Demokratik Bölgeler Partisi (DBP) Eş Genel Başkan Yardımcılığı görevindeyken PKK Lideri Abdullah Öcalan'ın Suriye'den çıkmaya zorlanmasının 25'inci yıldönümü olan 9 Ekim 2023’te Koşuyolu Parkı’nda yapılmak istenen açıklaması sırasında 103 kişiyle birlikte gözaltına alınan ve tutuklanan Zekiye İlbasan hakkında açılan davanın ilk duruşması görüldü.
'YASALARA GÖRE TECRİT SUÇTUR'
"Örgüt üyesi olmak", "Kanuna aykırı toplantı ve yürüyüşlere silahsız katılarak ihtara rağmen kendiliğinden dağılmama", "Görevi yaptırmamak için direnme" iddiasıyla Diyarbakır 4’üncü Ağır Ceza Mahkemesi’nde görülen duruşmada, İlbasın ve avukatları Özüm Vurgun ile Berdan Acun hazır bulundu. Duruşmaya, DBP Eş Genel Başkanı Çiğdem Kılıçgün Uçar ve Tevgera Jınên Azad (TJA) aktivistleri de izleyici olarak katıldı.
Suçlamalara karşı savunma yapan İlbasan, katıldığı basın açıklamasının yasal bir hak olduğunu, suç olmadığını ifade ederek, "Açıklamanın içeriği de 9 Ekim uluslararası komplo ve tecritti. Yine Türkiye yasalarına göre tecrit bir suçtur. Geçtiğimiz günlerde Adalet Bakanlığı ne dedi? 'Statü ne olursa olsun yasalar önünde herkes eşittir' dedi. Milyonlarca Kürt Sayın Abdullah Öcalan'ı iradesi olarak kabul etmiştir. Devlet dahi muhatap alıp görüşmeler gerçekleştirdi. Şu an neden görüşmeler yapılmıyor?" diye sordu.
“TUTUKLANAN TÜM KÜRTLER ÖRGÜT ÜYESİ OLUYOR'
PKK Yürütme Konseyi Eşbaşkanı Cemil Bayık'tan talimat alarak söz konusu açıklamaya katılmakla suçlandığını belirten İlbasan, "Ben kimseden talimat almadım, sadece vicdanımı dinledim. Mukavemet kısmına geldiğimizde ise anons yapıldığında abluka kalkmıyorsa eğer, evet mukavemette bulundum. Ayrıca şikâyetçi olan kolluk kuvveti ve orada bulunan kolluk kuvvetleri, kimseyi darp etmediğimi çok iyi biliyor. Üçüncü ve en önemlisi ise örgüt üyesi olduğum söyleniyor. Bugün gözaltına alınan ve tutuklanan tüm Kürtler örgüt üyesi oluyor. Dilim, kültürüm, kimliğim yasaklanıyor ve ben bunu savunmasaydım örgüt üyesi olmazdım. Dünyada hakları için mücadele veren herkese hak veriliyor, kahraman ilan ediliyor, fakat Kürtler hakkını savununca durum değişiyor ve terörist oluyor" ifadelerini kullandı.
İlbasan'ın darp ettiği iddia edilen polis Nirgül Şahin, duruşmaya katılarak, İlbasan'ın kolunda çizikler oluşturduğunu iddia etti. Şahin, İlbasan'ın ayağına tekme atıp atmadığını ise hatırlamadığını söyledi.
İddia makamı ise İlbasan'ın tutukluluk halinin devamını istedi.
'TECRİDİ DİLE GETİRMEK SUÇ DEĞİLDİR'
Savunma yapan İlbasan'ın avukatı Berdan Acun, tecridi dile getirmenin suç olmadığını hatırlatarak, "Müvekkil DBP’nin Koşuyolu Parkı'nda uluslararası komploya dönük yapılmak istenen basın açıklamasına yürüyerek gidiyordu. Fakat sonrasında ablukaya, ardından da gözaltına alındı. Açıklamanın içeriği tecride dairdi. Tecridi dile getirmek suç konusu olamaz. Yürürken slogan atmadıkları görülüyor. Dağılma ihtarı yapılmadı, yapıldıysa da polisin koridor açması ve insanların oradan çıkmasına izin vermesi gerekiyordu, ama hiçbiri yapılmadı" diyerek, müvekkilinin tahliyesini istedi.
'KOLLUK KENDİNİ HAKİM YERİNE KOYUYOR
İlbasan'ın avukatı Özüm Vurgun ise, açıklamanın yasaklanmasını "görevi kötüye kullanma" olduğuna işaret ederek, "Asıl meselenin direnme ve polise mukavemet olduğu söyleniyor. Valiliğe verilen bir yetkiden kaynaklı eylem etkinliklerin yasaklı olduğu söyleniyor ama burada valilik ile konuşmamız gerekirken sizinle konuşuyoruz. Bu yetki ile müvekkilin tutuklanmaya kadar gitmesi hak ihlalidir. Valiliğe verilen yetki ile 21 ilde 147 kere yasak ilan edilmiş. Bu görevi kötüye kullanmadır. Kolluk da kendini hakim ve savcı yerine koyuyor. Orada 104 kişi gözaltına alındı ve müvekkilim tutuklandı. Orada bir tiyatro oynandı. Kolluk bozuk CD’de görüntünün olmadığını söylüyor, fakat DEM Parti Milletvekili Adalet Kaya'nın telefonundan çekilen görüntüye bakıldığında her şey ortadadır. Orada müvekkil işkenceye uğruyor" ifadelerini kullanarak müvekkilinin tahliyesini istedi.
TAHLİYE KARARI
İlbasan'ın tutuklu kaldığı süre ve delillerin toplanmış olmasını göz önüne alan mahkeme heyeti, İlbasan'ın adli tedbir kontrolüyle tahliyesine karar vererek, duruşmayı 7 Mart'a erteledi.