desteklediğimiz, oy verdiğimiz belediye başkanı bize mezarlık vermedi, Antalya'da salon vermedi. Siz bizim sayemizde orada olacaksınız ama benim örgütümle konuşmayacaksınız ve bizden oy isteyeceksiniz. Kusura bakmayın bundan sonra size oy vermeyiz. Aydın'da başkanlık yapan kişi Kürt coğrafyasına giden bombaların üstüne ismini yazıyor. Senin MHP'den ne farkın var" ifadelerini kullandı.

DEMOKRASİ VURGUSU

Daha önce hiç küçük hesap yapmadıklarını belirten Sakık, "Yüzde 1 oyları olmayan partiler CHP'den 40 vekillik aldı. Ama biz bu ülkenin demokratikleşmesi için topluma açık ilişki kuralım istedik. Biz bu kadar gizli, saklı ve kirli iş yapan insanlarla ortaklık kurmayız. Bugün bunları değerlendiriyoruz, artık dün dünde kaldı. Biz asit kuyularından, zindanlardan geliyoruz ve kar topu büyüyerek mücadele ederek ilerliyoruz. Yine tüm partilere rol model oluşturacak bir model olarak ön seçimleri yaptık. Önümüzdeki seçimlerde kimi vekil olarak görmek istiyorsanız onu siz belirleyeceksiniz. Nasıl kadınlar ‘Jin, jiyan azadi’ dedi, Ortadoğu’da yer yerinden sallandı, biz de demokrasi diyeceğiz ve tüm partilere rol model olacağız" diye konuştu.

Panel soru cevap bölümüyle son buldu.