Güncel

Temelli: Gelin demokrasi ittifakında buluşalım

Abone Ol

HDP Eş Genel Başkanları Pervin Buldan ve Sezai Temelli, HDP’li milletvekilleriyle birlikte 31 Mart seçimlerinde kayyumlardan geri alınan Mardin Büyükşehir Belediyesini ziyaret etti.

Ziyarette konuşan Pervin Buldan; Ahmet Türk’ün Mardin Büyükşehir Belediye Eş Başkanı iken görevden alındığını ve yerine kayyum atandığını hatırlatarak; “İradenizi gasbeden kayyum başta Mardin olmak üzere atandıkları her yerde sizin ve halkımızın iradesini gasp ettiler. Sadece gasp ile sınırlı da kalmadılar. Aynı zamanda sizin emeğinizi çaldılar, sizin hakkınızı çaldılar belediyenin içinde her şeyi talan ettiler ve büyük bir hukuksuzluğun altına imza attılar. Bütün bunları seçim sürecinde kampanyamızda sizlerle paylaştık. Bundan sonra da yaptıkları bütün usulsüzleri halkımızla paylaşacağız. Sizlere bir kez daha iradenize ve Ahmet Türk’e sahip çıktığınız için teşekkür etmek isterim” dedi.

‘KUTUPLAŞTIRMA VE AYRIŞTIRMAYA DEVAM EDİYORLAR’

Seçim sonuçlarından ders çıkarmayanların kutuplaştırma ve ayrıştırmaya devam ettiğine vurgu yapan Buldan şu ifadeleri kullandı:

“Bu ülkenin toplumsal barışa ve demokrasiye ihtiyacı vardır. Bu ülkenin acil ihtiyacı barıştır, demokrasidir. Bir kez daha bu ülkeyi yönetenlere, siyasi iktidara buradan Mardin’den çağrı yapıyoruz kutuplaştırma ve ayrıştırma zihniyetine son verin. Bu halk bunu seçimlerde size ispat ve beyan etmiştir. Bu halkı ve toplumsal muhalefeti kabul etmek ve toplumsal muhalefetin önerilerini dikkate almak siyasi iktidarın birincil görevi olmalıdır. Buradan bir kez daha şunun altını çizmek istiyoruz. Evet, bugün Türkiye ne yazık ki adaletin, hukukun, demokrasinin ve demokratik siyasetin ayaklar altına alındığı bir dönemi yaşıyor. Ancak bundan sonrası için adalete dair, hukuka dair, demokratik siyasete dair yapılması gereken neyse onu yapmak zorundayız.”

‘ÜLKENİN İHTİYACI OLAN BARIŞ VE DEMOKRASİYE HEP BİRLİKTE KATKI SUNALIM’

171 gündür insanların “demokrasi gelsin, barış gelsin” diye, tecridin kalkması için bedenlerini açlığa yatırdığını ve iktidarın, AKP’nin bunu görmezden duymazdan geldiğini belirten Buldan; “Buradan da bir kez daha Adalet Bakanlığına çağrı yapmak isteriz; bu yasal ve meşru talep karşısında sessizliğinizi bir an önce bozunuz. Bu ülkenin ihtiyacı olan barış ve demokrasiye hep birlikte katkı sunalım diyorum ve hepinize geldiğiniz için teşekkür ediyorum. Sayın Ahmet Türk ve Figen Altındağ arkadaşımızın şahsında hepinize görevinizde başarılar diliyorum” dedi.

TEMELLİ: SALDIRILARA RAĞMEN 31 MART’TA BÜYÜK BİR BAŞARIYA İMZA ATTIK

Tüm engellemelere, her türlü seçim hilesine, baskı ve zulme rağmen çok güçlü ve önemli bir başarıya imza atıldığını söyleyen Sezai Temelli de “Bu çok önemli bir başarı. Evet bugün 31 Mart’a giderken ortaya koyduğumuz seçim stratejisi Türkiye halklarına ve toplumuna bir seçenek yaratmıştır; bir demokrasi ve barış seçeneği yaratmıştır. Türkiye halkı, Türkiye toplumu kadınları, emekçileri, bu seçenekte yan yana gelmeye devam edecektir” dedi.

Binlerce insanın cezaevinde açlık grevinde, 300’den fazla kişinin ise kritik sınırda olduğunu vurgulayan Temelli şunları söyledi:

“Başta Leyla Güven başta olmak üzere bu kritik sınırı geçildiği, kalıcı hasarın yaşanacağı durumlar söz konusu. Biz ölümler olmasın diye bir kez daha çağrımızı yineliyoruz. Evet kimse ölmesin. Bu ülkenin ihtiyacı olan ölümler değil, acil barıştır, demokrasidir, toplumsal barıştır. 31 Mart’ta halkın sandıklara yansıyan iradesi de bu olmuştur. Her türlü engellemeye rağmen bu olmuştur. Her türlü engellemeye rağmen, insanlarımız, ısrarla, inatla, kararlı bir şekilde tercihini barıştan yana tavrını koymuştur. İktidara bir kez daha sesleniyoruz. Gelin bu tecridi kaldırın, bu ülke bu tecritten, bu hukuksuzluktan kurtulsun. Talep meşrudur, haklıdır, yasaldır. Hiç kimse diyemez ki bu talep meşru değildir. Adalet Bakanı’na, Meclis Başkanı’na sesleniyoruz. Bir an önce inisiyatif alın haktan, hukuktan, adaletten yana görevinizi yerine getirin. Yani yasayı uygulayın. Bir an önce Öcalan, ailesi ve avukatları ile görüşebilsin. Bunun bu ülkeye zerre kadar zararı olmaz çok önemli katkısı olur.”

‘KIZGIN DEMİRİ SOĞUTMAK TECRİDİ SONLANDIRMAKTAN GEÇER’

Cumhurbaşkanına seslenen Temelli; “Evet kızgın demiri soğutmak istiyorsanız bu tecride son verin. Kızgın demiri soğutmak istiyorsanız OHAL uygulamalarına son verin. YSK’yi bile alet ettiğiniz KHK’lilerin mazbatalarını çalmaya son verin. Kızgın demiri soğutmak istiyorsanız hukukun üstünlüğünü, yargı bağımsızlığını tanıyın. Toplumsal barış adına adımlar atın. Ama niyetiniz bu değil. Siz bırakın kızgın demiri soğutmayı ateşin üzerine benzin dökmek niyetindesiniz. Biz de buradan bir kez daha sesleniyoruz. Bu kızgın demiri soğutmak siyasete de barışı getirmek toplumsal barışı var etmek ve hukukun üstünlüğünü savunmaktan geçer, demokrasiyi savunmaktan geçer” dedi.

‘Demokrasi İttifakında’ buluşma çağrısı yapan Temelli şunları söyledi:

“Gelin Türkiye halkları omuz omuza versin, Leyla’ya el versin, bu açlık grevlerini sonlandırmak, tecridi sonlandırmak için hukuktan, demokrasiden yana tavır alsın. Bakın kayyum hukukunu sonlandırdık. Geride kalan enkazın fotoğrafı her gün biraz daha netleşiyor. Ekonominin içine sürüklendiği durumun fotoğrafıdır. Mardin, Amed, Van Belediyesi’nde yaşanan bunun en çıplak örneğidir. Böyle yönetemezsiniz. Bir yönetim krizi var. Bu krize son vermek için demokrasi ittifakında buluşma zamanıdır. Böyle yönetemezsiniz, iktisadi ve siyasi kriz var. Siz böyle yönettiğiniz sürece ülkeyi içinden çıkılmaz bir yere sürüklersiniz. Buna son vermenin yolu Cumhurbaşkanın kendi sınırlarına çekilmesi, partili cumhurbaşkanı sisteminden vazgeçilmesidir. Buna son vermenin yolu eşit yurttaşlık temelinde bir anayasayı bir an önce var etmektir. Buna buradan başlayacağız. Tam da olduğumuz yerden yerel demokrasiyi güçlendirerek hayata demokrasiden barıştan yana müdahale ederek, ilmek ilmek barışı da demokrasiyi de bu ülkeye öreceğiz. Buna inanıyorum bu güç bir kez daha 31 Mart’ta kendisini ifade etmiştir. Biz bu gücümüzle, gelecek umut dolu günlerin inşasında her zaman en önde olmaya devam edeceğiz. Gelin hep birlikte Türkiye'yi özlemini duyduğu barışa, demokrasiye kavuşturalım diyoruz. Hepinize çalışmalarında başarılar diliyorum, teşekkür ediyorum.”(Evrensel)